Nesta traducir portugués
33,572 traducción paralela
~ Mutlu 36.yıllar sana. ~
Nesta data querida
O zaman bu odadaki herkesin bana inanmasını istiyorum. Söylediğim gibi bugün güzel şeyler olacak.
Preciso que todos nesta sala acreditem quando digo que só coisas boas vão acontecer hoje.
İşin doğrusu, doğum doktoru olmama sebep olan da buydu 50 yıldır bebekleri dünyaya getiriyorum.
Por isso entrei nesta área, para falar a verdade. Há 5 décadas que trago bebés ao mundo.
Bu frekansa tekrar gelirsen eğer benimle tekrar bağlantı kurarsan Tanrı şahidim olsun ki aileme yaklaşırsan, peşine düşer ve seni öldürürüm!
Se voltares nesta frequência, se contactares de novo, e que Deus me ajude, se encostares na minha família, vou-te encontrar e mato-te!
O kadar büyük değil, ama malzeme odası... Aşağıda.
Nesta parte, não, mas há uma despensa lá embaixo.
Otel kasetindeki köpek. Bu karakola geldi.
O cão da gravação do hotel entrou nesta esquadra da Polícia?
Açıkçası, onunla olan bağlantım bu kasabada söylemeye hevesli olduğum bir şey değildi.
E, honestamente, o facto de eu ter alguma ligação com ela não é algo que eu gostaria de admitir nesta cidade.
Neden bu sayfa açık?
Porque está aberto nesta página?
Unutulmayacağına inandığım bu akşamda bana katıldığınız için teşekkürler.
Obrigado por se juntarem a mim nesta noite que decerto irá ser memorável.
Bu haltı ben yedim. Ben düzelteceğim.
Eu é que me meti nesta trapalhada, eu resolvo.
Ve tam bu masadayken kendi kanını görüp ne yapacağını bilemeyince kendini korumak için Kızıl Kral'a dönüştün.
E depois aqui nesta mesma mesa, viu o seu próprio sangue e não sabia o que fazer, então tornou-se no Crimson King para se proteger.
Benim evimin tamamı bu salona sığabilir.
A minha casa inteira cabe nesta divisão.
Erkek olduğunu düşünüyorsun yani. Adli tıp temizlik için her an burada olabilir.
Vou ao escritório, ver o que encontro sobre as vítimas nesta firma.
Bu kadın, bu işte başarılı olmam için ihtiyacım olan kişi
Ela é exactamente o que preciso para ser bem sucedido nesta missão.
Çünkü molotof çantaya düşer. Çanta amonyum nitrat ve lamba yağı ile dolu.
Se deixar cair o molotov nesta caixa de amoníaco, está cheia de nitrato de amónio e querosene.
Kryptonite gerçekten bu davada yalnız savaşmamıza değer mi?
A "kryptonite" justifica termos que combater sozinhos nesta luta?
Tanrım, bu evde çocuk bulundurmaya hiç hazırlıklı değiliz.
Céus, não estamos prontos para ter uma criança nesta casa.
Bu kasabayı bu kadar özel yapan şey nedir?
O que é que há de tão especial nesta cidade?
- Sesler bu taraftan geliyormuş gibi.
Parece que está a vir nesta direcção.
Anayasanın bununla ne ilgisi olduğunu anlayamıyorum.
Não estou a ver como a Constituição se enquadra nesta lógica.
Yakında, fsociety videolarının bu kamerayla çekilip çekilmediğini öğreneceğiz.
Em breve, vamos descobrir se aqueles vídeos da fsociety foram filmados nesta câmara.
Bu programda, çok gizli şekilde çalıştığımızı biliyorum ama bence riske değer.
Sei que estamos em modo top secret nesta operação, mas vale a pena correr o risco.
Şimdi burada, bu berbat odada seninle oturuyorum.
Agora estou aqui sentada contigo... Nesta sala horrível.
Bu kasabada kumarhanemiz olması gerekmiyor mu?
