Nichols traducir portugués
446 traducción paralela
Yüzbaşı Nichols.
Capitão Nichols.
Tabur Komutanı Rousseau, Yüzbaşı Nichols, topçu irtibat subayı... santral memuru ve benim kendi ifadem.
Comandante de Bateria Rousseau, Cap. Nichols, da artilharia... o operador do telefone e eu mesmo.
Elimde topçu nişancınız Yüzbaşı Nichols'un... ve emrinizi reddeden tabur komutanı Yüzbaşı Rousseau'nun yeminli ifadeleri var.
Tenho depoimentos sob juramento do Cap. Nichols de sua artilharia... do Cap. Rousseau, que se recusou a cumprir sua ordem.
Ben Bayan Nichols değilim.
Não sou Miss Nichols.
Webson, Costigan, Parker, Nichols, burada kalın.
Webson, Costigan, Parker, Nichols, fiquem aqui.
Nichols, yeterince kaybetmedin mi?
Nichols, já não perdeste o suficiente?
Vazgeç, Nichols.
Esquece, Nichols.
Ken Nichols. Aile dostu.
- Ken Nichols, um amigo da família.
Şuradaki Joey Nichols.
Olhem, aquele é o Joey Nichols.
Bu senin radyo istasyonun, ve eminim Bayan Nichols'dan hoşlanıyorsun, ama buna katlanamam.
A estaçäo é sua e eu gosto da Ms. Nichols, mas näo posso aceitar.
- Bayan Nichols gecikti.
- Ms. Nichols está atrasada.
Los Angeles KABC Haber Masası'ndan Geri Nichols.
Esteve com News Desk trazido pela KABC, Los Angeles. Sou Geri Nichols.
Pekala Bayan Nichols, Ben bir polis memuruyum.
Näo tenha medo, Ms. Nichols, sou polícia.
"Önümüzdeki ay, Gery Nichols Los Angeles'ta suç ve ceza." Harika.
"No próximo número, Geri Nichols fala de crime e castigo em Los Angeles."
Julie Nichols, hastane dilberiyim.
Julie Nichols, a pêga do hospital.
Teşekkür ederim.
Obrigada, Miss Nichols.
Bayan Nichols, böyle giderse bu çocuk hiçbir şey öğrenemeyecek...
Miss Nichols, aquela criança não há-de aprender nada se a senhora...
Emerson'ların kaptanı Peyton Nichols.
No monte, por Emerson, Peyton Nichols...
Bu yılın balo kralı Peyton Nichols.
O rei deste ano é Peyton Nichols. - Parabéns, Peyton.
Psikolog Nichols'ı arayın.
Telefona ao Nichols, da Psiquiatria.
Beyaz Saray sözcüsü James Nichols bugün yaptığı açıklamada, Başkan'ın Birleşik Devletler delegasyonuna bizzat liderlik edeceğini duyurdu.
O secretário da Casa Branca para a imprensa, James Nichols, anunciou hoje... que o Presidente chefiará pessoalmente a delegação dos Estados Unidos presente na conferência... que está marcada para o início do próximo mês.
Ben Dr. Nichols, fabrika müdürüyüm.
Eu sou Dr. Nichols, o gerente da fábrica.
Dr. Nichols bize fabrikayı bizzat gezdirmeyi teklif etti.
Dr. Nichols ofereceu-se para nos mostrar pessoalmente a fábrica.
Oldukça güzel bir yeriniz varmış, Dr. Nichols.
Este é um bom lugar que tem aqui, Dr. Nichols.
Beverly Nichols sizin için ne diyordu?
Como lhes chama Beverly Nichols?
Dr. Nichols!
Dr. Nichols!
"Günün konuğu Charles Nichols."
"Orador principal, Charles Nichols."
İzin Dr. Charles Nichols tarafından onaylanmış.
A saída foi aprovada pelo Dr. Charles Nichols.
Nichols da Lentz'i tanıyordu.
O Nichols também conhecia o Lentz.
Dr. Nichols bana yalan söyledi.
O Dr. Nichols mentiu-me.
Alkışlarınızla... Dr. Charles Nichols.
Peço o vosso caloroso aplauso... para o Dr. Charles Nichols.
Dr. Charles Nichols'ı biliyorum!
Sei sobre o Dr. Charles Nichols!
- Walters, Nichols D.
Walters, Nichols.
Nichols.
Nichols.
Polly Nichols ve Martha Tabram cinayetlerini soruşturuyoruz.
Investigamos os assassinatos de Polly Nichols e Martha Tabram.
Louanne, Carla Nichols'la tanış. Müdür yardımcımız.
Louanne, apresento-te a Carla Nichols, a nossa directora-adjunta.
Nichols Canyon'a doğru gidiyoruz. Onu Mulholland'da durdurmaya çalış.
Tentem apanhâ-la em Mulholland.
Dr. Nichols, ben de tam size veda etmeye geliyordum.
Ia agora mesmo descer para me despedir, Dr. Nichols.
Çok teşekkürler, Dr. Nichols.
Muito obrigado, Dr. Nichols.
Ben hapishane müdürü Nichols.
Diretor Nichols.
Hapishane Müdürü Nichols bana Dodge'u o yola Başsavcılık Dairesi'nin adamlarının koyduğunu söyledi.
O Nichols disse que o Procurador mandou pôr o Dodge naquela estrada.
Şoför, Menand'ın, Jason Nichols adlı bir şüpheli tarafından itildiğini iddia ediyor, ki şüpheli bir biyoloji profesörü ve aynı zamanda da Menand'ın akademik danışmanı.
Ele afirma que o Menand foi empurrado pelo suspeito Jason Nichols, professor associado de Biologia e conselheiro académico de Menand.
Polis raporunda o akşamın erken saatlerinde ikisinin tartıştığının görüldüğü belirtiliyor, ama Jason Nichols polisle bu konuda konuşmayı reddediyor.
Foram vistos a discutir antes, mas o Nichols recusou-se a falar nisso à polícia.
O zaman ne yapmaya çalışıyordunuz orada, Bay Nichols?
- Então, o que estava a fazer?
Jason Nichols'a göre, kazadan birkaç dakika önce.
Minutos antes do acidente.
Araca sokulduğu sırada bile Nichols'ı uyarmaya çalışıyormuş.
Puseram-no no carro da polícia e levaram-no, com ele sempre a gritar para o Nichols.
Belki de Jason Nichols'a bunu açıklayabilip açıklayamayacağını sormalıyız.
- Perguntamos ao Nichols se pode explicar.
- Nichols birşey anlattı mı?
- O Nichols disse alguma coisa? - Não.
- Güvenlik görevlisi mi? - Nichols'ün parmak izini onun kıyafetlerinde buldum.
- Há uma polegada do Nichols no uniforme.
- Joey Nichols.
Joey Nichols.
Ben Gery Nichols bugün, en yeni suç istatistikleri yayınlandı, şiddet olaylarında ciddi bir artış görünmektedir son beş yılda, Los Angeles'da cinayet olayları % 79 soygun girişimi % 68 diğer şiddet olaylarında % 59 tecavüz olaylarında % 61, oranında artış gözlenmiştir....... bugünkü konuğum, Los Angeles Polisinden Komiser Herman Baldwin....
Sou Geri Nichols. As estatísticas divulgadas hoje revelam um aumento na violência. Nos últimos cinco anos, os homicídios em Los Angeles subiram 79 %.