Luftwaffe traducir portugués
143 traducción paralela
Filmde yer alan havadaki savaş sahneleri, savaş sırasında... ... A.B.D. Hava Kuvvetleri ve Alman Luftwaffe tarafından çekilmiştir.
As cenas de batalhas aéreas foram recolhidas em combates reais... por membros da Força Aérea americana e da Luftwaffe alemã.
Luftwaffe pilotlarından, İngiltere'deki Amerikan pilotları 8. Hava Kuvvetleri'ne özel selam göndermek istiyorum.
Quero mandar cumprimentos especiais dos pilotos da Luftwaffe... aos pilotos americanos em Inglaterra, a 8a.
Ona tüm hikayeyi yolladım. - Luftwaffe bir şey yapamaz mı? Yapacaktır.
- Hitler fará o possível.
Rommel, ağır ve korkunç yumrukları, Tobruk'u sürekli dövdü. Nazi hava kuvvetleri, yoğun topçu bombardımanı ve önden saldırılar da destek verdi.
A fúria implacável e desesperada de Romper caiu sobre Tobruk uma e outra vez, com a Luftwaffe, a artilharia concentrada e o ataque frontal.
Bir süre onu Alman Luftwaffe'nin vurduğunu düşündüm ren geyiği, kızak ve güm...
Por uns tempos, julguei que a Luftwaffe alemã o tivesse abatido, com renas, trenó e tudo.
Ya Alman Hava Kuvvetleri ya da Kraliyet Hava Kuvvetleri...
Luftwaffe ou Royal Air Force...
Yukarıda hala Alman Hava Kuvvetleri var.
Pois claro que é a Luftwaffe!
Karargah, Luftwaffen Kommando Batı
Pips, meu velho! GENERAL WOLFGANG HÄGER Quartel-General, Comando Oeste da Luftwaffe
Luftwaffe'nin altın günleri!
A Luftwaffe teve o seu grande momento!
Fakat Luftwaffe nerede?
Mas onde está a Luftwaffe?
Ve siz de benim şahsımda sıradan bir gardiyanın değil, Hava Kuvvetleri Komutanlığınca özel olarak atanan bir kurmay subay karşısındasınız.
E quanto a mim, não me verá como um mero guarda de prisão mas sim como um oficial pessoalmente escolhido para a tarefa pelo Alto Comando de Luftwaffe.
Hava subayı olan tutsaklar Hava Kuvvetlerinin sorumluluğundadır, SS'in ya da Gestapo'nun değil.
Prisioneiros da força aérea são responsabilidade da Luftwaffe não da SS ou da Gestapo.
Elbette Hava Kuvvetleri görevi üstlenemeyecekse tutsaklar kendilerini bizim sorumluluğumuzda bulur.
Claro, se a Luftwaffe não está à altura da tarefa os prisioneiros encontrar-se-ão totalmente sob controlo.
Bu kamp hoşunuza gitsin, gitmesin başkomutanlık bizi Alman Hava Kuvvetlerinin eline bıraktı, Gestapo'nun ya da SS'in değil.
Não interessa quanto insatisfatório este campo possa ser o Alto Comando deixou-nos nas mãos da Luftwaffe não da Gestapo nem da SS.
Alman Hava Kuvvetleri komutanlığı, SS'ler ve Gestapo diyorsun.
Olhe, senhor, fala sobre o Alto Comando da Luftwaffe depois da SS e da Gestapo.
Bir de Le Bourget'teki hava kuvvetlerine alarm verin.
avise a Luftwaffe em Le Bourget. Precisaremos da sua ajuda.
Hava Kuvvetleri saldırısının daha etkili olacağını düşündüm.
Achei mais eficiente atacar com a Luftwaffe.
O zaman Hava Kuvvetlerini neden kullanmadığınızı açıklayabilir misiniz lütfen?
explique porque não usou a Luftwaffe?
Binbaşı Hegel'le bu konuyu tartıştık... Sizi uyarıyorum her ne kadar zor olsa da usulsüz emirlerinizi geri almalısınız.
Discuti o assunto com o comandante Hegel da Luftwaffe... mas seja eficiente.
Luftwaffe adına, hoş geldiniz derim, General.
Dou-lhe as boas-vindas em nome da Second Luftwaffe, General.
İstilanın başlangıcı için Londra'yı yerle bir etmek Goering ve onun "Luftwaffe" sinin çok hoşuna gidecektir.
Goering e a sua Luftwaffe gostariam de arrasar Londres... como prelúdio à invasão.
Bunlar Luftwaffe'nin günlük talimatları...
Estas são as instruções do dia para a Luftwaffe...
Ve Norveç'ten, kuzeye saldıracağız.
E a 5ª Luftwaffe irá atacar o norte e o nordeste.
Ama Versay anlaşmasıyla, hava gücü oluşturulması yasaklanmıştı. Lakin, Hava Sporları Derneği, planörleri kullanarak, geleceğin pilotlarını yetiştirmeye başlamıştı.
