Mexico traducir portugués
5,607 traducción paralela
Doktor Selvig ve Doktor Foster'ın New Mexico ve Londra'da ölçtüğü değerlerle aynı.
São as mesmas leituras que o Dr. Selvig e Dr. Foster detectaram no Novo México e em Londres.
İsim bulamadım ama New Mexico'da olduğunu doğruladım. Thor ve dostlarıyla birlikte savaşıyordu.
Não tenho um nome, mas posso confirmar que esteve no Novo México a lutar ao lado do Thor e dos amigos dele.
Thor'la birlikte New Mexico'da savaşırken görmüştüm.
Vi-a a lutar no Novo México com o Thor.
Meksika'ya gitsek nasıl olur peki?
Mas e se formos para o México?
Meksika'ya gidip, Ajusco Dağ'ına tırmanmaya ne dersin?
E se formos para o México e escalarmos aquele trilho no monte Ajusco?
Beni Meksika'ya çağıran kişi de o.
É ela que me está a chamar para o México.
Bu yüzden mi Meksika'ya gidiyorsunuz?
É por isso que vão para o México?
Meksika'ya gidiş gayeniz nedir?
- O que vem fazer ao México?
Aile tatili.
- O que vem fazer ao México? - Férias em família.
Meksika'dayız.
Estamos no México.
Bu Meksika gezisinin kanıtladığı tek şey, kararları alacak kişinin o olması gerektiği.
Se esta viagem ao México provou alguma coisa, foi que tem de ser sempre ele a tomar as decisões.
Meksika'da olduğumuza göre, bu şeylerin Maya veya Aztek olması mantıklı olur.
- Uma vez que estamos no México, faz sentido que estas coisas sejam maias ou astecas.
Gonzalez adında bir korucuya danışmanlık yapıyordum. Amerika Meksika sınırı boyunca olan kanlı seri cinayetler hakkında.
Estava a ajudar um tal de ranger Gonzalez em relação a uma série de mortes sangrentas ao longo da fronteira dos Estados Unidos com o México.
Rüyamda Earl'in vurulduğunu gördüm ve adamların peşinden Meksika'ya gittim.
Sonhei que o Earl tinha sido alvejado e eu tinha ido para o México à procura de uns tipos.
Graham, Meksika'da zulasını yeniliyormuş.
O Graham estava no México a substituir a mercadoria.
Cesetleri Meksika'dan çıkartmakta iyi şanslar size.
Boa sorte para tirares isso do México.
Meksika'dalar.
Estão no México.
Meksika'daki bir kaya sondajı işletmesine girecektim.
Ia entrar numa cena de fraturação no México.
Meksika'ya gidiyordun, göze batmadan kendi işini başlatacaktın.
Ias a caminho do México para começares a tua vida.
- Meksika'da ne çeviriyorlar?
- O que fazem no México?
Sana bir şey söyleyeyim dostum. Meksika'da her şey satılıktır.
Ouve lá uma coisa, amigo, no México tudo está à venda.
Meksika'nın tadını çıkartın.
Aproveitem o México.
Ağabeylerimin Meksika'da neler çevirdiğini... -... aslında bilmiyorum.
Não sei bem o que os meus irmãos foram fazer ao México.
Tek bildiğim Meksika idi.
- Só sabia que era no México.
- Meksika'nın neresinde olduklarını bile söyleyemiyor musun?
- Nem sabe onde estão no México?
Meksika'ya yüklü bir bilet parası harcamış.
Descobrimos uma grande carga aérea para o México.
Son zamanlarda garip davranmamın tek sebebi sevgililer gününde Meksika'ya bir tatil planladığım içindi.
O único motivo de andar a agir assim é... por ter planeado uma viagem ao México para o Dia dos Namorados.
Meksika mı?
Ao México?
Meksika, sen ve ben mi?
México, eu e tu?
Gabe, ben hiç Meksika'ya gitmedim.
Gabe, eu nunca fui ao México.
Çek ellerini üzerimden. Sorun değil. Meksika'ya gezi plânlıyormuş.
Ele estava a planear uma viagem para o México...
Sana Meksika'yı söylemeliydim.
Devia ter-te contado sobre o México.
Meksika, kahve...
- O México, o café...
Sadece Avrupa ve Meksika'da satılabilen, bunama tedavisinde kullanılan henüz deney aşamasında olan bir ilaçmış.
É um medicamento experimental, disponível apenas na Europa e no México. Usado para tratar pessoas em fases terminais de demência vascular.
Dedektif Paul annesini doğumgünü olduğu için Meksika'ya götürdü.
O Det. Paul foi ao México com mãe para comemorar o aniversário.
Üç gün önce, Ana ölü keşfedildi Arquero, Meksika sınır kenti içinde.
Há três dias atrás, a Ana foi encontrada morta na cidade de fronteira, Arquero, no México.
Ben Arquero, Meksika'ya olmuştur.
Eu fui até Arquero, no México.
♪
ARQUERO, MÉXICO
Doktor, ve biz aynı davada çalışıyoruz aşağı Meksika'ya bütün gitti.
Não pode ser coincidência. Doc, foi até ao México e estamos a trabalhar no mesmo caso.
Meksika daki hapishane de
No México e na prisão.
Aynı anda Meksika ya ve, Hapisanedeki EL MOZO ya saldırmalıyız.
Um ataque simultâneo aqui, no México, e ao "El Mozo" na prisão.
Manitoba'nın batısını araştırıyoruz, Alaska'dan Meksika'ya.
Estamos a verificar o Oeste, do Alasca até ao México.
"Bu şirket kar etme isteğiyle öyle zehirlenmiş ki, neden sağlık sektöründe olduğunu hatırlayan birkaç iyi ruhu susmaya mahkum ediyor." Sonra Meksika'ya gitmiş, sörf yapmaya başlamış, Baja'ya yerleşmiş.
"... uma empresa tão envenenada por lucros que até mesmo as poucas almas boas que ainda se lembram porque vieram para a área da saúde, são silenciadas "... ele viajou para o México, começou a surfar, e assentou em Baja,
Meksika'ya gideceğim.
Eu. Vou ao México.
Meksika.
Para o México, sim.
Meksika nasıldı?
Que tal o México?
Meksika'daki gerginlikten çölde öyle terk edildikten sonra tek fırsatım olduğunu biliyordum- -
Esta cena no México, esquecido no deserto como fiquei, eu sabia que era a minha única hipótese.
Meksika dışında ama.
Bem, menos para o México.
Meksika'dan nefret ediyorum.
Detesto o México.
Meksika mesela?
O México?
- Meksika.
- O México.