Mapa traducir portugués
6,497 traducción paralela
Kendimize şunu sormalıydık : Bray haritasının gerçekten ne farkı var?
A pergunta estava errada. A pergunta certa era : Como é que o mapa difere da realidade?
Bu Bray haritasında olan yerin günümüzdeki görüntüsü.
Esta é, actualmente, a região mostrada do mapa.
Bu da Bray haritası.
Aquele é o mapa.
Bu ayrılan alanla ilgili anlaşma Spotswood Nehri'nin doğu sınırını tanımlıyor. Ve sözleşmenin kaynağı bu harita.
O tratado que define a reserva é a margem mais ao leste do Rio Spotswood e cita este mapa como referência.
Asıl Bray haritasını bulma çabası açığa çıkmış oldu.
O motivo para caçar o mapa original é revelado.
Sahtesinin aksine gerçeği mahkemede delil kabul edilebilir.
Ao contrário de uma falsificação, o mapa seria aceite em tribunal.
Bray haritasını çalmak için sebebi yoktu. Eğer 39.
Ele não tem motivos para roubar o mapa.
Bu hafta iki adam öldürüldü çünkü birisi kütüphaneden projeyi bozabilecek bir harita çalmaya çalıştı.
2 homens foram mortos esta semana porque alguém tentou roubar um mapa numa biblioteca, que podia acabar com esse projecto.
Ortaklarım ve ben Kral James'in arazisinin haritasının kütüphanede olduğunu birkaç hafta önce öğrendik.
Os meus... associados e eu só percebemos que o mapa de King County estava naquela biblioteca há poucas semanas,
Eğer birisi haritayı mahkeme emriyle isteseydi mesela William Hull'un avukatları, çıkarlarınız korunacaktı.
Se alguém denunciasse o mapa, como o advogado do Hull, os seus interesses seriam protegidos.
Biri sahte olduğunu anlayana kadar da kumarhanenin planları devam edecekti.
Alguém ia descobrir que o mapa era falso e os planos do casino continuavam.
Biri haritayı çalmıştı, koruma öldürülmüştü, polise göre harita başından beri sahteydi.
O mapa tinha sido roubado e um guarda morto. Depois o mapa aparece e a polícia diz que era falso.
Umarım ki gerçek harita asla ortaya çıkmaz.
Espero que o mapa verdadeiro nunca apareça.
Bay Holmes telefonda aile haritamın bir kopyasını daha bulduğunuzu söyledi.
- O Sr. Holmes disse ao telefone que descobriram mais uma falsificação do mapa.
Ama dedenizin haritasını ve insanlar farkına vardığında çıkacak sorunları biliyordunuz.
Sabia sobre o mapa do seu avô e o problema que ia causar quando as pessoas notassem.
Tüm bunlar kütüphane haritanın taraması sanal ortama aktarınca başladı.
Começou quando a biblioteca disponibilizou uma digitalização do mapa online.
Bu Stuart Zupko'nun cinayet mahalinde bulduğumuz harita.
Foi este o mapa que encontramos na cena do assassinato do Stuart Zupko.
Sen çalınan haritanın 1940'da sahtesinin yapıldığını söyledin.
Disse que... que o mapa que foi roubado foi forjado nos anos 40.
Zupko'nun çaldığı, yıllardır kütüphanede olan harita, aslında gerçek olandı.
O mapa que o Zupko roubou, o que ficou durante anos na biblioteca, era mesmo o verdadeiro.
Bu haritanın üzerinde küf izleri var. Bu da yıllardır 39. Sokak Kütüphanesinde olduğunu kanıtlar.
E este mapa tem vestígios de mofo que prova que esteve durante décadas numa gaveta da biblioteca da rua 39.
Bir tür haritaymış.
- É uma espécie de mapa.
Bir harita gösterip bütün anıları vermemezlik etme.
Não me mostres o mapa e depois não me dês as memórias.
Madem harita hep sendeydi, neden buradan gitmeyi denemedin?
Se tinha esse mapa, por que não tentou ir?
