Nasal traducir portugués
360 traducción paralela
Kronik difteri rahatsızlığı yüzünden 1 ay önce görevini devredip Almanya'ya tedavi için geri dönmüştü.
Sofrendo de uma difteria nasal crônica, havia sido dispensado de seu comando um mês antes e levado para um hospital na Alemanha.
Ağır bir difteri geçiriyormuş.
Uma grave difteria nasal, senhor.
Bay Valenti sadece bisiklet pompası ile "Oh, Johnny" yi... çalabildiği için sıradışı değil aynı zamanda yüksek, düz bir masada tırnak törpülüyor. Ve ayrıca elektrik süpürgesi hortumu ile müzik yapıyor!
O Sr. Valenti é incomum pelo fato não só de tocar "OH, Johnny" com uma bomba de ar mas também por limar as unhas fazendo malabarismos e também transformar em apito um aspirador nasal...
Burunda bir zar var.
Há a membrana nasal.
Tüple 25 mililitre oksijen verin, 20 dakika içinde kan tahlili yapılsın.
Dêem-lhe 0,025 litros por cânula nasal e tirem gás do sangue após 20 minutos.
- Genizinden doku aldılar mı?
- Fizeram-lhe uma amostra nasal?
Genizinden doku almaları gerekiyordu.
Eles deviam ter feito uma amostra nasal.
Genzinden doku bile almadılar!
Rapaz, eles nem sequer lhe fizeram uma amostra nasal!
Thelma, genizinden doku alıp baktılar mı?
Thelma, não te fizeram uma amostra nasal?
Genizinden doku almalarını iste.
Pede para que te façam uma amostra nasal.
Geniz dokundan yaptığımız ölçümleri açıklamıyor ama.
Isso não explica as leituras... que recebemos da sua amostra nasal.
Bir çöldeyken nefesinizi ağzınızdan bununla alın ve bununla burnunuzdan verin.
Se se encontrar no deserto, lembre-se de inspirar pela boca, e expirar por este tubo nasal.
Yaklaşık 600 Paund Bolivya Malı Miami Metro Dade polis mülkiyet deposundaki takastastan Aldığımız
E que tal 270 quilos de pó nasal boliviano, uma cortesia do armazém da polícia metropolitana de Miami?
Sulanmış beynim olmasındansa, - sümüklü burnum olmasını tercih ederim.
- Prefiro ter corrimento nasal que cerebral.
"Sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan ağaç..."
"Insectívoro de tamanho médio com implemento nasal sobressaído."
Bir daha'abanoz'görürsem, kapacağım elime baltayı paramparça olana kadar vuracağım.
E se alguma vez vir um porco-da-terra, vou pontapear o seu implemento nasal sobressaído até não ser capaz de sugar um insecto se a sua vida depender disso.
Aynı burun izi olan iki goril yok, değil mi?
Dois não têm a mesma impressão nasal, certo?
Onlar tuvalette, flüt resitali veriyorlar.
Todos na casa de banho, a tocar flauta nasal.
Gillion, Charles Macum Diggs'ın numaradan nakavt olmayacağını bildiği için burun spreyine koymuş.
Gillon sabia que Charles Diggs Macum nunca faria uma queda... por isso colocou a droga no seu spray nasal.
- Burnu kanıyor..
- Tem uma hemorragia nasal.
Ben hep burundan ve kısık olduğunu düşünmüşümdür.
Sempre pensei que fosse algo nasal, incómoda.
Deliğe doğru girme var mıydı?
Houve penetração nasal?
Ama tamamen deliğin dışındaydım.
Estava, literalmente, nas imediações da cavidade nasal.
Yatağının yanında bir geniz spreyi bulundu... ve içi arıtılmış su ve kokain doluydu.
No spray nasal achado junto à cama... havia uma solução de água e cocaína.
Buna eczaneye gitmek de dahil mi? Hasta olduğu için eczaneye gidip ona boğaz spreyi aldınız mı?
