Nacizane traducir portugués
257 traducción paralela
Nacizane yemeğimize konuk olursanız onur duyarız.
Nós ficaremos honrados se comer da nossa humilde refeição.
Bu senin nacizane fikrin mi, Worth?
É o que acha, Worth?
Saygı değer lodum nacizane izninizi istiyorum.
Meu respeitável, senhor, humildemente me despeço.
Nacizane teşekkür ederim.
Muito humildemente agradeço, bem.
Son dinlenme yerleri... çok sevdikleri denizin dibi olan bu adamlara... naçizane saygılarımızı sunarken... bu çelenkleri ve çiçekleri... onları alıp götüren sulara bırakıyoruz.
A esses homens, cujo túmulo é o mar que amavam, oferecemos a nossa singela homenagem... ao lançar estes arranjos de flores... para a água da maré vazante.
Evet, beyler. Naçizane çadırıma hoş geldiniz.
Cavalheiros, bem-vindos à minha humilde tenda.
Çok geç değilse, size naçizane müdür görevini teklif ediyorum.
Se não for tarde, ofereço-lhe humildemente o cargo de gerente.
Naçizane özürlerimle.
As minhas humildes desculpas.
Ve naçizane özürlerimi kabul buyurun.
As minhas singelas desculpas.
Naçizane özürlerimle.
Minhas humildes desculpas.
Kocam nasıl? Naçizane görüşüme göre doğal bir oyuncu.
Na minha mais do que modesta opinião, tem talento natural.
Ancak, siz saygıdeğer lordlarım, bir tarih söylerseniz, ben de Dük adına naçizane görüşümü belirtirim.
Mas vós, meus nobres senhores, podeis assinalar o dia. E eu em nome do Duque levantarei minha voz, o que, penso, de boa feição ele aceitará.
Hey, Bart, önce Kimbrough'un canını parayla kurtarıp sonra da onu kızıyla evlendirmek isteyen bu naçizane babadan hoşlanıyor musun?
Bart, o pai oferecendo dinheiro para salvar a pele de Kimbrough, para que sua filha possa casar-se com ele.
Bu yüzden size naçizane yalvarıyorum... bu adamlara acıyın.
Assim, humildemente lhes peço... mostrem compaixão por esses homens.
O yüzden, naçizane affınıza sığınarak beni mutlu aile tablonuza dahil etmenizi ve yalnız başına içmenin korkunç kaderinden kurtarmanızı rica ediyorum.
Por isso... humildemente imploro o seu perdão e peço o favor de permitir que me junte ao seu pequeno círculo familiar, para me salvar do horrível destino de beber completamente sozinho.
Naçizane teşekkür ederim, ekselansları ancak... söylemek zorundayım ki yaptığınız iyiliğin karşılığını ülkeme karşı düşmanca bir fiil yaparak ödeyecek değilim.
Agradeço, mas não permito ato hostil em meu país.
Efendim bu adamın vaazlarının insanları kışkırtma ihtimaline ilişkin naçizane görüşüm tam anlaşıImadı.
Vossa majestade não compreendeu... as inflamatórias possibilidades das pregações deste homem.
Bence naçizane yeteneklerim...
O que sei das minhas pobres capacidades...
O halde neden Majesteleri naçizane onayıma gerek duyuyorlar?
Então, porque precisa Vossa Majestade do meu apoio?
Evet, zevkle. Buradan gelin. Ona naçizane Somon Beurre Brigette adını verdim.
Com vossa permissão, batizei-a de "Prince Regent".
Tanrı'ya şükranlarımı iletiyordum, kardeşim! İblis gaddar elini buradan çektiği için naçizane dualarımızı kabul et, tanrım. Patron!
Vai para o inferno com o teu destino, as tuas irmãs, os teus irmãos, os teus antepassados, as tuas vacas, e tudo o resto.
Çatal konusunda naçizane, samimi derinden özürlerimi kabul edin. Hayır.
Quero pedir desculpas humilde, profunda e sinceramente... por causa do garfo.
Biz konuklar arasına girip, naçizane ev sahipliği görevimizi yapacağız.
Misturar-nos-emos com a sociedade e representaremos o humilde anfitrião.
Bay Pither, belki sizin tavsiyenizle Coronworl'da çok naçizane bir tombala kulübüne katılabiliriz.
Mr. Pither, talvez possa recomendar-nos para que possamos ir para clube de bingo chique em Coronworl.
"O kudretli ellerinle onu, kulun Regan Teresa MacNeil'in içinden kov. " Böylece kendi suretinden yarattığın bu naçizane kulun... " onun ellerinde esir olmasın...
Que a Tua poderosa mão o retire da Tua serva Regan MacNeil, para que não mais a possa manter cativa, que a Ti aprouve fazer à Tua imagem.
Bugün bu dünyadan ayrılacak olan... kulun Neil Howie'nin ruhu için... sana naçizane yalvarıyorum.
Que hoje deixará este mundo.
Ben Akiyama Masaru, Tono Klanının naçizane bir kobunuyum.
Eu sou Akiyama Masaru, um humilde kobun do clã Tono.
