English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ N ] / Norvec

Norvec traducir portugués

684 traducción paralela
Bu hareketiniz beni Norveç, Danimarka, Hollanda ve İngilizlerden koruduğunuz diğer şeylerle aynı kefeye koyuyor.
Põem-me numa classe ao nível da Noruega, Dinamarca Holanda, e outras coisas que vocês protegem dos Britânicos.
Orası Norveç.
Aquilo é a Noruega.
Norveç çok soğuk bir yerdir.
A Noruega é um lugar muito frio.
Onu Horn Burnu'na, Norveç akıntılarına, cehenneme kadar, pes etmeden kovalayacağım.
Segui-lo-ei pelo cabo "Horn", até aos redemoinhos da Noruega,... e até às chamas do Inferno! Antes de desistir.
Norveç bölünme için oy veriyor.
A Noruega vota... pela partição.
Dunkirk, Dieppe, Norveç.
Em Dunquerque, em Dieppe, na Noruega.
Kendisi Norveç direniş örgütü liderlerinden.
Ele é um chefe da Linge Norueguesa, a Resistência.
Norveç'ten nasıl çıkabildi?
Como é que ela saiu da Noruega?
Hiç olmazsa, Norveç'te değilsin ve güvendesin.
Desde que estejas seguro cá e não na Noruega.
Bir sardalya! Bir Norveç sardalyası.
É uma sardinha norueguesa.
Haberalmaya, Norveç'teki hedefi vurmak için bir uçağın yola çıktığını bildir.
Avisem a Espionagem, uma nave enviada, a caminho do alvo norueguês.
İşte Norveç.
Aí está a Noruega.
Yani Belçika, Hollanda Danimarka ve Norveç gibi mi!
Assim eram Bélgica, Holanda, Dinamarca e Noruega.
Norveç, Spitzbergen'deki dünyanın kuzeyindeki hava tahmin istasyonu.
De Spitzbergen, na Noruega a estação meteorológica mais a norte do mundo.
Norveç'teki ağır su tesisi yakınından.
- Perto da Hydro-fabrica.
Norveç Kraliyet Hükümeti adına bu gemiye el koyuyoruz.
Tomamos conta deste barco em nome do Real Governo Norueguês.
Norveç hükümetinin isteği de bu doğrultuda.
Este é também o desejo do Governo Norueguês.
- Norveç'e nasıl geri döneceğiz?
- Como voltamos para Noruega?
Norveç'e geri döndüğünüz için kaygılandığınızı biliyorum.
Eu sei que estão anciosos por regressar a Noruega.
Londra'daki Norveç hükümetiyle telsiz bağlantısı kuracağız.
Contacta o Governo Norueguês em Londres.
İngiliz başbakanına ve Norveç Kralı'na. Hepsine.
Primeiro-ministro, Rei, todos eles.
Bir Norveç şilebi az önce Buz İstasyonu Zebradan gelen yeni bir acil yardım çağrısı almış.
Um cargueiro norueguês acabou de captar outro pedido S.O.S da Estação Glaciar Zebra.
Gudleif'in oğlu, Thorgier'in üvey kardeşi Ljosa Water rahibi, Thurunn'u eş alan Thorkel Braggart'ın annesi, Güçlü Gudmund'un katili Howal'ı tanıyan, Geernon oğlu, Valdalescli Erikoğlu Arval Gristlebeard oğlu, Harken oğlu Bjortguaard'ı Norveç Sochnadale'de Cudreed'de öldüren Thorkel Long kızı, Kettle-Trout oğlu Harviyoun Half-troll'un üvey oğlu, Cesur Ingbare'in babası Kızgın Hangbard'ın kızı Gottenbergli Isenbert ile...
mãe de Thorkel Braggart, que matou Gudmund, o Poderoso, que conhecia Howal, filho de Geernon, filho de Erik de Valdalesc, filho de Arval Gristlebeard, filho de Harken, que matou Bjortguaard em Sochnadale, na Noruega, por causa de Cudreed, filha de Thorkel Long, filho de Kettle-Trout, meio filho de Harviyoun Meio-troll, pai de Ingbare, o Bravo, que, com Isenbert de Gottenberg, filha de Hangbard, o Feroz...
Ve Norveç'ten, kuzeye saldıracağız.
E a 5ª Luftwaffe irá atacar o norte e o nordeste.
- Norveç Mavisi.
- O Azul Norueguês.
Norveç Mavisi az bulunur.
O Azul Norueguês é uma ave notável.
Norveç Mavisi sırtüstü uyur.
O Azul Norueguês prefere estar deitado de costas.
Ben Norveç'in yarısını becerdim.
Já estive com metade da Noruega, essa é a verdade.
Bu dükkândan daha yarım saat önce aldığım papağan hakkında. Evet, Norveç mavisi.
Quero-me queixar sobre este papagaio... que comprei há menos de meia hora nesta mesma loja.
Norveç mavisi, fevkalade bir kuş, değil mi? Tüyleri çok güzel.
