English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ N ] / Numune

Numune traducir portugués

595 traducción paralela
- Gel numune.
- Venha, espécime.
- Birini arıyor gibi. - Bil bakalım kimi, numune?
O que eu vou fazer?
Tamam numune.
Está bem, espécime.
Çok güzel bir numune.
Um belo espécime.
Birkaç numune lazım. Birkaç numune getir. - Numune mi?
Que espécimes?
Numune toplamak için yanıp tutuştuğunu biliyorum, ama Nemo'dan iyilik yapmasını istemiyor.
Ele gostava de ir a terra, mas não quer pedir ao Nemo. Porque não vai você?
Bir kadınla bir erkek görüşüyor ve birbirlerinden hoşIanıyorsa, Broadway'deki iki taksi gibi küt diye çarpışmalılar, oturup da şişedeki iki numune gibi birbirilerini analiz etmemeliler.
Quando um homem e uma mulher gostam um do outro, devem juntar-se como dois táxis na Broadway e não analisarem-se um ou outro, como dois espécimes em exposição.
Dün gece yağmurda numune çantasıyla defalarca çıktı.
Saiu várias vezes ontem à noite com a mala das amostras.
Şimdi, hangi numune?
Bem, que exemplar?
Düşmanım bir numune gibiydi.
O meu inimigo parecia imortal.
Bu yapacağım son şey olsa da, bundan bir numune alıp Edinburgh'a götürmeliyim.
Tenho de levar um espécime destes para Edimburgo, mesmo que seja a ultima coisa que faça.
Elimize bir numune geçene kadar, emin olamayız.
Claro, até conseguirmos uma amostra, näo saberemos.
Şimdi de içeride göreceklerinize dair bir numune.
Agora, para vos dar uma pequena demonstração do que verão aí dentro...
Yanımda bir numune var.
Tenho aqui um.
O çok güzel bir numune. - Evet, öyle.
- É um espécime precioso.
Ücretsiz numune olmaktan yoruldum.
- te acalme. - Não quero ser uma amostra gratuita.
Aslında, ilk müşterilerimizden para almayız, buna da iş hayatında "numune" deriz.
Para os primeiros clientes, é quase dado. É o que chamamos "boa fé".
Onlar... numune.
São.. amostras.
Hepsi numune.
Tudo amostras.
Bundan iyi bir numune olur.
Deve dar um bom espécime.
Sturgeon, Spock'a bir numune gönder.
Leve uma amostra da planta ao Spock.
Hayvanat bahçesine numune sağlamak için mi?
Só para manter o stock de espécimes do jardim zoológico?
Bu sizi şiddetli ve tehlikeli yapıyor bu ise bizim numune ihtiyacımıza uymuyor.
São demasiado violentos e perigosos para as nossas necessidades.
Yalnızca numune.
- Então o que é isto?
Evet. Numune getirdiniz mi peki şeyinizden ve şeyinizden? - Evet.
Sim, trouxe o espécime do seu e coisa e tal?
Kaplardan birinin içinde numune vardı.
Há uma amostra numa das caixas de contenção.
Bir numune ihlali oldu ve
Temos uma violação de contenção.
Charlene numune kasasında kilitli kaldı.
A Charlene está presa no depósito de amostras.
- Numune istemiyoruz.
- Não queremos uma amostra.
Bize numune ulaştırmalısın.
Tem que nos arranjar uma amostra.
Başka bir numune hazırla.
- Acho que é mesma coisa.
Sturgeon, Spock'a bir numune gönder.
- Sim? Leve uma amostra da planta ao Spock.
İçeriye! - Harry, bu arabadan numune al.
Harry, trás uma amostra daquele carro.
Tanrım, kusursuz bir numune.
Meu Deus, o espécimen perfeito.
Şehir Tıp Merkezinden teşhis için bize düzinelerce numune yollanır.
Os médicos enviam-nos dúzias para as identificarmos.
Numune kaplarını çıkarken alıp götürebilirsin.
Podem ir buscar os seus kits ao sair da fábrica.
Buna numune diyelim.
É só uma amostra.
Mükemmel bir numune.
É um excelente espécime.
Ryerson General'e numune çantasını gösteriyor.
O Ryerson está a mostrar ao general as amostras.
- Bir kaç güne numune gelir.
- Chega uma amostra dentro de dias.
Numune torbasına alıyoruz.
Estamos a esticar o saco de espécimes.
Her şeyden bir numune sipariş edildi.
Sim, senhor! Amostras de tudo o que encomendou.
Torpidonun altındaki numune fetal hemoglobine karşı pozitif reaksiyon gösterdi.
E quanto ao borrifo? O borrifo sob o painel deu reacção positiva para a presença de hemoglobina fetal.
- Bu, bir numune.
- lsto é um protótipo.
Cay Sel kumluğunda numune topluyorlar.
Estão a coligir espécimes ao largo do Cay Sel Bank.
Bunlardan bir numune alalım.
Melhor ter uma amostra das mesmas.
- Hepsi sağ ayak. - O benim numune çantam. İki günde teslimat garantisi var.
Aposto que lhe aparecem todo o tipo de Romeus a implorar favores.
- O benim numune çantam.
- É a minha mala de amostras.
Alfa 177 gezegeninde numune toplama görevi.
Uma missão de recolha de espécimes no planeta Alfa 1 77.
- Sadece numune.
- Só uma amostra.
- Numune senindir.
- A amostra fica para ti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]