Mümkündür traducir portugués
496 traducción paralela
Gelecekte bir gün, bu filmde gösterilen tarzda bir devirle tekrar yüz yüze gelmemiz son derece mümkündür.
Pode acontecer, num futuro longínquo, sermos confrontados com outro período semelhante ao retratado neste filme.
"Temsil, toplantı ancak Washington'da yapılırsa mümkündür."
"Será enviada uma representação apenas se a reunião tiver lugar em Washington."
Birden fazla beyinleri olması da mümkündür.
É possível que tenham mais do que um cérebro.
- Mümkündür. Buraya daha önce de geldim.
- É possível, tenho andado por aí.
- Ama mümkündür.
Mas poderia ser feito!
Bir savunma avukatı için bazen salak rolü yapmak da mümkündür, değil mi?
Também é possível que um advogado possa pura e simplesmente ser burro, não pode?
Mümkündür.
É possível.
Benimle her şey mümkündür.
Comigo tudo é possível.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, bir kadının "Disraeli'nin Hayatı" kitabını kendinden daha genç bir erkekle evlenmeyi düşünmeden de okuması mümkündür.
Membros do Júri, é possível que uma mulher leia "A Vida de Disraeli"... sem imaginar o matrimónio com um homem mais jovem que ela?
Mümkündür ki, bir başkası için yapmam.
É possível que não o tivesse feito por outra pessoa qualquer.
İşte, hanımefendi, bir makinede her türlü resmi bulmak mümkündür.
Existem sempre várias fotos numa câmara.
Bu Alacakaranlık Kuşağı'nda mümkündür.
Pode acontecer, aqui na... Quinta Dimensão.
İdeal olan her zaman mümkündür. Adamlar emirlere uyarsa.
O ideal é sempre possível, senhor, desde que os homens cooperem.
ama ikinci bir aklama kararı çıkarmak mümkündür.
Mas é possível obter outra absolvição ostensiva.
"Çeşitli parçalardan oluşan bir kimyasal maddeyi..." "... parçalamak her zaman mümkündür...
" Tendo um produto químico muitos elementos individuais... pode ser sempre decomposto.
Her şey mümkündür.
Tudo é possível.
Kurtuluş ancak imanla, ve umut ancak sevgiyle mümkündür.
Só há salvação através da fé... e esperança, através do amor.
- Oh, mümkündür.
- É possível.
Mümkündür, fakat bunu onarmak bütün geceyi alır.
Talvez, mas levará a noite toda a reparar isso.
- Mümkündür.
- É possível.
- Mümkündür Bayan.
- Sem dúvida, Sra.
Böyle büyük bir şatoda mümkündür.
Com um grande castelo como este, é possível.
- Mümkündür. Bir yanlışlığın meydana geldiği herhangi bir arıza hatırlıyor musun?
Sabe de alguma avaria que tenha resultado numa imprecisão?
Roket kontrolü devrelerin manuel olarak ayarlanmasıyla mümkündür.
O controlo do foguetão é possível com os circuitos operados manualmente.
- Emrettiğim her şey mümkündür.
- Tudo o que ordeno é possível.
Mümkündür.
Pode ser.
" Japonlar'ın yapacakları hareketler tahmin edilemez. Ancak her an bir düşman saldırısı mümkündür.
" A futura acção dos Japoneses é imprevisível, mas é possível uma acção hostil a qualquer momento.
Herşey mümkündür.
Estudantes ou bandidos, isso para mim não importa.
Çocuklar var oldukça her şey mümkündür.
Enquanto houver crianças tudo será possível.
Mümkündür.
- Sim, é possível.
Telefonu açık bırakmış mı olmalı? Mümkündür!
- Deve ter o telefone fora do descanso?
Mümkündür, sanırım, galiba.
Embora eu suponho que é possível.
Mümkündür Trout, ancak durum tamamen bilimsel.
Possivelmente, a truta, mas pura teoria.
Zihnin gelişmesi ancak beden terbiye edilirse mümkündür.
O desenvolvimento da mente só pode ser alcançado, quando o corpo estiver disciplinado.
Mümkündür.
É possivel.
"Alman ordusunu yenmek mümkündür."
"É possível derrotar o Exército Alemão".
Bu Bay Lang'ın kabullenebileceğinden daha fazla şey bilmesi pekala mümkündür.
É possível que esse Sr. Lang possa saber mais do que quer admitir.
Gerçekten özgür bir öğreti, emek ve düşüncenin eşit bir şekilde onurlandırıldığı bir toplumda mümkündür.
Um ensino verdadeiramente livre. Uma sociedade em que, o trabalho das mãos e do engenho, sejam honrados de igual modo.
- "Tanrı ile herşey mümkündür."
- Com Deus tudo é possível.
Elbette... herşey mümkündür, evet.
Sim, claro... tudo é possível, sim.
Mümkündür. Ben bir yargıcım.
É possível, eu sou juiz.
Bu olduğunda, kimi tablolarda ilk fırça darbelerini görmek mümkündür.
Quando isso acontece é possível, nalgumas pinturas, ver as linhas originais.
Tamamiyle katılıyorum, ama bunu nezaketle yapmak da mümkündür.
De acordo, mas não é preciso esquecer as boas maneiras.
Her şey mümkündür.
Talvez seja resultado de radiação atômica em plantas ou animais.
Mümkündür.
- Como devem acreditar.
Mümkündür.
Mas somos macacos avançados um milhão de anos.
- Mümkündür.
É possível.
Mümkündür.
Afirmativo.
- Mümkündür.
- Afirmativo.
Bu da mümkündür.
Nós tivemos.
Olması mümkündür.
Talvez.
mümkün 194
mümkünse 99
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkünatı yok 34
mümkün olabilir 18
mümkünse 99
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkünatı yok 34
mümkün olabilir 18