Pássaro extraordinário, o azul norueguês, não é?
- Norveç mavileri kolayca sersemlerler.
- Os noruegueses azuis entram em choque facilmente
Norveç mavisi sırt üstü takılmayı sever. Güzel tüyler.
Bem, os noruegueses azuis preferem deitar-se de costas.
Fırsat bulan Norveç Kralı yeni takviye birliklerle tekrar saldırıya geçti.
Aproveitando a oportunidade... O rei norueguês, com novos destacamentos de homens, iniciou um novo ataque.
Yapımcı SÖR ALEC DOUGLAS HOME ve NORVEÇ KRALI HAAKON
Produção de e de rei HAAKON DA NORUEGA
Norveç, öyle mi?
Da Noruega, não é?
- Norveç Jarlsberg'i?
- E Jarlsberg norueguês?
Norveç, Fransa ve Yunanistan'dan sonra bir kayıp daha.
E mais uma retirada a juntar às da Noruega, França e Grécia.
İngiliz gemilerinden alınan esirleri taşımakta olan Graf Spee'nin ikmal gemisi Altmark İngiliz destroyerlerince Norveç'te bir fiyortta kıstırıldı.
Refugiado num fiorde norueguês, o navio de abastecimento Altmark foi cercado pelos ingleses.
... Norveç'in tarafsızlığına rağmen, Altmark'a borda edildi ve yaşanan çatışmanın ardından 300 İngiliz savaş esiri özgürlüğüne kavuştu.
Ignorando a neutralidade da Noruega, os ingleses entraram a bordo e, após um confronto, libertaram 300 prisioneiros britânicos.
Altmark'ın ele geçirilmesini kabul edilemez gören Hitler, Norveç'in işgali planlarına hız verdi.
Para Hitler, o ataque ao Altmark foi um retrocesso. Apressou os seus planos para invadir a Noruega.
Onun da gözü Norveç'teydi.
Também ele tinha os olhos na Noruega.
İngiltere'nin Norveç'e operasyon düzenlemesine dair Churchill planı aylarca masaya yatırılsa da, dışişleri bakanı Lord Halifax gibilerini ikna etmek oldukça güçtü.
Há meses que os colegas de Churchill discutiam o seu plano para a Noruega. Mas alguns, como Lord Halifax, eram difíceis de convencer.
Churchill şimdi de Finlandiya'ya yardım gönderilmesini Norveç operasonu kapsamına almıştı.
Churchill juntou um plano de ajuda à Finlândia na operação da Noruega.
İsveç'ten çıkarılan ve Norveç'teki Narvik limanı üzerinden Almanya'ya sevkedilen stratejik demir cevheri akışının önüne geçmek istiyordu. Tarafsız da olsa, yükleme ve sevkiyat Norveç üzerindendi.
Propôs acabar com o fornecimento de minério de ferro à Alemanha, que ia da Suécia para o porto norueguês de Narvik e era transportado para a Alemanha, por águas neutras norueguesas.
Churchill, bir yandan Norveç karasularının mayınlanmasını istiyor bir yandan da eğer Narvik ele geçirilirse, Komünistlere karşı Finliler'e yapılacak yardımlar için bir lojistik üs olarak kullanılabileceği düşünsesini taşıyordu.
Churchill queria minar as águas e se Narvik fosse capturada, podia usá-la como base para ajudar a Finlândia contra a Rússia comunista.
Churchill, planının Norveç'te Hitler'in misillemesi ; Finlandiya'ya yardımın da Rusya'yla bir savaş riski taşıdığının farkındaydı.
Churchill sabia que o plano implicava uma retaliação de Hitler na Noruega. E ajudar a Finlândia podia acarretar uma guerra com a Rússia.
Chamberlain, Norveç ahalisi hakkında endişeleniyor, ve Amerikan görüşünün etkisinde kalıyordu.
Chamberlain inquietava-se com a vida dos noruegueses inocentes e com a opinião pública americana.
Chamberlain'in Norveç operasyonunu kabullenmesinin gerçek sebebi de belki de buydu. Savaşı Britanya'dan uzak tutmak. Böylece, Passchendaele veya Somme meydan savaşları gibi geniş cephe savaşları belki de yaşanmayacaktı.
É por isso que a campanha na Noruega foi aceitável para Chamberlain, pois manteve a guerra à distância e manteve afastada a ideia de um grande confronto, de uma repetição das batalhas de Passchendaele ou do Soma.
Finlandiya, İngilizler'in Norveç çıkarmasını planladıkları o gün teslim oldu.
No dia em que os ingleses iam entrar na Noruega, a Finlândia rendeu-se.
Londra'da düzenlenen buluşmadan, Norveç karasularının mayınlanması kararı çıktı.
Uma reunião de Aliados, em Londres, decidiu minar as águas norueguesas.
İngiliz ve Fransız birlikleri Norveç'i işgale hazırdı.
A Grã-Bretanha e a França estavam prontas para invadir a Noruega.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]