Neuro traducir portugués
291 traducción paralela
McCoy'ın sinir analizöründeki devreleri ters çevirirsek felç alanı projektörünü bozacak bir karşı alan yaratabilir misin?
Se inverter os circuitos do neuro-analisador do McCoy, pode criar um contra-campo para bloquear o projector?
Ana gezegenimizdeki bakteriye nasıl bağışıklık üretileceğini biliyor mu?
Ele saberá produzir a imunidade contra as neuro-bactérias no nosso Planeta Natal?
Bir "sinir uyaran" karıştırıcısı.
Um neuro-bloqueador pulsónico.
Bu bir "sinir uyaran" karıştırıcısı.
É um bloqueador neuro-pulsónico.
Amerikan Psikiyatri Kongresi'nin değerli üyeleri Çok Çok Sinirliler İçin Ruh Ve Sinir Hastalıkları Kliniği'nin yeni müdürünü sizlere tanıtmaktan büyük şeref ve mutluluk duyarım.
Caros colegas da Convenção Americana de Psiquiatria, é com um grande prazer e honra, que vos apresento o novo director do Instituto neuro-psicótico para os Muito, Muito Nervosos.
Sakinilkolinle nevro maskülerin bağlantı noktasını bloklamak daha iyi.
Era melhor bloquear a junção neuro-muscular... - Quem o fará?
Bu sınırlı lazer çıkarıcı, başının dış tabakasına zarar vermeden bir tek sinir hücresini çıkaracak.
Este extractor laser fino vai retirar uma imagem, apenas uma imagem, de uma única neuro-célula sem quebrar a camada epidérmica na tua cabeça.
Kafatası araştırması, sinir sistemleri, herşey, bilinçaltı araştırması dahil.
Sonda craniana, neuro-sistemas, tudo, incluindo uma recolecção psicoelectrónica.
Nevrotik-kimyasal travma yüzünden paranoid kriz geçirdiğiniz mi?
Que sofre de um ataque de paranóia por causa de um trauma neuro-químico?
Kısaca spino-thalamic demetteki sinir uçlarını kesiyoruz. İşte böyle. Bu şekilde sinirler beyne acı ve titreşim duyularını iletmiyor.
Cortamos os nervos no tacto tálamo-espinhal... ali... que, como sabem, transmite neuro impulsos de dor ao cérebro.
Sinir bağlantıları kararlı görünüyor.
As neuro-conexões parecem estáveis.
Homer Simpson, Amerikan ordusunun gözetimine geri gönderilmesine Fort Meade`de ki araştırma merkezinde, testlere alınmasına karar verildi.
Homer Simpson voltou à custódia do centro de investigação neuro-química... do exército dos EUA, em Fort Meade, Maryland, para testes intensivos.
Dax ve O'Brien arasında tam bir sinirsel sinaptik tarama yaptım ve iki hastanın da şakak loblarında bunu buldum.
Eu efetuei uma comparação neuro-sináptica completa entre Dax e O'Brien e achei isso nos lóbulos temporais dos dois pacientes.
Onu runabouttaki acil durum ünitesine bağlamalıyım.
Não tenho leitura neuro. Tenho de o levar para o vai e vem.
Başka bir trikorder verisi saptadın mı? Anatomik görüntü ya da nörofizyolojik veri?
Você fez qualquer outra leitura de tricorder, um perfil anatômico ou uma sondagem neuro-psicológica?
Zihnine nörosinaptik örnekleri işlemenin bir yolunu bulduk.
Nós achamos um modo de inserir informações de seus padrões neuro-sinápticos.
Pharmakom'un Zürih'teki sinirsel ağına... basıldı, hastalık başlamadan önce.
Foi implantada na neuro-rede da Pharmakon... Antes da sua morte.
Onun sinirsel ağ kişiliğinin... 2006 yılı yapay zeka yasaları uyarınca İsviçre vatandaşlığı var.
A sua identificação na neuro-rede indica cidadania suíça... Sob as leis de inteligência artificial de 2006.
Neuro'yla büyük bir anlaşma yaptım.
Fiz um óptimo negócio na Neurologia.
Klingon kadınları, Alfa Çeyreğinde güçlü olduklarından dolayı ün yapmamışlardır, ama onların, seks açısından doyumsuz...
Devo realçar que isto é uma assinatura neuro eléctrica o que acredito que seja outra onda cerebral que se sobrepôs á deles. Outra onda cerebral? De quem?
İhtiyacımız olan yeni bir yol bularak kandaki oksijen seviyesini arttırmak olmalı.
Vamos precisar de uma maneira completamente nova de oxigenar o fornecimento de sangue e transmitir impulsos neuro-electricos.
Dr. Kaplan ile yaptığımız görüşmeye göre, bu radyasyon seviyesinde, önümüzdeki bir kaç saat içinde, kalmaya devam edecek olursanız, beyninizin hücresel yapısında
Consultei nosso neurologista, Dr. Kaplan, e ele disse que se não conseguirmos tirar você fora daqui dentro de uma hora, a radiação irá oxidar completamente suas estruturas neuro-celulares.
Olmadığı halde... Her dakika daha da muhteşemleşiyor.
Vamos precisar de uma maneira completamente nova de oxigenar o fornecimento de sangue e transmitir impulsos neuro-electricos.
- Eee'si siz şu anda beyin cerrahı Dr. Drake Ramoray'a bakıyorsunuz. En az dört bölümde oynayacağım!