Como ir à farmácia... comprar descongestionante nasal, pois estava constipado.
8 Nisanda yani Andrew Marsh'ın öldüğü gece boğaz spreyi... aldığınıza dair elimizde imzanızı içeren belge var.
Mandou compar na farmácia um descongestionante nasal em 8 de abril... no dia em que Marsh morreu.
Odada başka bir geniz spreyi bulunamadı.
Não havia na casa nenhum outro descongestionante nasal em casa.
Canımı sıkan ne biliyor musun? Neden o kendisi aleyhinde delil olacağını bile... üç şişe spreyi orarad bıraksın... eğer onu onlarla öldürmeyi planlamışsa? l don't know.
Mas por que comprou fiado um spray nasal de 3 dólares... que o levaria até ela se planeáva matá-lo?
Sanırım o sıçan burun damlamın içine ağız çalkalama suyu... onun içine de tuvalet temizleyici koymuş.
Acho que o pestinha pôs elixir no meu spray nasal... e detergente no meu elixir.
Ama cesedin burun boşluğunda bulunan küçük tanımlanamayan objeyi hesaba katmıyor.
Contudo, não justifica pequenos objectos não identificados encontrados na cavidade nasal.
10 litre oksijen, burundan verildi.
O2 por via nasal, 10 litros.
Ethmoid fossa'yı yeniden başlatmam lazım.
Vou ter necessidade de restaurar a fossa nasal.
Ciddi omuz ağrısı, burun kanaması.
Dor intensa no ombro e sangramento nasal.
Serum takamadık. Oksijen, burun kanülünden 4 litre.
Não consegui pôr-lhe a IV. Oxigénio, 4 litros por cânula nasal.
- Burun kanülü.
- Cânula nasal.
Burun kırığı, 1 993.
Fractura nasal, 1993.
Tiz, genizden gelen sesin sokakları ve kulakları çınlatsın.
Que a tua voz aguda e nasal ecoe pelas nossas ruas e cérebros.
Fosil kayıtlarındaki yaratıklar içinde, en büyük koku alma bezi boşluğu... bir hayvan hariç, Tyrannosaur'dadır.
Não conte com isso. O Tiranossauro tem a maior cavidade nasal... de todas as criaturas de que há registos fósseis, excepto uma.
O burun spreyini gördün mü?
Vê aquele spray nasal?
- Burundan ve rektal.
- Nasal e rectal.
Sümüğüm senin seviyene inseydi, şu an antibiyotik kullanırdım.
Se o meu muco nasal fosse do seu nível, estaria a antibiótico.
Sfenoid sinüs ile üst konka arasında bulunan küçük bir yapıdır.
É uma excrescência na parede entre a concha nasal e o seio nasal esfenoidal.
Beynimle sinüslerim arasında.
É uma massa na parede entre o meu seio nasal e o encéfalo.
VNO'nun büyüklüğü burun deliğinin büyüklüğüyle doğru orantılı.
O tamanho do VNO corresponde ao tamanho da cavidade nasal.
Foley, nasogastrik tüp ve endotrakeal tüp ile ısıtıyoruz... ... ama hâlâ vücut ısısı 84.
Estamos a aquecer com Foley, tubo nasal e endotraqueal, mas ainda está hipotérmico, com 28º.
- Evet, burun spreyi var mı?
Sim, estava a pensar se terias spray nasal.
Mentollü burun spreyi, silhat ve alüminyum.
Spray nasal de mentol, patchouli e alumínio.
Burun spreyi mi?
Spray nasal? Ele tinha gripe.
Burun kemiği, göz kemiği, çene kemiğinde çatlaklar var.
Fractura até ao osso nasal, osso orbital, mandibular...
Eski numaraları bırak işimize bakalım.
Dispensamos esse som nasal.
Sadece burun kanaması.
É só um sangramento nasal.