Matın traducir portugués
70 traducción paralela
Taşıyıcıyı matın üzerine yerleştirin.
Coloque o recipiente na esteira.
- Matını yerleştireyim.
- Eu arrumo o seu tapete.
Peki. Havluları banyo matı olarak kullanmak, banyo matını havlu olarak kullanmak...
Usas as toalhas como tapete, e os tapetes como toalhas,
Ve sevgili, tatlı ev sahibimiz Bay Kıllı-Sırt Tembel-Kıç olası kiracılar için anahtarı matın altına bırakıyor.
E a nosso querido e doce senhorio, senhor cabelo-nas-costas-preguicoso, deixa a chave debaixo do tapete para potenciais inquilinos.
Levazımat sorumlusunun kulağını çekmek lazım.
Terá que ler a cartilha ao administrador.
Ve ben umut elmasını alacağım. - Şah-mat.
Oxalá encontre o diamante "Hope".
Şansa bak, mat olacaksın.
A propósito, está em xeque.
Ayrıca, siz haklıydınız. İki hamlede şah mat oldum.
Aliás, estava certo sobre a jogada de xadrez.
Bildiğime göre bu No'Mat'ın lav mağaraları içinde, derin bir meditasyonu içeriyor.
Aprender sobre ele, ensina sobre você mesmo.
Kendimi fitil tenekesi ilân ediyorum Springfield'ın 200. yıldönümü için tıkır tıkır, fıkır fıkır bir gün olsun! Batırdın-matırdın, Flanders.
És uma porca-trulirú-ria, Flanders.
Telefon edip bir Haz-Mat birimi ayarlamalarını söyle.
Telefona e reúne uma equipa de controlo de materiais perigosos.
Haz-Mat Birimi mantar enfeksiyonunun kampın dışına sızmamasını sağladı.
A equipa conseguiu manter a infecção fúngica dentro do acampamento.
Böylece sen şah mat yapacaksın.
E poderás fazer xeque ao rei.
Mat yapsaydın keşke.
Precisa de retoque.
Bir kez daha karşınızda, muhteşem klonmatik!
Vejam o poderoso Clone-O-Mat!
Ben de senin, piyonlarını oynama stratejini garip bulmuştum ama, neredeyse beni mat edecektin.
Uma vez achei a estratégia dos seus peões estranha e quase fiquei em xeque-mate.
10 şişenin koordinatlarını, polise, NHS ve Haz-Mat'a verdik.
Vamos entregar as coordenadas das 10 ampolas à polícia local, aos SNS e à HazMat.
Bizi denklemden çıkarırsan şah-mat yapamazsın.
Se nos elimina da equação, não tem o jogo final.
Floyd, kulüp binasının içine büyük bir kesme attı. Top, ihtiyar Mat Patterson'ı tam iki kaşının ortasından vurdu.
O Floyd dá uma tacada brutal e a bola acerta no velho Patterson, mesmo entre os olhos.
Mat olacaksın, vezirini kaybettin.
O jogo vai acabar. A tua rainha estará morta.
Mat olmasın, parlak siyah.
Preto brilhante, não o mate.
Şah-Mat harekatının sonraki adımına geçmek gerekli.
Assim... A operação "Shah mat" deve passar à fase seguinte.
"Danny Ron ile Tanışın", "Ruble Patlaması" "Dava Dışı", "Bebeğim İçeride" "Niebaum'a Girmek", "Bitir İşini" "Sabian'ın Tercihi", "Şah ve Mat" "Sonunda Arkadaşlar", "Kapanış Sahnesi"?
"Conheçam o Danny Roman." "Procurar sarilhos." "Fora do caso."
Yani orada ki olanların hikayesi tümü bu değil...
E entao as histórias daí que sao acerca de nao mat...
Daha iyi bir teklif aldığın için mi? Senin şu Şah ve Mat'la bu iş daha uzun yürümez söyleyeyim.
Espero que seja porque tiveste uma oferta melhor e não que seja pelo Mutt e Jeff.
Evet, ve sonrasında Math-Ketball'da aydın olurdun.
Sim, e lá poderias licenciar-te em Basquete-mat.