Portanto, têm à vossa frente o Dr. Drake Ramoray, neuro-cirurgião em pelo menos quatro episódios!
Bu değerlere göre, bu aygıt, onun sinaptik numunelerini saklayarak, işlem yapmasını sağlıyor, ve vücudun geri kalanına nöro elektrik akımlar göndererek diğer sistemlerin çalışmasını sağlıyor.
De acordo com essas leituras, o dispositivo está na verdade armazenando os padrões sinápticos dela, processando-os e transmitindo impulsos neuro-elétricos para o resto dos sistemas dela.
Daha çok bu şeyin, nöro uyarıcı olarak üst beyin fonksiyonlarının çalışmasına yardım etmek üzere dizayn edildiğini söyleyebilirim.
Eu diria que isso é mais como um estimulador neuro-cortical desenhado para complementar as funções mais importantes do cérebro.
Nörodların yarısı yanmış durumda, ve paketin içerisi bir çeşit mukoza bileşimi ile dolmuş.
Metade dos neuro-nódolos quebraram-se e o pacote esta cheio com algum tipo de composto mucilaginoso.
Nöro genetik işaretleri normal.
Os marcadores neuro genéticos estão normais.
Daha önce hiç kimse, hedeflemeli nöro sinaptik terapiyi önerdi mi?
Ninguém sugeriu nem mesmo uma terapia neuro sináptica direccionada?
Kesinlikle, ön korteksinde nöro kimyasal dengesizlik var.
Há definitivamente um balanceamento neuro-químico no córtex mesofrontal.
Belki de bu şey, Betazoit telepatik nöro merkeziyle uyumsuzluğun sonucu olabilir.
Isto pode ser o resultado de uma incompatibilidade com o centro neuro-telepático Betazóide.
Revirde, nöro sinaptik tedavisi altındaydım.
Eu passei por uma terapia neuro-sináptica na Enfermaria.
Teğmen, durumun gayet iyi. Hala burada ne yapıyorsun? Teşekkür ederim.
Os sistemas nervosos deles sofreram um trauma de algum tipo de arma neuro eléctrica.
Nöro elektriksel geçiş mutasyonu var.
Há transmutações neuro-elétricas em andamento.
Nöroloji Bölümü, kimin başkan olacağını ortaya koyan New Hampshire seçimleri gibidir.
Este departamento é como as primárias do New Hampshire ; tal como elas indicam sempre quem será o próximo presidente, havendo disciplina na neuro - cirurgia, há-a por todo o Reino.
Güç alanının içinde ki hava, nöro toksin ile doluyor.
O espaço dentro do campo de força está se enchendo com uma neuro-toxina.
Bu bir ikili matrix, ama sinirsel proteğinlerle sarmallanmış.
Isto parece uma matriz binária É constituída de neuro-barramentos
Omurgama gömülü bir nöro-verici vardı Kimle uğraştığımızı biliyorum
Eu tive um neuro-transceptor embutido em minha espinha, sei com quem estamos lidando.
Beyninde bulunan, nöro altuzay vericisini etkisiz hale getirdik.
Tivemos que neutralizar o neuro-transreceptor da sua coluna vertebral.
Nöro sıralayıcı kullan.
Use o neuro-sequenciador.
Anlaşılan, istemeden yedek nöro elektrik güç hücrelerinden birini etkinleştirdim.
Aparentemente... sem querer activei uma célula neuro eléctrica de reserva.
Biz, yaralanmış bir Borg'un zarar görmüş bileşenlerini tekrar oluşturabilen sürekli bir nöro-elektrik alan tarafından bağlanmıştık.
Estávamos conectados por um contínuo campo neuro eléctrico capaz de regenerar os componentes danificados de um Borg ferido.
Bunu bir alt uzay kan nakli olarak düşün. Sadece bir insanın kan vermesi yerine yüzlerce, belki de binlerce donörün aynı anda nöro-elektrik enerjiyi ihtiyacı olana vermesi gibi.
Pense nisso como uma transfusão sub espacial, ao invés de haver uma pessoa doando sangue, terão centenas, talvez milhares de doadores transmitindo simultaneamente a energia neuro eléctrica para quem quer que precise.
Bizim sinir sistemimizde Borg sinirsel işlemciler nakledilmiş halde bulunuyor.
Ainda temos neuro processadores Borg em nosso sistema nervoso.
Taşınabilir nöro vericiler kullanarak, beyin kalıplarımızı tekrar bağlama yeteneğine sahibiz.
Usando um neuro transceptor portátil, teremos a habilidade de reconectar nosso padrão cerebral.
Yaranızı iyileştirebilecek bir nöro elektrik alan yaratabiliriz.
Se gerarmos um campo neuro eléctrico, poderíamos curar suas lesões.
Sadece bir sinir hücresi alacağım.
Vou extrair uma neuro-célula.
Görünüşe göre diğer zaman devamlılığının etkilerinden tam olarak korunmuyormuşsunuz.
A tensão neuro-física deve ter sido impressionante. Da mesma forma que os mergulhadores experimentam a narcose de nitrogênio, você experimentou uma forma de narcose temporal.
Beni bilgilendirin, Doktor.
Consigo descrever cada detalhe de cada peça de equipamento desta enfermaria, da Bio-cama ao neuro-estimulador.
Üzgünüm.
Eles usaram armas neuro eléctricas?
Ne yapıyorsun? Maksimum iletişim için bir nöro - verici biz bir akılmış gibi çalışacağız
Um neuro transceptor para máxima comunicação.