English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ M ] / Mesela ben

Mesela ben traducir portugués

557 traducción paralela
Mesela ben.
Eu, por exemplo.
Mesela ben.
Por exemplo, eu.
Mesela ben. Oyuncuyum.
Por exemplo, eu sou actriz.
- Mesela ben, değil mi?
- Como eu, por exemplo.
- Mesela ben.
- Eu também.
Mesela ben... Ben basit bir insanım.
Eu sou um homem pacífico,
Mesela ben.
Olha eu.
- Mesela ben.
Eu, por exemplo.
Mesela ben kısa bir Marlon Brando'yum!
Por exemplo. Um pequeno Marlon Brando!
Mesela ben yeryüzüne göre 10 kilometre daha hızlı ilerliyorum.
Movemo-nos a cerca de 10 quilómetros por hora em relação ao solo.
- Mesela ben, çok kabayım, değil mi?
- Queres ver? Sou um bocadinho tosca.
Evin erkeği olarak evde benim sözüm geçerli. Ben ne dersem o kabul edilecek. Mesela ben "kara" dedim, sen de diyeceksin ki "o karadır".
Então serei eu quem tomará as decisões.
Mesela ben hiç kötü düşünmüyorum.
Eu, por uma vez, não vou regatear aplausos.
Mesela ben.
Olha para mim.
Mesela ben.
Olha para mim, por exemplo.
- Mesela ben. - Mm-hmm.
Como a minha..
Burada da efendim, toplanan birileri, mesela ben efendim, siz ve Üsteğmen gibi zalimlerden kurtulmak için hazırlar.
E aqui também, sir, a multidão de zés-ninguéns, tal como eu, sir, está pronta para se livrar dos odiados opressores como o Sr. e o Tenente.
Mesela ben, "Hayır, tatlım, sana gülmüyordum aklıma bir fıkra geldi de," gibi şeyler söylerim.
Digo coisas como : "Querido, não estava a rir de ti. " Estava a pensar numa piada. "
Birisi Argo hakkında bir güvenlik raporu istese, mesela ben, raporu alıp teslim edersiniz. Değil mi?
Se alguém pedisse um relatório de segurança, alguém como eu, por exemplo, o senhor se encarregaria de entregá-lo, certo?
Mesela ben kahvenin ve... kızarmış domuz pastırmasının kokusunu özlüyorum.
Eu sinto falta do cheiro a café, a bacon frito.
Mesela ben.
Eu, por exemplo...
Mesela ben.
Veja o meu exemplo.
Ben mesela.
Eu vivo, por exemplo.
Ben manevi şeyleri görebiliyorum. Mesela, masumiyeti.
Vejo coisas intangíveis, por exemplo, a inocência.
Biraz zaman alacaktır tabi, mesela 6 ay, bu sürede eğer ben...
Vai levar um tempo, talvez 6 meses, para descobrir se...
Ben mesela, Amerika'da yaşayan herkes için çalışıyorum her aşamadan sonra pirzola kasap dükkanına ulaşıyor.
Eu, trabalho para toda a gente nos Estados Unidos que entra num talho para comprar carne de lombo.
Mesela, farelerden konu açılırsa, ben de "Farelerden korkan ve" her gece rüyasında fareleri gören bir hastam var. " diye bahsederdim.
Se alguém mencionava ratos, eu dizia, "Eu tinha um paciente com medo de ratos, " sonhava com ratos todas as noite. " Sabes, qualquer coisa no género.
Bana istediğimi verin ben de size mesela üçte bir oranında pay vereyim. Lafı ta baştan söylüyorum.
Dá-me o que eu quero, e eu divido consigo, vamos dizer... um terço, cortado lá de cima.
Mesela, ben. Bana bak.
Vejam o meu caso.
Ben, ağaçları sevmeyen birinden nefret ederim. Mesela, bu çınar ağacı Lucrezia Borgia tarafından dikilmiş olabilir.
Detesto quem não ama as árvores. pode ter sido plantada pela Lucrécia Bórgia!
Bazıları meme sever, bazıları popo, .. bazıları da şarap! Ben mesela.
Há quem goste de tetas, há quem goste de traseiro, e há quem goste de vinho : eu!
Ben Yahudiler tarafından özgür bırakılmak istemem, mesela.
Não quero ser libertado pelo banco Rotschild.
Bir grup kendine bir başkan seçiyor, siz ya da ben gibi, ve diğer grup da sorular soruyor. Mesela, eğer o kişi araba olsaydı nasıl bir araba olmak isterdi?
Um grupo escolhe um dos pressente, você, eu... e o outro grupo faz perguntas, por exemplo, se a pessoa fosse um carro... que classe de carro seria?
Mesela gece yemek yediğimde, ben- -
Por exemplo, quando como à noite, eu...
Ama ben çalışıyorum, o yüzden biliyorum. Mesela tahtakurusu.
Mas já ando a estudar, para saber coisas... como... o manganês, por exemplo.
Bir avuç otuzbircinin arabaları çarpıştırmasını kim izlemek ister ki? Ben isterim mesela.
Quem quer ver um bando de babacas destruindo carros?
Tabii gerçekten güvenli bir araç olduğuna inandığımızda. Ben part-time bir işte çalışabilirim. Mesela "By Jim'in Piliç ve Ördeklleri" Yeni açılacak.
nós poderiamos fazer isso desde que tivessemos a certeza que tinhamos o suficiente para comprar um em bom estado olhem, eu posso arranjar um part-time ou coisa assim há uma vaga no mr Gym galinhas e ostras nós tínhamos um mr gym em Melmac
Mesela ben Avustralya'ya gitmek istiyorum.
Eu, por exemplo, quero ir para a Austrália.
En iyi olan kazansın... mesela, ben.
E que ganhe o melhor homem, isto é, eu.
Mesela, ben Al'a yatmadan önce duş alacağımı söylerim.
Por exemplo, digo ao Al que vou tomar banho antes de ir dormir.
Mesela, hâlâ birbirimize bağlıyız. Neyse, ben işe gidiyorum.
Steve, estou farta de ouvir falar das tuas malas.
Ama ben kötü tarafından bakıyorum. Annemle olan çekişmelerimiz mesela. Yaptığı herşeyi beni sevdiği için yapıyor biliyorum ama buna bir türlü inanamıyorum.
É como a relação mas não consigo acreditar.
Mesela ben üzüntümü dans ederek dışa vururum.
Eu exprimo a minha dançando.
Evet, mesela ben.
Como eu.
Ben de yapardım. Ama bunu kimseye görünmeden yapardım. Asla bir zenciyi koluma takıp 18'inci Cadde dolaşmam mesela.
Mas não passeava na 18rh Avenue com uma prera.
Ben kutlamıyorum mesela.
Eu não o fazia.
- Ben hoşlanmıyorum, mesela.
- Olha eu não gosto.
Ben karakter olabilirim mesela.
- Eu podia ser uma personagem.
Mesela, "ben hiç Mars'a gitmedim" diyecek olursam ikimiz de parmağımızı bükeriz, çünkü oraya ikimiz de gitmedik.
Por isso se eu disser... "Eu nunca fui a Marte"... nenhum de nós baixa os dedos porque nunca lá fomos.
Mesela, eğer ben - Direk söyleyemeyeceğim. Eğer ben
Bom, vou-lhe dar um exemplo, senão não vou entender nada.
Ben mesela savaşla alakalı bildiğim hiçbir şey yoktu.
Eu, por exemplo Eu nunca estudei as artes militares. Nunca.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]