Negar traducir portugués
2,583 traducción paralela
Gerçekleri inkâr edemezsin. Biraz önce gördüklerimizi de. Sırf sana, işe yarar gelmediği için.
Não podes negar os factos, aquilo a que acabamos de assistir, só porque não são convenientes.
Banka kredi talebinizi reddediyor.
O banco está a negar o pedido para uma extensão do crédito.
Tam o anda basarsam, inkâr da edemez.
Se o apanhar em flagrante, ele não vai poder negar.
Şimdi de ilişkin olduğunu ret mi edeceksin?
Vais negar que tiveste aquele caso, é?
İnkâr etmiyorum.
Não estou a negar.
- Evet, kendine böyle demeye devam et.
- Tudo! Continua a negar.
İnkâr edemeyeceğim ki sen kendime ait olmasını istediğim bir şeysin.
Não te posso negar uma coisa que eu quero para mim.
Ve benim CEO'm dedi ki, günlüğündeki hangi olay hiç olmadı?
Mas mesmo com tudo isso, o que fazem é negar e fingir que nada aconteceu.
Müstakbel zaferimize mani mi olacaksınız?
Pode negar-nos o triunfo reservado?
Renee, senin en büyük hayranın olmayabilirim hatta senden hoşlanmıyor olabilirim ama kimsenin tartışamayacağı bir şey var..
Renee, posso não ser a tua maior fã ou nem sequer gostar de ti, mas há uma coisa que ninguém pode negar.
Sana anlattıklarımın hepsini inkar ederim.
Vou negar que te contei alguma coisa. Vão culpar-me por isso.
İnkar etmeye mi kalkacaksın gerçekten?
Vais mesmo tentar negar?
- Elimde kaydın var-... onlar bir listedeydiler- - -.. kayıtta bunu inkâr ediyorsun- -
Tenho tudo gravado - Estavam numa lista - em fita, a negar que...
Çok zor bir durumdasın, bunu kimse inkâr edemez.
Ninguém pode negar que estás numa situação muito delicada.
Ve kıvırcık tüylüsün de. Kıvırcık tüylüsün, ve kimse sıcak, kıvırcık bir şeye dokunmanın düpedüz hoş bir şey olduğunu inkar edemez.
Ninguém pode negar que tocar numa coisa quente e peludinha é ótimo.
Ancak polis, cinayetler arasındaki benzerliklere rağmen faillerin aynı olduğu söylentilerini yalanlıyor. - Aynı mı?
Mas apesar das semelhanças, a polícia está a negar os rumores que sejam do mesmo autor.
Dehamı kıskandı ve hakkım olanı benden esirgemeyi denedi.
Ele tinha inveja da minha genialidade e tentou negar-me o que era meu por direito.
İnkar etmeyin.
Não vale a pena negar.
Aranızdan haber izleyip son günlerimizi yaşadığımızı inkar edebilecek biri çıkabilir mi?
Há alguém... alguém que possa ver as notícias... e negar que são tempos infernais?
Dinden çıkma, inançtan vazgeçme, dinini inkar etme ahlakı reddetme.
Abandonar a fé, negar a religião... negar a moralidade.
Meleklerimizin varlığını inkar edebiliriz. Gerçek olmadıklarına kendimizi ikna edebiliriz. Onlar yine de ortaya çıkar.
Podemos negar que os nossos anjos existem, convencermo-nos que não podem ser reais, mas eles aparecem na mesma.
Kabul ediyorum.
Não há como negar.
Daha önce inancın yoksa bundan sonra inanmak zorundasın.
Se antes não tinha fé, Não o podia negar depois.
Onun Flertrok olduğundan emin olup olamayacağımızı bilmiyorum ama bunun işinin bittiği kesin.
Não sei se podemos confirmar ou negar se é ou não o Flertrok... mas aquela coisa, garanto que já não volta.
Bak, biri sorarsa bunu söylediğimi inkar ederim.