O Tratado de Versalhes proibira a Alemanha de ter uma força aérea, por isso a liga dos desportos aéreos usava planadores para treinar homens, ainda civis oficialmente, para a futura Luftwaffe.
Luftwaffe'nin ilk filoları uçuşlarına başladı.
Os primeiros esquadrões da Luftwaffe voaram.
Saldırı için hayatî önem taşıyan hava hakimiyeti konusunda, hepsi Göring'e, Alman hava kuvvetleri komutanının eline bakıyordu.
Ambos se voltaram para Goering, chefe da Luftwaffe, para controlar o espaço aéreo, vital para uma invasão.
Göring de İngiltere'yi alt edebileceğine inanıyordu.
Goering achava que só a Luftwaffe conseguia derrotar a Inglaterra.
Yapılan planlar, herkesin hayatının bağlı olduğu hava kuvvetlerini tatmin etmemişti.
Os planos não impressionaram a Luftwaffe, de quem tudo dependia.
Üstüne üstlük bir de saldırı bölgesinde mutlak bir hava hakimiyeti kurulmasını talep ediyorlardı.
Comandante da Luftwaffe ter a responsabilidade e a marinha pedira primeiro à Força Aérea para estabelecerem a superioridade aérea absoluta na área a invadir.
Alman Hava Kuvvetleri'nin ilk hedefleri özellikle İngiliz Kanalı'nın dar kesimlerinde bulunan nakliye konvoyları ve limanlardı.
Com a reunião das forças da invasão, os alvos da Luftwaffe foram barcos de mercadorias e portos, principalmente nos mares estreitos do Canal. Dover ficou conhecida como a Esquina do Inferno.
İngiltere üzerindeki savaş, Alman hava kuvvetlerinin zararına oluyordu.
Lutar sobre Inglaterra colocou a Luftwaffe em desvantagem.
15 eylülde Alman hava kuvvetleri, herhangi bir direniş beklemediği ikinci büyük gündüz saldırısına başladı.
A 15 de Setembro, a Luftwaffe montou outro ataque diurno, sem esperar resistência.
Ve iki saat boyunca, Britanya Savaşı'nın ikinci aşaması hakkında konuştu.
Comandante da Luftwaffe e durante duas horas falou-nos sobre a segunda parte da Batalha de Inglaterra.
Alman uçaklarının saldırmadığı bir gün neredeyse yok gibiydi.
Era raro o dia sem uma visita da Luftwaffe.
Pilot'un naaşı, askeri kuralların gerektirdiği şekilde toprağa verildi.
Os mortos da Luftwaffe foram sepultados com honras militares.
Luftwaffe, Norveç havaalanlarının bir çoğunun kontrolünü ele geçirdi.
A Luftwaffe apoderou-se da maior parte das bases aéreas norueguesas.
İngilizler, küçük Norveç kasabalarını Alman hava akınlarından koruyamadılar.
Os britânicos foram proteger os noruegueses, mas não puderam impedir a Luftwaffe de bombardear as cidades da Noruega.
Luftwaffe'nin damgasını vurduğu Norveç seferi, müttefiklere iyi bir ders vermişti : Hava desteğinden yoksun bir donanma, yenilmeye mahkumdu.
Perseguida pela Luftwaffe, a campanha norueguesa deixou bem clara a lição de que uma força naval sem uma força aérea não ganhava batalhas.
Almanlar'ın misilleme riskine karşın Ruhr sanayi bölgesi dahi bombalanmıyordu.
Era até proibido bombardear o Ruhr, não fosse a Luftwaffe retaliar contra as fábricas francesas.
Luftwaffe, müttefik uçaklarını daha yerdeyken vuruyordu.
A Luftwaffe começou a atacar os aviões aliados no solo.
Ertesi sabah, Luftwaffe uçakları Sedan semalarındaydı.
Na manhã seguinte, as forças da Luftwaffe entraram em ação sobre Sedan.
Hava kuvvetlerinden de destek istendi.
A Luftwaffe também foi convocada.
Göring, Alman hava kuvvetlerinin, bu işi tek başına becerebileceğine inanıyordu.
A Luftwaffe de Göering acreditava que podia aniquilar a ilha.
Luftwaffe'nin Rotterdam'a ateş ve ölüm saçmasının üzerinden daha henüz altı hafta geçmişti.
Tinham passado apenas seis semanas desde que a Luftwaffe espalhara fogo e morte em Roterdão.
Alman Hava Kuvvetleri hava hakimiyetini kaybetmişti.
A Luftwaffe tinha perdido o controlo do espaço aéreo.
Hava kuvvetleri, kara kuvvetlerine yardım için çağrıldı.
A Luftwaffe foi chamada para ajudar as forças terrestres.
LuftWaffe
fim
- Bence bunlar Messerschmitts'dir.
Eu acho que é a Luftwaffe, são Messerschmitts.
Böylesi daha iyi.
A Luftwaffe...
Bu işi hava kuvvetlerine bırakıyoruz.
A Luftwaffe tratará deles.
Hava Kuvvetlerine Paris'e harekete geçmeleri için emir ver.
Dê ordens à Luftwaffe para bombardear Paris.