Nihayet traducir portugués
6,562 traducción paralela
James, Başrahip'le konuşacak ve nihayet eziyetimizin sona erdiğini göreceğiz.
O Tiago vai falar com o Sumo Sacerdote e finalmente terminará a nossa perseguição. Vamos juntos.
Nihayet başlıyor.
Finalmente vai começar.
Öğrenim salonundan nihayet mezun olmama ettiğin yardım için sağ ol.
Obrigado por ajudares em minha graduação da sala de aprendizado.
Nihayet dertlerinden kurtuldu.
Ele está finalmente livre dos seus demónios.
Yani, nihayet Annelise'in borcu kapanmış oluyor.
A Annelise finalmente compensou-te.
Nihayet damak tadı olan biri.
Finalmente, alguém com paladar.
Kitabı gözden geçiriyorduk ve sürekli farklı adlar bulmaya çalışıyorduk. Ve nihayet "Lisa!" diye bağırdım.
Estávamos a ver um livro e a tentar decidir um nome até que eu disse "Lisa".
Yani nihayet ölüm sebebini bulduk.
Finalmente temos a causa da morte.
Nihayet emeğimizin karşılığını aldık.
E finalmente compensou.
Archer'ın onca yıldır kendisine doğru gelen şeyi nihayet alacağı gün.
O dia em que o Archer finalmente recebe tudo aquilo merece.
O zaman nihayet bitti mi?
Então, finalmente acabou?
- Nihayet aktifleştireceğiz.
Vamos finalmente começar a operar.
Her zaman benim kahramanım oldun ama nihayet gerçekten kim olduğunu anlamaya başlıyorum yöresel uçuş pilotu cehennem gibi engebeli yola giden uçuş pilotu ve baba olmak zerre umurunda olmayan son derece bencil bir adam.
Sempre foste o meu herói. Mas acho que estou finalmente a ver quem és realmente. Um piloto regional cujas as aterragens são bem instáveis e um tipo bem egoísta que não se importa mesmo
Yan komşularımızla nihayet yemeğe çıkışımızı.
Finalmente estamos a jantar com os nossos vizinhos do lado.
Bunu nihayet birine söylemek çok iyi geldi.
É um alívio finalmente poder dizer isto a alguém.
Nihayet uyuyabilmiş.
Ainda bem que finalmente ele adormeceu.
Nihayet sizinle tanışabildik Bay Khan.
É um prazer conhecê-lo, Sr. Khan.
Selam. Bu görüşmelerden birinde nihayet sizlere güzel haberler vereceğim için çok mutluyum.
É bom poder dar-vos boas notícias numa reunião como esta.
Hademe nihayet sandalyemi tamir etmiş.
Parece que finalmente o contínuo arranjou a minha cadeira.
Evet, nihayet nefes alabiliyorum.
Sim, finalmente consigo respirar.
Bu kabus nihayet bitti.
Este pesadelo finalmente acabou.
Birisi nihayet hesabını ödeyecek?
Alguém vai mesmo pagar?
Nihayet!
Finalmente!
Nihayet çekici öğretmenleri işe alabilmek için maddi imkanımız olacak.
É maravilhoso. Podemos finalmente pagar a professores atraentes.
Ama asıl gerçek nihayet odamda yalnız kaldığımda açığa çıkardı.
Mas a verdadeira libertação aconteceu quando fiquei sozinho no meu quarto.
Nihayet ve hayatımda ilk kez.
Finalmente. E pela primeira vez na minha vida.
Nihayet hayatı yaşadığımı hissetmeye başlıyorum.
Finalmente comecei a sentir a vida a voltar a mim.
Nihayet bir tane taktık.
Uma finalmente!
- Nihayet meydan okuyan biri çıktı.
Temos então um rival!
Polis nihayet DL'nin kötü şöhretli lideri Hector Menjivar'ı yakalamayı başardı.
As autoridades acabaram por derrubar o notório líder da DL, Hector Menjivar.
Nihayet anladım ki bu dünyadaki amacım Tanrıya hizmet etmek ve kelâmını yaymak.
Finalmente percebi, que o meu propósito neste mundo é servir Deus e espalhar a Sua palavra.
Kaderimde var ve nihayet buna hazırım.
É o meu destino. E, finalmente, estou pronta para ele.
Hayatım daha önce hiç bu kadar güzel olmamıştı ve nihayet geleceğe dair umudum var.
A minha vida nunca esteve melhor e finalmente tenho esperança para o futuro.
Defiance'a doğru gelirken görkemli kemeri ufukta görünce onun bir sığınak olduğunu düşündüm. Nihayet evimdeydim.
Quando estava a vir para Defiance e vi o glorioso arco no horizonte, pensei que significasse um santuário, que estava finalmente em casa.
Bugün saat 5 : 37'de hükümetiniz tarafından düşünülüp geliştirilen saldırılardan biri nihayet meyvesini verecek.
Às 17h37 de hoje, um desses ataques, concebido e desenvolvido pelo vosso próprio governo finalmente vai concretizar-se.
Nihayet kurbanlarla bir bağlantı yakaladık.
Então finalmente temos ligação entre algumas destas vítimas.
Nihayet Reiden'ın tamamen hayvanların genetiğiyle oynadığını gösterebiliriz.
Podemos, finalmente, demonstrar que a "Reiden" está a alterar radicalmente o código genético de animais.
Şehirden uzaklaşırım, meşgul olurum ve nihayet kafamı boşaltabilirim.
Posso sair daqui e estar ocupada, para deixar de pensar em certas coisas.
Nihayet. Hoş geldin.
Finalmente.
Artık nihayet bir çıkış yolu bulduk.
Agora podemos ter encontrado finalmente uma saída.
- Nihayet sana karşı gelmiş.
- Ele finalmente enfrentou-te.
Ama bunun değeri için bence onu affedip nihayet devam etmeye hazırsın.
Mas independentemente de tudo, penso que estás pronto para o perdoar... e para finalmente seguires em frente.
En azından nihayet sana güveniyor.
Pelo menos ele, finalmente confia em ti.
Belki nihayet benden sıkılmıştır.
Talvez tenha ficado finalmente cansado de mim.
Nihayet kendini kaybetti öyle mi?
Ok, mas porquê só agora?
Nihayet eve döndü anne ve daima ona ayırdığımız yerde.
Ele está em casa finalmente, mãe, no lugar que sempre guardamos para ele.
Ve nihayet her şey olması gerektiği gibiydi.
E finalmente... Estava tudo como devia ser.
Belki nihayet sinekle balık tutmayı öğrenirim.
E toda a tua carreira, a tua identidade como espião desaparece. - Talvez aprenda a pescar à pluma.
Nihayet.
Finalmente.
Nihayet evdeyiz.
Finalmente em casa.
- Tünelin çıkışında buldum. - Nihayet cevap verebileceğim bir soru.
Encontrei isto à saída do túnel.