Nablus traducir portugués
34 traducción paralela
Nablus yakınlarındaki bir askeri garnizonda silahlar patladı. Yaralanan olmadı.
Disparos efectuados contra um posto do exército próximo a Nablus, não há relato de feridos.
İsrail ordusu Nablus'a giriş çıkışların kapatıldığını bildirdi...
O exército de Israel anunciou que Nablus está isolada...
- Daha sonra Nablus'da yaşadım. Ve sonra... Buraya taşındık.
Depois da guerra, vivemos em Naplouse depois aqui, em Jarash.
Nablus'a mı gidiyorsun?
Você vai para Nablus?
Nablus'ta insanlar, niçin bu kadar şeker kullanıyor?
Porque usam tanto açúcar em Nablus?
Hayır, Nablus'ta sinema yoktur.
Não, em Nablus não há cinemas.
Nablus bir hapishane.
Nablus é uma cadeia.
- Bölüm 7 "Nablus'un Kardeşleri"
TERMINATOR : AS CRÓNICAS DE SARAH CONNOR
Ve sonra, tabii ki, Nablus kardeşlerin hikayesi de var.
E temos a história dos irmãos de Nablus...
Aptal ziyareti... Ve Nablus'un babaları.
Andámos a fazer recados e a tratar dos pais de Nablus.
Nablus'un kardeşleri.
- Irmãos de Nablus.
Yakup'un kızı Dinah Nablus Prensi, Şekem tarafından tecavüze uğrar.
Dina, a filha de Jacob, foi violada por Siquém, príncipe de Nablus.
- Nablus, Filistin Bölgesi -
NABLUS TERRITÓRIO PALESTINIANO
- Zeta köyü, güney Nablus.
- A vila de Zeta, ao sul de Nablus.
Beytüllahim, Ramallah, Jericho ve Nablus'un köylerine yetim kalan çocukları alıp getirmek için gidemiyorum.
Não posso chegar às aldeias onde tenho que recolher os orfãos perto de Belém, Ramalah, Jericho, Nablus.
Nablus bölgesinde koordinatör olarak başladım.
Comecei como coordenador no distrito de Nablus.
Nablus'ta nereye bir taş atsanız ya bir teröriste yada bir kediye denk gelirdi.
Nessa altura em Nablus, seja lá onde fosses bisbilhotar, havia sempre um gato ou um terrorista.
Filistinli belediye başkanı Bassam Shaka'ya Nablus, Karim Halaf'a Ramallah'ta saldırıldı
Atacaram o Mayor Palestiniano Bassam Shaka'a em Nablus. e Karim Halaf em Ramallah.
Zafer, Gazze'yi, Nablus'u veya Ramallah'ı yada El Halil'i feth etmemizi gerektirmiyor.
Victória não nos manda tomar Gaza ou Ramallah ou Nablus ou Hebron.
Hava indirmede üç yıl hizmet eden oğlum sanırım iki yada üç defa Nablus'un ele geçirilmesinde yer aldı.
Eu acho que o meu filho, que serviu 3 anos nos paraquedistas, participou na conquista de Nablus pelo menos umas duas ou três vezes.
- Pekâlâ, Nablus'a geri dönmeliyim.
Bem, tenho de regressar para Nablus.
Nablus'a gideceğim.
Vou até Nablus.
Ne var Nablus'ta?
O que há em Nablus?
Nablus'a gitmek istiyorum.
Eu quero ir a Nablus.
NABLUS'A HOŞ GELDİNİZ
BEM-VINDOS A NABLUS
Saldırıdan önceki gün, Nablus'a gelmiş.
No dia anterior ao atentado, ela esteve em Nablus.
Nablus'ta ne kadar kalacaksın?
Quanto tempo vais ficar em Nablus?
Nablus'a bizi görmeye geldiğini sanmıyorum.
Não acho que ela tenha vindo a Nablus para nos ver.
Karın, Nablus'ta bir ikon hâline gelmişti.
Ela tornou-se num ícone em Nablus.
- Doktor senin, Nablus'taki varlığının nelere sebep olabileceğinden haberin yok.
- Doutor, não fazes ideia do que a tua presença em Nablus pode provocar.
Şimdi Nablus'tan defol git.
Agora desaparece de Nablus.
Aradığım cevapları almadan Nablus'tan gitmeyeceğim.
Não me vou de Nablus sem ter as minhas respostas. Está a ouvir-me?
Mercedes'i buldum ve onu görmeden Nablus'tan gitmeyeceğim.
E não vou deixar Nablus sem antes o ver.
Nablus mu?
Nablus?