Olhe, se alguém perguntar, vou negar que eu disse isso.
Hala kabul etmiyor musun?
- Ainda estás a negar?
Pardon, Iütfen. İnkâr edemezsin, Wilf, siz solistler bizsiz bir hiçsiniz.
Não o podes negar, Wilf, vocês solistas estariam perdidos sem nós.
Avukatlar inkar ediyor
Os advogados sempre a negar
Bazı zevkleri inkâr etmek zalimce olabilir.
Seria cruel negar-lhes algum prazer quando passávamos.
Meslektaşlarımızın bazılarına göre etkinliklere katılımı inkâr etmek eylemlerin tüm sorumluluğunu almaktan daha çekici görünüyor.
Para alguns dos colegas negar o envolvimento em factos parece melhor do que assumir a responsabilidade pelos próprios actos.
Ama Kurt, tarif edilemez korkunç eylemlerle bir adamın sıradanlığı arasındaki devasa farkı reddedemezsin.
Mas Kurt, não podes negar que há uma enorme diferença entre o horror inefável dos actos e a mediocridade do homem!
Naziler onları ne kadar inkâr etmeye çalıştıysa da öyle.
Precisamente o estatuto que os nazis lhes tentaram negar.
Biliyorsun, şüpheci yaklaşımına hayranım, Margaret. Ama sadece açıklayamadığın için gerçeği inkâr edemezsin.
Admiro o seu cepticismo, Margaret, mas não pode negar a realidade só porque não sabe explicá-la.
Ama kendinizi sonsuza kadar inkâr edemezsiniz.
Mas não podemos negar-nos para sempre.
Bir ömür kendimi inkâr ederek sessizce kendim gibi birisini aradım.
Uma vida inteira a negar o que sou, à procura, em silêncio, de alguém como eu.
Kendini sonsuza kadar inkâr edemezsin.
Não podemos negar quem somos eternamente.
Kendini inkâr edemezsin.
Não podemos negar quem somos.
Onu reddedemem.
Não lhe posso negar nada.
Çok fazla sırrın mevcut olduğunu inkâr etmeyeceğim.
Não vou negar, houve muitos segredos.
Ama asla Tanrı'nın elini inkar edemem yeryüzündeki o güzel varlıkların da.
Mas, nunca vou negar que vejo a mão de Deus nesta bela criação que é a terra.
Babanın şansını denemesini engelleyecek misin?
Vais negar esta oportunidade ao teu pai?
Tanrı cinselliğimi reddetmiyor ama... anlamsızlığını gösteriyormuş gibi.
Deus não estava a negar a minha sexualidade mas apenas a mostrar-me como era inútil.
Biz bir şeyleri onaylayabilir veya inkar edemeyiz.
Não podemos afirmar ou negar nada sem confirmar os dados.
İçgüdülerini inkar eden küçük bir bürokrat olmayı deneyebilirsin ama biliyorsun ki sen de en az benim kadar bırakmakta zorlanıyorsun.
Podes tentar ser boa burocrata e negar os teus impulsos, mas sabes que és incapaz de deixar isto passar quanto eu.
Hiç eğlenmiyorum da diyemem.
- Não vou negar que gosto.
Sana olan hislerimi inkâr etmem konusunda.
Sobre eu negar que sinto algo por ti.
Bu sorun değil ama onun sanat piyasasına etkisinin devasa olduğunu bildiğimiz gerçeğini inkâr edemezsin.
Tudo bem, mas não podes negar que a influência dele no mercado...
Saptırıcısın sen.
Estás a deflectir, a negar, ok!
Oh.
Não precisa de negar.
İzin veriyor musunuz yoksa vermiyor musunuz efendim?
Permissão para não negar nem confirmar, senhor?
Ben çok uzun süre reddedebilirim, insanlar inkarı deniyorlar. Duygularını uyuşturucularla uyutuyorlar.
As pessoas tentam negar.