Nca traducir portugués
30,437 traducción paralela
Kariyerimi mahvettiğime göre, 100 ya da daha fazla kalori... almamda sakınca yoktur sanırım.
Já que destruí a minha carreira, podes beber... umas 100 calorias. - 150.
Burada palyaçolar seni yakalayınca asla uyanamazsın.
E aqui, quando os palhaços te apanham, nunca mais acordas.
İyi oldu. Karnavalın kötü büyüsünün etkisinden uzaklaşınca geçirdiğiniz dönüşümler eski haline geldi.
Longe da influência da magia penetrante do parque,
Haydi çocuklar! Orduda dijital iz bulamayınca fiziksel olanları ararız. - Ayak izi, kıyafetleri...
No exército, quando não conseguíamos uma pista digital, procurávamos uma física, pegadas, tipos de roupa...
Doğru kişi olmadıkları ortaya çıkınca onları ucubelere dönüştürerek cezalandırıyor.
E quando não é ela, ele castiga-as, transformando-as em escravas.
Ağrıyı bir süreliğine kesebilirsiniz ama ilacın etkisi geçmeye başlayınca gerçekten çok acıtır.
Mas só se pode aliviar a dor durante um tempo, e quando o efeito das drogas passa, dói mesmo.
Anlatınca kulağa kötü geliyor, ama çözmemiz gereken bir dava var.
Dito assim soa mal, mas temos um caso para resolver.
Makineyi Springsborough'dan çıkarınca gömdüm.
Quando tirei a máquina de Springsborough, enterrei-a.
Perryman Grand'e gelecekteki hâliyle yüzleşmeye gitti. Orada bir kedi köpek balığı patlaması yaratınca, genç Patrick Spring yaşlı hâlini öldürdü.
e depois foi ao Perryman Grand para enfrentar o seu "eu" futuro, o que levou ao homicídio acidental do velho Patrick Spring pelo Patrick novo quando um gatinho despoletou a explosão de um tubarão.
Amacım bu, evet. Ama gevrek kasesi çiçeği değiştirici işe karışınca ne olur, bilirsin.
Idealmente, sim, mas sabe como são as coisas quando temos o Permutador de Tigelas e Flores.
Bu durumlara beni sokan sensin ve işler boka batınca dağılıyorsun.
Estás sempre a arrastar-me para estas situações, e quando as coisas dão para o torto, não sabes o que fazer.
Efendim sormamda bir sakınca yoksa neden size destek birimi yollamadılar?
Chefe... Se me permite a pergunta, porque não lhe enviaram reforços?
Yani Amanda yalanını attığım hastalığa gerçekten kapılınca paraya benden daha çok ihtiyacı olduğunu anladım.
Por isso quando a Amanda adoeceu com a doença que eu fingia ter percebi que ela precisava do dinheiro mais que eu, então...
Todd ve ben A Modülü'yüz, araştırmacı şube ama sen ve ben olaylar somutlaşınca taarruz timi oluyoruz.
Eu e o Todd somos o módulo A, os investigadores. Mas tu e eu somos a força de intervenção, quando há confrontos.
Bir keresinde dışarı kalınca, her ihtimale karşı yedek anahtar koymuştum.
Tranquei-me lá fora uma vez, deixei aqui uma de reserva.
Bu rol bir dönüm noktası olabilir, tabii layığınca oynayabilirsen.
Este papel pode ser decisivo. Isto se o fizeres bem, claro.
- Sakız mı? Kulağa çılgınca geliyor ama yemin ederim sakız gibiydi.
Parece loucura, mas eu juro...
Hiç de çılgınca gelmiyor Brian.
Não parece loucura de todo, Brian.
Cumartesi günü olmasına rağmen tüm ekibi peşimde sürükledim. Bir bakmamın sakınca olmaz herhalde?
Ligaram-nos há 40 minutos a dizer que era pior do que a última vez.
Leo, eve yaklaşınca sinyali gönder.
Leo, aproxima-te de casa e envia o sinal.
Karınca insanlar ve Murphy gibi.
Como Pessoas Formiga ou O Murphy.
Yani depolar boşalınca sular da kesilecek.
Quando a reserva acabar, aí ela pára.
Dana, çantayı atınca hemen bana doğru gel tamam mı?
Dana, quando lançar o saco, vens ter comigo, está bem?
Bu çok çılgınca.
Isso é loucura.
Dikiz aynasına bakınca, geçmiş günlerin yaşayacaklarından çok olduğunu göreceksin.
Temos muita estrada pela frente.
Plakalar sökülüp atılınca işe yaramıyor mu yoksa?
Ele não funciona se trocarem a placa?
- Bu çılgınca.
E é óbvia.
Uyanınca akşamdan kalma hissedecek.
Não invejo a ressaca que vai ter.
Adam uyarılara karşın durmayınca polisler ateş açtı.
Quando o agente mandou que parasse, e ele não parou... Então, abriram fogo.
Kardeşine mesaj atarız, telefonu çalışınca görür ve bizimle Yakima'da buluşabileceğini bilir.
As autoridades anunciaram... Enviamos um SMS para ela. Vai receber quando o sistema voltar e vai ter connosco a Yakima.
Brianna'nın kafası kızınca kaçıp gittiği günleri hatırlıyor musunuz?
Lembram-se quando a Brianna costumava fugir quando ficava chateada?
- O da zorda kalınca pek işe yaramıyor.
Isso não vai ajudar quando precisar.
Virüslü yazılımımız onların bütün programına sızınca...
Quando o nosso malware se executa, todo o seu programa...
Bu iş yatınca da, öyle şey oldu ki...
E quando não resultou, ele ficou tão...
Anası uzaklaştırınca da cinayetler sona eriyor.
A mãe dele manda-o embora e os assassinatos param.
Elini sıkardım ama şartları hesaba katınca...
Apertava-lhe a mão, mas dadas as circunstâncias...
Biliyorum çılgınca ama onları uyarmamız lazım.
Sei que é uma loucura, mas temos que avisá-los.
- Sistem kapanınca gelecekte ne oluyor?
- Quais as consequências disto no futuro?
- Atmosferin statik basıncaı tarafından.
- Devido à estática atmosférica.
- Sonuçta hayat paylaşınca güzel değil mi?
Por que devia eu ter toda a diversão, não é?
Baskı artınca cinsiyetçi dilin ortaya çıkması ilginç değil mi?
Deixamo-nos de mariquices e ganhamos tomates!
Bairam, İngilizce konuşmamızda bir sakınca var mı?
Bairam, podemos falar em inglês?
Ona Hester'a olanları anlatınca ağladı.
Depois fui ter com a Dra. Benton à clínica. Quando lhe contei da Hester, ela chorou.
Ameliyattan çıkınca DNA örneği ve parmak izi almalıyız.
Precisamos do ADN e das impressões mal saia da cirurgia.
Buna bakınca küçük hissediyorum.
Olho para isto e sinto-me pequeno.
Ruben gibi biriyle tanışınca saygı duyarım ve yaptıklarından dolayı ona saygı duydum.
Conheço o Ruben e fico estupefacto com o que faz.
- Ana Damar'a ulaşacağız. Ona ulaşınca, sana da ulaşacağız.
E, quando descobrirmos, apanhamo-lo.
Evet, yaşlanınca hayat nasıl olacakmış görelim.
Sim, vamos ver como a vida vai ser quando eu for velho.
Bu çılgınca.
Isso é loucura.
Marcy, bu çılgınca.
- Estou?
Kurban olduğum fikrine odaklanınca saldırmak istiyorum.
Participei.