Bu haritayı seviyorum. Sakın zarar verme.
Eu gosto deste mapa, não o estragues.
Arama motorlarını insanların ne düşündüğünü gösteren bir harita zannediyorlardı.
Achavam que os motores de busca eram um mapa dos pensamentos das pessoas.
Ama aslında onlar insanların nasıl düşündüğünü gösteren haritalardı.
Mas, na verdade, eram um mapa da forma como pensavam.
Bu bir yol haritası.
Isto é um mapa.
- Tamam, haritaya göre yarın Hiawassee'ye ulaşacağız.
Ok, de acordo com o mapa, chegaremos a Hiawassee amanhã.
Ama gerçekten o taraftan gitmeyi çok istiyorsan gidebiliriz.
Mas se estás determinado a ir pela estrada do mapa, podemos fazer isso também.
- Burada ölçek haritası yazıyor.
Aqui diz : "Mapa à escala".
- İkimiz de aynı haritayı görmedik mi?
- Será que nós não vimos o mesmo mapa?
Ancak alaşağı edilmeyi hak eden soysuzları alaşağı ediyorsan muhbirlik sayılmaz.
Mas não é informar quando destróis os cabrões que merecem desaparecer do mapa.
Harita, pusula ya da kuadrant olmadan emin olmak imkansız.
Sem um mapa, bússola ou quadrante não há maneira nenhuma de ter a certeza.
Size söylüyorum, Compton kesinlikle dikkat çekecek.
Estou a dizer-vos, Compton está definitivamente no mapa.
Haritada gördükleriniz mi?
O que você vê no mapa?
Tamam siz bakadurun, ben haritaya göz atacağım.
Continua a vigiar, vou verificar o mapa.
Harita ne diyor?
O que diz o mapa?
- Orada bir harita ve iz işaretlenir.
- Tens um mapa, já com o trilho. - Ainda bem.
Orada, derin uzayda. Sonda bize insanların yazılı bir görüntü, ile bir tablet taşınan Bir erkek ve bir kadın, ve evrenin bizi bulmak için bir harita.
A sonda levava uma imagem com a nossa figura humana, um homem e uma mulher, e um mapa com a nossa localização no Universo.
Yarın, oturma düzeni belli olacak. Harika vakit geçireceğiz. Şimdi çıkın buradan.
Por isso, amanhã o mapa dos assentos já estará pronto, e passaremos momentos maravilhosos.
Bu haritayı okuyamıyorum.
Não consigo ler o mapa.
Amerikan Büyükelçiliği şurada ama haritada nerede olduğumuzu biliyor musun?
A embaixada é aqui... Mas sabes onde é que estamos no mapa?
Sık sık haritanın dışına çıkıp merakımın beni götürdüğü yöne gidiyorum.
Frequentemente não sigo nenhum mapa, meramente vou aonde a curiosidade me guia.
Belki ona harita alsak iyi olur.
Se calhar devíamos comprar-lhe um mapa.
Capitol'un ayrıntılı haritasını ve bilinen kozaların yerini gösteren bir cihaz.
Uma base de dados que contém um mapa pormenorizado do Capitólio... E uma lista da localização de todas as Cápsulas conhecidas.
Haritamsın. Gidelim hadi.
Vamos, guia-me, meu mapa.
Burası parkın haritasında yok.
Não está no mapa do parque.
Haritadan Coit Kulesi'ne bakmanı istiyorum.
Preciso que procures a Torre Coit no teu mapa.
Harita alabileceğim Petrol istasyonu gibi bir yer var mı?
Há por aqui alguma bomba de gasolina, ou algum sitio onde eu possa comprar um mapa?
Tamam, rahatsızlık vermek istemem, Ama eski bir haritanız varmı Sizden satın alabileceğim,
Okay, não te quero incomodar mas talvez tenhas um mapa velho que eu possa comprar, ficarei feliz por to comprar.
İstersen bilgisayar çıktısı alabilirim.
Posso imprimir um mapa no computador, se quiseres.