Malibu traducir portugués
691 traducción paralela
Senin için havuzu doldurturum veya Malibu'ya gideriz, okyanus senin olur.
Encho a piscina ou abro a casa de Malibu e ficas com o mar só para ti.
Malibu'daki evi yeniden ipotek ettirmeyi düsünüyorum.
Estou a pensar renegociar o empréstimo da casa de Malibu.
- Malibu'daki evi yeniden...
- Estou a pensar renegociar...
Son on sayfayı denizde bir içki şişesinde buldular.
Acharam as últimas dez páginas ao largo de Malibu, numa garrafa de vodka.
Wally'nin sana verdiği Malibu'daki eve de, sen hiçbir şey diyorsundur.
Portanto, chamas àquela casa em Malibu, que o Wally te deu, "nada".
Wally, sana Malibu'daki evi verdi.
O Wally deu-te, efectivamente, a casa de Malibu.
Malibu'da birkaç cinayet işlenmiş. O davaları araştırmamı istiyorlar.
Houve um homicídio em Malibu e querem que eu o investigue.
Otoyol Polisi. Bir kız otomobille kayalıklardan aşağı Malibu Kanyonuna uçmuş.
A patrulha da auto-estrada encontrou uma rapariga num carro.
Ölüsünü bulmuşlar.
Despenhou-se no desfiladeiro de Malibu. Morreu.
Gaza basarsan yaklaşık elli beş dakikada Malibu'daki şerif karakoluna varabilirsin.
Se fores depressa, certamente que chegas à esquadra do xerife... em Malibu, em 15 minutos.
İşte burada, al bunu. Şimdi, Terry Lennox'un Malibu Colony'yi ne zaman terk ettiğini ve saat kaç civarında buraya geldiğini biliyoruz.
Nós sabemos a que horas Terry Lennox saiu de Malibu Colony... e sabemos mais ou menos a que horas chegou aqui.
Malibu Colony.
É melhor dar-me seu morada. Malibu Colony.
Güzel bir yaz günü, onu gözyaşları içinde stüdyoda nasıl bıraktığını.. ... Malibu'ya balık tutmaya gidişini, oradan sarhoş olarak, günbatımına doğru sonsuza yüzüşünü okuyun
Leia como a deixou lavada em lágrimas, no estúdio, naquele belo fim-de-semana de Verão e foi à pesca em Malibu, onde, bêbedo, boiou em direcção ao pôr-do-sol para sempre.
Yaklaşık 12 yıl önce, teknesi Malibu'da paramparça bulundu film işinde kayalar üzerinde sörf yapıyordu.
Mas há 12 anos, quando o barco de pesca do Cumberland foi encontrado desfeito nas ondas de Malibu, o cinema já estava em crise.
diğerleriyle konuşamıyorum. Ama kendi kendime evime... Malibu'daki evime dönebileceğimi söylüyorum.
não falo com os demais e quando estou só, penso que me agradava regressar a minha casa em Malibu.
Malibu'daki dalgalar ve Zuma, baharları öyle fantastik oluyor ki.
As ondas em Malibu e em Zuma são fantásticas na Primavera, acredita em mim.
Deniz kıyısı 24 derece, Malibu'dan Newport Beach'e kadar dalgalar iyi, Bu parçamız dışarıdaki tüm sörfçüler için!
Ao pé do mar estão 24 graus, as ondas estão óptimas, de Malibu à praia de Newport, e o próximo trecho é para todos os surfistas lá fora!
- Johnny Malibu'dan. Sağlam sörfçülerdir.
Johnny de Malibu.
Bence şu Malibu evi yerine Spanish Fork'taki yeri almalıydın.
450 acres. Devias ficar com aquele sítio em Spanish Fork em vez dessa casa em Malibu.
Malibu evinin nesi varmış?
Oh, em Spanish... Qual é o problema com a casa de Malibu?
Okyanusta, Malibu'da bir sahil evi.
Uma casa de praia em Malibu.
Malibu, "I love Sushi" de öğle yemeğine çıkacağız.
Vamos almoçar no "I Love Sushi" em Malibu a toda a hora.
Şimdi onları, Chevy Malibu marka arabasının bagajında gezdiriyor.
Estão no porta-bagagens do seu carro, um Chevy Malibu.
Bilmem ki, Malibu ile filan, bayağı çok işim var.
Não sei, tenho muito que fazer, com o Malibu, e isso.
Bir Chevy Malibu için 20 bin dolar mı?
20 000 dólares por um Chevy Malibu?
64'lü Chevy Malibu, 20 bin.
Chevy Malibu de 64, 20 000.
Malibu'yu neden arıyorsun?
Por que procuras o Malibu?
Malibu için 20 bin doları alabilmen için.
Para que tu fiques com os 20.000 do Malibú.
Bir Chevy Malibu.
Um Chevy Malibu.
Chevy Malibu!
O Chevy Malibu!
Malibu!
O Malibu!
Malibu nerde?
Onde está o Malibu?
- Ona Malibu'yu sor.
- Pergunta-lhe pelo Malibu.
Şu anda hiç de hoş olmayan bir şey oldu, yaşlı bir bayanın arabası çalındı, bir Chevy Malibu!
Acaba de acontecer algo de muito pouco cristão, roubaram o carro a uma senhora de idade, um Chevy Malibu.
Malibu nerede?
Onde está o Malibu?
Oda arkadaşımın Malibu'daki evindeyim şu an.
Ele tem uma casa de praia.
Tamamı, Malibu'daki çıplaklar kilisesi hariç.
Todas, excepto a Capela Nudista de Malibú.
Malibu'da mı?
Em Malibu?
Ne Malibu'su?
O que é Malibu?
Anladım, kaleyi Malibu'ya taşımak istiyorsunuz ki tahminimce, Birleşik Devletler'in batı köşesine.. ... güzelce kurulabilesiniz.
Então quer mudar o castelo para Malibu... que, presumo, está na direção Oeste... dos Estados Unidos.
Jim Brogan denen adamın şatoyu Malibu'ya taşıyacağını duydular.
- Por que? Escutaram que esse tal Jim Brogan... quer levar o castelo para Malibu.
Mavi bir Chevy Malibu'm var.
Conduzo um Chevy Malibú azul.
Kasırganın diğer ucuda Meladown alanında yere iniyor fakat bu bilgi daha doğrulanmadı.
Outro relatório estima o tornado na zona de Malibu, mas não foi confirmado.
- Evet, efendim, Malibu'da.
- Sim, senhora, em Malibu.
Demek Malibu'da.
Em Malibu.
Onunla Malibu Tenis Kulübü'nde buluşacaksın.
Vais conhecê-lo no Clube de Ténis de Malibu.
Malibu yalısının anahtarı ve alarm sisteminin direktifleri bu boş bölümde.
A chave da casa dele em Malibu e as instruções para o sistema de alarme estão nessas bolsas transparentes.
- Malibu'ya nasıl gidilir biliyor musun?
- Porquê? Sabes como chegar a Malibu?
Walter'ın Malibu'daki evine tekrar gitmeliyim.
Preciso de regressar à casa do Walter em Malibu.
- O gece Malibu'ya gittim.
Malibu.
- Arabada terk edildin?
- Estacionado em Malibú?