Jamie'yi, şu zeki çocukların olduğu okula götürürken giydiğin yeşil elbiseyi hatırlıyor musun?
Lembras-te daquele vestido verde que usaste na escola de Basquet-mat do Jamie?
Lorenzen Levazımat'ın sahibiyim.
Sou o presidente da Funerária Lorenzen.
Mat ve Jim'in orada olacağını nereden bileceğiz?
Como sabem se o Matt e o Jim vão mesmo estar lá?
Saldırgan açılış, sabırlı oyun, kaçınılmaz şah mat ve arkadaşımın niye bıraktığını anladım.
Sabes? Abertura agressiva, paciente a meio do jogo, xeque-mate inevitável, e apercebi-me porque é que o meu amigo desistiu.
Mat uranyum iki numara olduğuna ne kadar yatırırsın?
Quanto apostas que é Flatz Urânio número dois?
Asla matığını anlayamazsın.
O velho universo invisível.
Mat olacaksın.
Tens que te precaver.
Mat bir an için, beni deli olduğuma dair ikna etti. Fakat beni almaya geldikleri zaman arkadaşını öldürdüler. Biliyorum.
Por um momento, convenci-me que estava louco, mas quando vieram prender-me, quando eles mataram a sua amiga, eu soube.
Matıklaştırmaya çalışıyorsun ve bunun farkındasın.
Estás a racionalizar, e sabes bem disso.
Şahını mat olmaktan korumalısın.
É melhor que protejas o teu rei.
Başınız sağolsun. Ama Mat şu an ergenlik çağında.
Sinto muito pela sua perda, mas o Matt já é adolescente.
Ve sonra, Herbert, senin kralını üç hamlede mat etmeyi planlıyorum.
E depois, Herbert, apanho o seu rei em três movimentos.
Şüpheli, kısa boylu, mat saçlı ve kalın gözlükler takıyor.
"O suspeito é um homem baixo, de cabelo castanho e com óculos de lentes grossas." Não é bem um elogio Finch, mas é mais bonito que a imagem.
Ayrıca, bu arada güzel şah-mat yaptın kardeşim.
A propósito... Lindo xeque-mate, maninho. Mais uma vez.
Adını Mat koyarsın.
Chamas-lhe Mat.
Bayan Rice'ın Clayton'un yerine geçtiğini nereden biliyordunuz? Oh, mat...
Como sabia que a Sra. Rice fingia ser Clayton?
Bir satranç terimi. Oyuncunun çaresiz olarak şah-mat olacağını fark ettiği anı tarif eder.
É um termo de xadrez, que descreve um ponto no jogo quando um jogador se apercebe que vai levar xeque-mate.
Oyuncunun çaresiz olarak şah-mat olacağını fark ettiği anı tarif eder.
Descreve quando um jogador percebe que, inevitavelmente, levará xeque-mate.
Bu bir satranç terimi. Oyuncunun ne yaparsa yapsın şah-mat olmaktan başka yapacak bir şey kalmadığını ifade eder.
É um termo do xadrez, que mostra um momento no jogo em que o jogador se apercebe que vai inevitavelmente eu vai levar xeque.
Oyuncunun çaresiz olarak şah-mat olacağını fark ettiği anı tarif eder.
Descreve um momento no jogo em que o jogador se dá conta que o xeque-mate é inevitável.
Sen bir hamle sonra ne yapacağını düşünürken o on hamle sonrasını düşünüyor. Şah-mat hamlesi de dahil.
E enquanto tentas descobrir o que fazes a seguir... ele pensa já dez jogadas à frente, com o chequemate já à vista.
Söyleyemem, onu öldürürsün.
N � o te posso dizer. Vais mat � - la.
Şah mat, amın evladı.
Xeque-mate, sacana.
Yani, her zaman için hayatın trajik mat gerçekliğinin var olan her şey olduğuna inandım, ama sen daha fazlası olduğuna kanıtsın.
Sempre acreditei que não havia nada além da realidade enfadonha e trágica, mas a Sophie é a prova de que há mais.
Ya da Steve'in şah mat olmasını engelleyecek.
Ou ter tirado o Steve do xeque-mate.