Lübnan traducir portugués
280 traducción paralela
Suriye, Lübnan, Yunanistan, Sicilya üzerinden Roma'ya gideceğiz.
Vamos para a Síria, Líbano, Grécia Sicília e enfim para Roma.
Lübnan yağan karlar gibi beyaz kanatlarıyla.
Com asas brancas como a neve do Líbano.
Gözleri Lübnan'daki serviler kadar yeşildi.
Os olhos verdes como os cedros do Líbano.
Kuzey Afrika, Suriye, Lübnan, Filistin.
África do Norte, Síria, Líbano e Palestina.
Savaşta Berlin'de Hitler'in konuğu olarak görülen, Kudüs müftüsü,.. ... bölünme durumunda Arap ülkelerinin, Filistinli Yahudilere karşı alacağı tavrı belirlemek üzere Lübnan'da Arap ülkeleri temsilcileriyle bir araya geldi.
O grande mufti de Jerusalém... que passou a guerra como convidado de Hitler em Berlim... encontrou-se em Aley, Líbano, com representantes das nações árabes... para coordenar a ação contra judeus palestinos... caso a partição seja decidida.
Lübnan vatandaşlığına geçtim çünkü 1960 yılında Emir Abadie ile evlendim şu an Lübnan'ın sürgündeki prensesiyim biliyorsunuz Lübnan şu anda Sosyalist Cumhuriyet rejimiyle yönetiliyor.
Sou libanesa por adopção casei-me em 1960 com o Emir Abadie. Sou Rainha do Líbano em exílio, pois como saberá, agora é uma República Socialista.
Bu yüzden Nice'de kimliğimi saklayarak yaşıyorum çünkü kocamla ben çok vahşi düşmanlara sahibiz. Hatta Lübnan'da başımıza konmuş bir ödül var.
Estou então em Niza incógnita pois o meu marido e eu temos inimigos terríveis e a nossa cabeça tem um preço no Líbano.
Mısır, Suriye, Lübnan, Irak ordusu ve Kral Abdullah kabul ederse Ürdün ordusu da Arap Birliğine destek verecek.
Os Exércitos regulares do Egipto, Siría... Líbano, Iraque... e Transjordânia, se o Rei Abdullah alinhar com a Liga Árabe.
Suriye'den, Mısır'dan, Lübnan'dan Tunus'tan, Fas'tan, Yemen'den.
Da Síria, Egipto, Líbano... Tunísia, Marrocos, Yemen.
Mitch Lübnan krizi araştırmasından yeni döndü.
O Mitch esteve a cobrir a crise no Líbano.
Esrar : Lübnan'dan, evde yetişme Nijerya'dan...
Libanesa, Nigeriana caseira...
Hey abla, Lübnan'dan, Fas'tan esrar.
Hei irmã, Libanesa, hashishe Maroquino.
Fas'tan, Lübnan'dan, Afganistan, Nijerya'dan.
Marroquino, Libanês, Afegão Nigeriano.
Benden Nijerya, Fas, Lübnan ev yetiştirmelerinden alacaksın.
Compras-me Nigeriana, Marroquina, Libanesa caseira.
Lübnan krizi beni çok endişelendiriyor...
Estou preocupada com a situação do Líbano.
Sen benim Lübnanımsın!
O Líbano? O Líbano és tu.
Lübnan'lı Iscar Hopkins'in vefatı nedeniyle,'Kulüp Üyesi'titriyle sadece yazı işleri ile uğraşacak ve haftada 4 Pound kazanacak bir çalışma arkadaşı aranmaktadır.
"Relativamente ao legado do falecido Ezekiah Hopkins, " de Lebanon, na Pensilvânia, EUA, " há uma vaga que proporciona a um membro da Liga
- Lübnan'a mı?
- Líbano?
Lübnan Hükümeti'nin emriyle havaalanımız bugün uluslararası uçuşlara kapatılmıştır.
Este aeroporto está encerrado a todos os voos internacionais por ordem do governo libanês.
Albayım, Lübnan'da hala Mossad ajanlarınız var değil mi?
coronel, julgo que a sua Mossad ainda tem gente destacada no Líbano, certo?
Lübnan'da iyi zaman geçirmenizi dilerim.
Tenha uma boa estadia no Líbano.
İsrail'in Lübnan'daki en sağlam adamıymış.
Os israelitas dizem que e o melhor homem que têm no Líbano.
Sana o Lübnan işi için 2500 $ vermiştik.
Demos-te 2.500 dólares para aquele trabalho no Líbano.
Baba, seneye Lübnan'a gidebilir miyiz?
Foi como se fosse a nossa última noite na Terra.
Lübnan.
Líbano.
Al Shuhada Lübnan için, mutlak öfkeyi getirdi.
Para o Al Shuhada do Líbano, virou raiva absoluta.
Bağlantılı bir olayda, bugün bir Lübnan vatandaşı Salı günü East Nehri üstündeki Brooklyn Köprüsü'nde öldürülen 4 Yahudi öğrencinin ölümünden sorguya çekildi.
