Nefes traducir portugués
17,693 traducción paralela
Nefes almak için ara verdiğimiz her an birisi ölüyormuş gibi görünüyor.
Parece que sempre que paramos para descansar, aparece alguém morto.
Özgürce nefes almaya hasret kalabalığı.
" as vossas massas que anseiam por respirar liberdade.
Canlı ve nefes alır bir şekilde?
- Vivo e a respirar?
Canlı veya nefes alarak dönemez.
Ele não volta assim.
- Canlı ve nefes alır bir şekilde mi?
- Vivo e a respirar?
Canlı ya da nefes alır bir şekilde dönmez.
Ele não volta assim.
Güzel, soğuk bir duş aldım. O nefes egzersizlerinden yaptım.
Tomei um duche frio, fiz alguns exercícios respiratórios.
Satarsak en azından biraz nefes alırız.
Vender vai-nos deixar respirar um pouco.
Bileğini kilitle, sana öğrettiğim gibi nefes al.
Fixa o pulso e respira como te ensinei.
Eninde sonunda, onlar... nefes verecek.
Mais cedo ou mais tarde, eles têm de expirar.
Nefes al.
Respire.
Yavaş nefes al.
Abranda a respiração.
Nefes al. Nefes al.
Respira.
Gemide ve nefes aldığı sürece Savage hepimiz için tehlike teşkil ediyor.
Enquanto ele estiver nesta nave e a respirar, o Savage irá ser uma ameaça para cada um desta nave.
Derin nefes al...
Respira fundo...
Yakında nefes alamayacaksın.
Em breve... não irá conseguir respirar.
- Nefes al.
- Respira.
- Evet, evet nefes alıyor.
- Está a respirar.
Nefes alamıyorum.
Não consigo respirar!
Bir nefes al.
Respira fundo.
Harika gidiyorsun. Derin nefes al sadece.
Respira fundo.
- Bu kadar nefes yeter.
- Pára com isso da respiração.
Nefes alışın ne durumda?
Como está a tua respiração?
Anne, nefes alamıyorum.
Mãe, não consigo respirar.
Genelde saat 3 civarı nefes alamaz hâlde uyanıyorum.
Costumo acordar por volta das 3 da manhã, a sufocar.
- Hala nefes alıyorum.
- Está a respirar.
- Yeter, nefes alamıyorum.
- Chega, não consigo respirar. - Desculpa.
Nefes almaya odaklanmalısın.
Tens de concentrar na tua respiração.
Tıpkı nefes borumun yanması gibi. Nefes almaya çalıştıkça acım daha da katlanmıştı.
Mas a minha garganta a queimar quando tentei respirar, é que foi muito especial.
Nefes nefese kalmışsınız.
Parece sem fôlego.
Derin nefes alın.
Respire fundo.
Nefes alın. Hiçbir şey yapamaz mısınız?
- Não pode fazer nada?
Nefes al.
Respira.
Sonra bir nefes çekmiş ve adamı direkt kapı dışarı atmış.
Cheirou uma vez e pô-lo a andar.
Kendi dizlerin üstünde durup kendi başına nefes alman için kendini düşünmen için bir fırsattır belki bu.
Talvez esta seja a tua hipótese de respirares por ti mesma e pensar um bocado só em ti.
Her şarkıya başlamadan önce bir saniyeliğine gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığımı farketmiş miydin?
Já reparaste que, antes de me apresentar, fecho os olhos por um segundo e respiro fundo?
Gözlerin iyice görene kadar hatta iyice nefes alana kadar bekle.
Tenho que esperar até que os seus olhos vejam claramente, que esteja a respirar com calma.
Ben sadece nefes almak istiyorum.
Só quero respirar.
Nefes alamıyorum!
Não consigo respirar! Não consigo...
Şimdi nefes alamıyorsun.
Agora, não consegues respirar.
Tamam. Nefes, nefes, nefes, nefes.
Respira, respira, respira.
Hadi nefes al.
Vamos lá. Respira.
- Lütfen Tanrım. - Nefes al.
- Por favor, Senhor.
Nefes alamıyorum!
Não consigo respirar!
Ayrıca öldürmeden önce nefes almada zorlanmaya, kan kusmaya ve doku ölümüne yol açar.
Também causa problemas de respiração, tosse com sangue, e necrose do tecido antes de matar-te.
King Shark ondan bir nefes aldığında "Jaws" giriş müziği çalmaya başlayacak.
Se o King Shark "farejá-lo", a música do "Tubarão" vai tocar.
Derin bir nefes al.
Respira fundo.
Nefes almak gibiydi.
Era como respirar.
Nefes alıyor.
Respira, já é alguma coisa.
- Nefes al.
- Por favor, Jesus.
- Söz, üzerine nefes vermem.
Prometo não respirar em cima de ti.