Nokta traducir portugués
5,353 traducción paralela
Eğer beni kullanmazsan, insanlar ölür. Nokta.
Se não me usarem, pessoas vão morrer.
Nokta atış yapan bir füze sistemi üzerinde çalışan bir bilim insanının kimliğini ve yerini belirlemek için gönderildik.
Fomos enviados para localizar um cientista que trabalha num sistema de mísseis.
Bölgedeki her ülke nokta atışlı bir füze sistemi ister.
Cada País quer um sistema de mísseis.
Carl Sagan'ın Soluk Mavi Nokta'sını biliyor musun?
Conheces o "Pálido Ponto Azul" do Carl Sagan?
Soluk Mavi Nokta'yı izlemiş miydiniz?
Viu o "Pálido Ponto Azul"?
Carl Sagan'dan Soluk Mavi Nokta.
"Pálido Ponto Azul" de Carl Sagan.
Noktacılığım için doğru "nokta" yoğunluğunu... öğrenmem gerek.
Preciso de saber a densidade correcta de "pontos" no meu pontilhismo.
! " Lisa istiyor bir nokta nokta nokta Hint domuzu.
"A Lisa... quer... um... reticências porquinho-da-índia"?
Tam bu nokta.
O local exato.
Evet işte başlayacak bir nokta.
Sim, aqui está algo para começar com isso.
Sinir cerrahisini, son nokta olduğu için seçtim.
Escolhi Neurologia porque é um terreno inexplorado.
Anlamadığımız tek nokta, bu yardımı bütün ajanlarımız bize geri gönderilirken nasıl yapacağımız.
Mas não sabemos como ajudar se enviam os nossos agentes de volta.
Suçu kabul etmezsen kimse seni dinleyemez, nokta.
Se não aceitares o acordo, ninguém te ouvirá, ponto final.
İyi bir nokta o.
Esse é um ponto importante.
İyi nokta.
Bem pensado.
Zayıf nokta bulmak için tüm sarayın yapısını inceledim. Zayıf nokta yok.
Eu procurei fraquezas em toda a estrutura do palácio, não existem.
- İşaret ettiğin nokta makul kuşludan ibaret yani.
- O ponto que quer mostrar - e uma dúvida razoável.
Şanslı olduğun nokta, bunları hiç kimseye söyleyememem.
Felizmente para si, não posso contar a ninguém.
Belki de sadece bize katılırsın ve biz de sana bir kaç püf nokta gösteririz.
Se calhar devias te juntar a nós, E podíamos te dar umas dicas.
- Sıçramalarla nokta atışları yapar.
Salta e escolhe lugares para pousar.
Güzel nokta.
Boa pergunta.
Toplumumuzun geldiği nokta bu işte bu şiddet saplantısını en saf haliyle dışa vurma ihtiyacı.
Foi nisto que se transformou a nossa sociedade, esta obsessão pela violência, a necessidade de a expressar na sua forma mais pura.
- İyi bir nokta.
Bem visto.
Tamam, ama burada önemli olan nokta sisin içeri çekmesi.
Ok, mas se tu não tiveres certo... o nevoeiro atrai coisas.
Bu makul bir nokta.
Bem visto.
- Nokta atışı yapmışsın.
É muito bom.
Çarpıcı nokta.
Bem visto.
- Ne? Adamın bluetooth üzerinden yalan testine girmesini istiyorsun, tamam ama bir temel nokta oluşturmalıyım.
Se queres fazer um teste de polígrafo via Bluetooth, porreiro, mas preciso de algo para comparar.
Başlamak için iyi bir nokta.
É um bom ponto de partida.
Peki şunu söyleyin Ajan Keen, eşiniz şu an bulunduğumuz Kör Nokta'nın yerini biliyor mu?
Diga-me, Agente Keen, o seu marido tem autorização para saber deste local secreto? - Não.
Milli İstihbarat bilmek istiyor, merkeze 10 kilometreden daha yakındaki bir Kör Nokta'mız nasıl oldu da ele geçirildi? Sorunlarımız var Harold.
A ODNI quer saber como é que um local secreto a menos de 8 quilómetros de Capitol Hil foi comprometido.
Kör Nokta'ya giren ekibe ödeme Gestalten Landesbank'den yapılmış.
A equipa que invadiu o local secreto foi paga através do Gestalten Landesbank.
Yadin, Kör Nokta'nın ele geçirildiği gün hükümet çalışanları arasındaki yazışmaları 3 gündür inceliyor.
O Yadin esteve a rever mensagens entre funcionários do Governo no dia e à volta do dia em que o local secreto foi atacado.
Dediğim gibi, Kör Nokta'ya hızlı bir şekilde girebilmesi için Garrick'in önceden bina planlarını almış olması gerekiyordu.
Como eu disse, para entrar tão rapidamente no local, o Garrick teve de ter as plantas com antecedência.
Kara Nokta, hafızamdan çizdim.
- O que é isso?
Kör Nokta Tesisi New York
PRISÃO SECRETA DOS EUA NOVA YORK
Ben de alnımda kırmızı nokta ile gezdiğim için burada maaş almamın imkanı yok.
E não tenho hipótese de conseguir um aumento porque, ao que parece, toda a gente me acha adúltera.
- Ve hedef nokta şurası mı?
- Aquele é o local?
Önemli olan nokta, bu son fiyaskosuyla ortalığı bulandırdı.
O ponto é que, com este último fiasco, há sangue na água.
İşte yanıldığın nokta bu!
É aí que estás errada.
"Nokta operasyonu." "Tehdidi etkisizleştirme."
Ataques cirъrgicos. Eliminando a ameaзa.
Yarın her şeyin başlayacağı nokta burası.
É aqui que tudo começa amanhã.
Bir gece eve yürürken, acımasızca vurularak öldürüldü Bir işe silahla nokta-boş mesafeden sığır endüstrisi.
Uma noite, ao voltar para casa foi brutalmente assassinada, à queima-roupa. Por um mercenário da indústria pecuária.
Buna bir nokta koyacağım artık.
Vou acabar com isto agora.
Havuzdaki adaylar arasında hiç ortak bir nokta var mı elimizde?
Ele tem alguma coisa em comum com os cadetes na piscina?
İki nokta üst üste, kapa yay ayraç. "
Dois pontos, parêntesis ".
Buradaki nokta, Araf'a bir geçit.
Este local, o portal para o Purgatório.
Çok fazla kör nokta var. Ayrılmamız gerek. Senin alacağın yer...
- Vamos dividir-nos.
Bulunduğumuz nokta şöyleydi ; devletin elindeki deliller, iddianame ne derece kuvvetli bilmiyorduk.
Aqui estamos nós.
Bir sürü açık nokta var.
É um caso grande.
Nokta.
Ponto final.