Novela traducir portugués
402 traducción paralela
Bundan bir roman çıkaracağım.
Vou escrever uma novela com isto.
Vercors'un ünlü romanından...
A famosa novela de Vercors
Tefrika...
A novela.
İçinde üç ciltlik bir romanın müsevedde yazımları bulundu roman tiksindirici bir duygusallık içeriyordu.
Continha o manuscrito de uma novela de três volumes... com a mais usual revolta de sentimentos.
Çok fazla roman okumuş.
Ele tem lido novela demais.
Tüm bunların bir dergi hikayesi olmaması ne kadar kötü.
- Lamento que isto não seja uma novela.
Bizim gibi iki insan ; hızla yaşlanan bir hakim...
Se fosse uma novela, duas pessoas como nós, o jurista velho...
Alberto Moravia'nın romanından uyarlandı.
Baseado Na novela de Alberto Moravia.
Bu arada, Kitabının konusu bu mu?
Por outro lado, é a isso que te referes na tua novela?
Güzel bir konu var aklımda :
Encontrei uma ideia para uma novela.
Ray Bradburyn'nin Romanından.
Baseado na novela de Ray Bradbury
Bir roman.
É uma novela.
KNUT HAMSUN'un AÇLIK adlı romanına dayanarak
Baseado em uma novela de KNUT HAMSUN
Ucuz romanlardan çıkma bir şeye benziyor, değil mi?
Parece coisa de novela, não é?
Bıraksak medeni kanunu roman niyetine okursunuz.
Para os senhores a lei é como uma novela romântica.
PARİS TERZİSİ - SON MODA ÖZEL DİKİM YAPILIR
"Artigos tradicionais e mas os estilos da novela"
İlk romanım.
Minha primeira novela.
STALKER
Inspirado na novela "Piquenique à Beira da Estrada"
Pembe diziden bana oyunculuk dersi al dediler.
Lições de representação para entrar numa novela...
Tenebre cinsiyet ayrımı yapan romanınız, kadınları neden hep böyle aşağılıyorsunuz?
Tenebrae é uma novela sexista. Por que odeias... tanto as mulheres?
Tenebre, insan davranışları ve sapkınlıkları hakkında konuşmuştu.
"Tenebrae", uma novela sobre o comportamento aparente e... a perversão humana.
Tenebre insan saplantılarını konu alarak, toplumu etkisi altına aldı.
Tenebrae é uma novela sobre a perversão humana e o seu efeito na sociedade.
Bariz Davranış
Comportamento Aparente, A Novela ".
Terry Bishop popüler.
O Terry Bishop entra numa novela.
Onlara dram dememeni söylediler mi?
Já te disseram para não lhe chamares "novela"?
Rita, dram diyenlerden bir çeyrek dolar ceza alıyor.
Se dissermos "novela", a Rita obriga-nos a pagar 25 cêntimos.
O oyunun seçmelerinde bana yardımcı oldun. O dram yok mu?
Foste impecável em ajudar-me na audição para a novela.
Hatta bir tanesi kitabın için "kısa roman" dedi. Hikâye değil.
Um deles até disse que era uma novela, e não um conto.
Bay Poirot, bir sonraki romanım için size teşekkür ederim.
Sr. Poirot, graças a você, tenho minha próxima novela.
İyi bir opera izliyorsun.
Colocando numa novela de verdade.
Bu bir opera değil, Bir uyku ilacı.
Isso não é novela, é uma pílula para dormir.
Bu şovun entrikaya ihtiyacı var.
Esta novela precisa de um transplante de trama
Görüyormusun, insanlar birbirleriyle nasıl iyi geçiniyorlar.
Olha, as pessoas desta novela se preocupam entre si.
Şov başlamak üzere.
A novela já vai começar
Herkesin gönlünde bir roman yatar, bu da benimki.
Todos têm uma novela dentro de si e esta é a minha.
- Senin romanın bu mu Baldrick?
- Esta é a tua novela, Baldrick?
Adamları tehdit mi ettiler, rüşvet mi verdiler bilmiyorum ama sonucunda birden kendini Çehov oynayan çok ciddi dramatik bir radyo programında büyük bir rolde buldu.
Provavelmente, subornaram ou ameaçaram alguém... mas, derepente as coisas começaram a acontecer para ela... fazer um papel importante... numa novela na rádio... a interpretar Chekov.
Bu roman asıl itibarına Kingonlarla birlikte kavuştu.
Com os Klingons, a novela atingiu toda a sua importância.
Yeni bir roman yazacaksın. Bugüne dek en büyük başarını.
Vai escrever sua novela mais maravilhosa.
İşte bu.
A MAIS ALTA EDUCAÇÃO DE J. PHILIP STONE Uma novela de PAUL SHELDON
Ve ilk kopyası.
A MAIS ALTA EDUCAÇÃO DE J. PHILIP STONE Uma novela de PAUL SHELDON Aqui está.
Saraydayım.
Estou no caralho da Dinastia ( Novela )!
Hayatımı sana anlatıp paylaşacağım... yaşayan romanının parçası olacağım. Eğer Laura'nın günlüğünü okumama izin verirsen.
Compartilharei a minha vida contigo, contarei tudo para que a uses na tua novela se me deixares ler o diário da Laura.
- Hayır, bu daha iyi. Haydi.
- Não, é melhor que a novela.
Bırak bu duygusal ayakları!
Parece coisa de novela!
.. Cladius pembe dizi rolü için akşamüstleri kayıp.. Gertrude reklam çekimi için bir hafta uğramadı..
O Cláudio sai para fazer uma novela e a Gertrudes faz anúncios na TV.
Şimdiye kadar bu adada yazılmış olan en muhteşem roman.
A novela mais gloriosa alguma vez escrita nesta ilha.
Bu bir pembe dizi.
É uma novela.
Benim küçük pembe dizim gibi.
É a minha própria novela.
Size göre, Bay Land, çok basit bir kurgudaki bir kahraman.
Descreve o Land como um heroi de novela barata.
Bir sonrakinde ikimiz de olacağız.
Nós dois estaremos na próxima novela.