Numa história parecida, um libanês foi indiciado hoje acima do East River na ponte de Brooklyn.
Ben Warren Justice, IBS haberler, Beyrut, Lübnan.
Warren Justice, IBS News Beirute, Líbano.
- Moishe Levant, Lübnan'da öldü.
Moishe Levant. Morreu no Líbano. Foi em Beirute.
Burasi Londra, Lübnan degil.
Aqui é Londres, não o Líbano.
Ağustosta adam gönderildiği yere, Lübnan'a döndü.
Em Agosto foi para o Líbano, de onde foi sacado.
Lübnan da, tankımın içinde uykusuz gecelerin tamamında sadece dua edeceğim.
No Líbano, quando passava noites de insónia no meu tanque, nunca parei de rezar.
Harrisburg, York, Lancaster ve Lübnan'ı kapsayan Beş Haberleri'nde Dan Shuff, Heidi Zimmer ve hava durumunda Russ Richards sizlerle.
Cobrindo Harrisburg, York, Lancaster e Lebanon, são as "Notícias das 5", com Dan Shuff, Heidi Zimmer... e Russ Richards com a meteorologia.
Harrisburg, York, Lancaster ve Lübnan'ı kapsayan Beş Haberleri'nde Dan Shuff, Heidi Zimmer..... ve hava durumunda Russ Richards sizlerle.
cobrindo Harrisburg, York, Lancaster e Lebanon, são as "Notícias às 5" com Dan Shuff, Heidi Zimmer... e Russ Richards com a meteorologia.
S öylesenize Lübnan'daki o esir kampını çekmek nasıl bir şeydi?
É o Viktor. Diga-me... como foi a tentativa de filmar aquele campo de prisioneiros no Líbano?
Stahl'a sunum yapmak Lübnan'dan daha kötü.
Um lançamento para o Stahl é pior do que o Líbano.
O, Lübnan'lı değil.
Ela não Libanesa.
Lübnan'dan gelen nehir
Correntes que flúem do Líbano
Bal ve süt dilinin altında Ve elbiselerinin kokusu Lübnan'ın kokusu gibi
Há mel e leite debaixo da tua língua e o cheiro dos teus vestidos é como o cheiro do Líbano
Bi kaç yıl içerisinde sizi restoranıma davet etmeyte söz veriyorum. Fransız, Lübnan, kaçırılmamalı.
Prometo convidar-te daqui a uns anos para o meu restaurante, francês, libanês, irrecusável.
Hayvan, Umarım Lübnan'da ölürsün.
Animal, espero que morras no Líbano.
Evet, Lübnan'da Hizbullah, Beyrut'da Deniz Kuvvetleri kışlasına saldırmışdı ve Vietnam'da Hue şehri, Tet saldırısında.
Sim, no Líbano. Quando a Hezbollah voou o quartel dos Marinhe. E no Vietnam.
Lübnan, Beyrut'ta, mllltan İslaml blr oluşum... canlı bomba suçunu üstlendl...
Em Beirute, Líbano, um grupo de militantes islâmicos assumiu a responsabilidade pelo homem-bomba suicida...
1983 yılındaki Lübnan kışlasının bombalanmasını işaret ediyor.
Refere o bombardeamento no Líbano em 1983.
Iron Fist operesyonu yüce komutanın, "Güney Lübnan'daki terörist köylüler" dediği kişilere karşı yapıldı.
As Operações Iron Fist tinham como alvo o que o alto comando chamava "aldeões terroristas do Sul do Líbano".
Aynı şey 1982 nin en kötü operasyonu olan İsrail Lübnan'ı işgal edip yaklaşık 20 bin insanı öldürmesinde de doğrudur.
Por acaso, o mesmo se passou nas bem mais graves operações de 1982, quando Israel invadiu o Líbano e matou cerca de 20 000 pessoas.
İsrail sürekli Lübnan ve Kıbrıs arasındaki uluslarası sularda gemi kaçırıyor, insanları öldürüyor, bazılarını da israil'e, ya sorgulamak ya da rehine olarak yıllarca hapiste tutmak için götürüyordu.
Líbano e Chipre, matando pessoas e raptando outras, levando-as para Israel, ou para interrogatório ou simplesmente como reféns, mantendo-os prisioneiros durante anos.
Mesala, 1975'te, İsaril ABD uçakları ve desteğiyle İsraili pilotları donatarak... 1975'te Lübnan'da bir köyü bombaladı. 50 kişiden fazlası öldü. herhangi bir neden söylenmeden.
Há muitos outros igualmente importantes. Por exemplo, em 1975, Israel, ou seja, pilotos israelitas com aviões americanos e apoio americano, Em Dezembro de 1975, bombardearam uma aldeia libanesa matando mais de 50 pessoas.
Küçük bir hile, Lübnan'da da kullanılmıştı.
É ele.
Lübnan'da mı doğdun?
- Nem por isso.
Güney Lübnan, Askeri işgal altındaydı. Güvenlik Konseyi
Isto passou-se no Sul do Líbano, que estava sob ocupação militar, violando a ordem do Conselho de Segurança para retirar, mas com a autorização dos EUA.