Não era para haver um nesta cidade?
Şimdi de, bu güzel sabaha WKRP kanalında çalacağımız müthiş şarkılarla devam ediyoruz...
E agora de volta com boa música nesta bela manhã na WKRP...
Çeviri © ssniper
NESTA TEMPORADA - Quando era criança, fiz algumas coisas também. Vamos esclarecer isto.
Bulduğumuz adam bu mavnayı kiralamıştı.
O suspeito estava nesta barca.
Bu çılgın yolda beraber çok fazla yol katettik.
Chegámos muito longe juntos nesta viagem louca.
Bu gerçeklikte Tanrı benim.
Eu sou um Deus nesta realidade.
Davayı burada kazanmazsınız.
Não consegue ganhar um caso nesta cidade.
Okulda ona tuvalet eğitimi veriyorlar.
Nesta escola, eles ensinam a usar o bacio, certo?
Bu partiye de saldırmayacaksın, değil mi Earn?
Não vai desatar aos tiros nesta festa, pois não, Earn?
MGK girişiminize inanmamızdan önce Ophelia uydu işinde gayet iyiydi.
A Ophelia estava bem no negócio dos satélites, antes de nos metermos nesta iniciativa da CMM.
Bir bakın. Şahsi net varlığımın yüzde 90'ını bu göreve yatırdığımı göreceksiniz.
Se olharem para elas, vão descobrir que investi 90 por cento da minha riqueza nesta missão.
Bu görevde sizi bekleyen en büyük zorluk ne olacak?
Qual acha que vai ser o maior desafio nesta missão?
Ne yani beni hücremde öldürecek misin?
Vais matar-me nesta cela?
- Daha önce böyle bir şey yaşamamıştım.
Nunca estive nesta posição antes. - Louis, desculpa...
Sonrasında bir anda sabah kendiliğinden kapanmış.
E, de repente, nesta manhã, do nada, ele só... Ele apenas se fechou.
Kolay anlaşılır bir hikaye kitabında olduğunu söyle lütfen.
Mesmo aqui, nesta tira de BD fácil de entender.
Eleanor suçlumuz işte bu kısa listenin içinde.
Eleanor, o nosso criminoso está nesta pequena lista.
Eleanor suçlumuz işte bu daha uzun listenin içinde.
Eleanor, o nosso criminoso está nesta lista muito maior.
Eğer bunu yapının içine, bu anayasal dile yerleştirirseniz, o zaman hangi amaçla kullanılmak istenirse o amaca yönelik olarak kullanılır.
Se isso está entranhado na estrutura, nesta linguagem constitucional, pode ser usado como ferramenta para atingir os objectivos que quisermos.
Bir katil ve tecavüzcüyü eleştirmenin zalimce olduğunu söyleyen liberaller, bu tartışmada tüm inanılırlıklarını kaybediyorlar.
Os liberais que disseram que era mau implicar com um assassino e um violador perdem toda a credibilidade nesta discussão.
Bu toplumda suçlu olmak ne demek?
O que significa ser-se criminoso nesta sociedade?
Bu serbest işgücüne yatırım yapan şirketler var artık.
Há empresas que investem nesta mão-de-obra grátis.
Bu hamleni bir önceki hamlenden daha iyi düşünsen iyi edersin.
- Pensa melhor nesta atitude do que pensaste na última.
Bunu derse devam edeceksin diye kabul ediyorum o zaman? Hayır.
Penso que isso quer dizer que vai continuar nesta aula.
Bu kadında bir şeyler var.
Qualquer coisa nesta mulher.
Benim yaptığım bir şeyden dolayı bu durumda değilsin.
Não estás nesta posição devido ao que eu fiz.
Hayatım boyunca çabaladım. 50 yıl oldu.
Desenrasco-me nesta vida há 50 anos.
Şeyi düşünüyordum... İlk zamanımızı. Bu kamyonun arkasında.
Estava a pensar... na nossa primeira vez, nesta carrinha, no lago.