Bu kez bir jetle ya da transatlantikle değil hayal gücünüzü kullanarak ve naçizane çabalarımızla kendimizi, 9,000 mil uzakta Seine nehri kıyısındaki bu şehre götürelim.
Não vamos nem de avião a jacto, nem de transatlântico. Mas, se usarmos a imaginação, e com algum esforço no palco, aqui... vamos transportar-nos até à cidade, junto ao Sena, a 15.000 km daqui.
Haşmetli Kral Tartışılır Bruno'nun naçizane tellalı olarak ilan etmekten şeref duyarım.
Na minha humilde posição de arauto de Vossa... Magnificiência, o Rei Bruno o Questionável tenho o prazer de anunciar a joost...
Sayın Başkan eğer bu program için biraz daha yardımcı olsaydı naçizane desteğimi çok daha fazla görürdü.
O Presidente teria muito mais do meu humilde apoio se nos ajudasse mais com o nosso programa.
Lordum, bu naçizane çoban kızı karınız olarak kabul ediyor musunuz?
Aceitais, Senhor, tomar esta modesta pastora como esposa?
Naçizane çoban kız, Kral'ın karısı olmanın.. .. o büyük şerefini kabul ediyor musun?
Aceitais, modesta pastora, a imensa honra que vos dá Sua Majestade em vos tomar como esposa?
Kabul ediyor musun, naçizane çoban kız?
Aceitais, modesta pastora...
Mösyö naçizane fikirlerim sizin için fazla gösterişli geldiyse... o zaman belki o yürüyüşçünün ve yaslı kocasının yerel gazetelerde... çıkan bir fotoğrafı ki buraya gönderilmesini daha önce istemiştim... asılmanızı sağlamak için yeterli kanıt olur.
Se as minhas modestas suposições não são suficiente para si, talvez esta foto. Mulher e viúvo que deve ter aparecido em jornais locais e peço que mas enviem, serão elementos de prova suficientes para enforcá-lo.
Naçizane ellerimi sana açıyorum.
" o levantar das minhas mãos como oferenda da tarde,
Her ne kadar devletin naçizane hizmetkarları olsak da, arada kendimize de zaman ayırmalıyız.
Até nós, humildes servidores do Estado, temos que ser revigorados.
Benim naçizane fikrim şudur ki, İhtiyar Alexander Graham Bell'in hesap vermesi gereken çok şey var.
É a minha humilde opinião que o velho Alexander Graham Bell tem muito a que responder.
Naçizane, derme çatma barıma hoş geldiniz.
Bem vinda ao meu muito humilde e desonrado estabelecimento.
TAM TEŞEKKÜLLÜ HASTANE Naçizane gözümle, "M" ile başlayan bir şey arıyorum...
Espio com o meu pequeno olho algo começado por... "M".
Naçizane bezgin gözümle "K" ile başlayan bir şey arıyorum...
Espio com o meu pequeno e aborrecido olho algo começado por "T".
Naçizane gözümle, "R" ile başlayan bir şey arıyorum.
Um... Espio com o meu pequeno olho algo começado por "R".
Naçizane gözümle, "B" ile başlayan bir şey arıyorum.
Eu ouço com o meu pequeno ouvido, um, algo começado por "B".
Efendim, ben sadece naçizane bir hemşireyim, ama, şey olabilir mi acaba, diye düşünmüştüm Yüzbaşı Darling.
Bem, Sir, sou só uma humilde enfermeira, mas a dada altura pensei que pudesse ser o... Capitão Darling.
Naçizane atımıza- - Evimize hoş geldiniz General Lee. - Teşekkür ederim.
Bem vindo à nossa humilde casa, General Lee.
Eğer amacın buysa eski dostum, naçizane deneyimlerime göre bu taktik hiç de işe yaramadı.
E porque estou aqui para te dizer que se essa é a tua intenção, minha velha fruta, de amarga experiência pessoal, não funcionou.
Ben yetiştirdiği için ona naçizane teşekkürlerimi sunarım.
Criou-me, e de igual modo lhe fico humildemente reconhecido.
Ben Yüce Lucifer'in sadece naçizane bir hizmetkârıyım ve sana sadece onun izniyle hizmet edebilirim.
Sou um humilde servo do grande Lúcifer, E não posso servir-te sem sua permissão,
Ölümsüz Majesteleri naçizane hizmetkârınız Doktor Faust.
Majestade imortal, vosso humilde servidor, o Dr, Fausto,
Naçizane fikrimce, nükleer dünyada gerçek düşman savaşın ta kendisidir.
Na minha humilde opinião, num mundo nuclear o verdadeiro inimigo é a guerra em si.
Ama sizin bu naçizane kulunuz ölümlülerin yardımı olmadan isteklerinizi yerine getiremiyor.
Mas eu, seu criado humilde não posso fazer o que me tem pedido com meros mortais para me ajudar.
Naçizane deneyimlerime göre, genellikle, yoğurt firmaları, böyle birşey yapmaz.
A minha limitada experiência diz-me que isto não é o tipo de coisas que companhias de iogurtes fazem.