O kadar da önemli değil traducir portugués
222 traducción paralela
Oh, zaman o kadar da önemli değil Bayan Belle.
O tempo não tem grande importância, Miss Belle.
- Aslında o kadar da önemli değil.
Bem, na realidade, isso não tem importância alguma.
Damat o kadar da önemli değil, değil mi, canım?
Esplêndido, esplêndido. Vejo-os amanhã.
O at o kadar da önemli değil. Yeter ki sen üzülme.
Não quero saber do cavalo, se é para te afligir.
O kadar da önemli değil, değil mi?
- Não é importante.
- Bu o kadar da önemli değil. - Sizi kesmişler.
- Não é assim tão grave...
Hayır, o kadar da önemli değil.
A chamada era da Polícia.
Gitmen o kadar da önemli değil, ama en azından hayatta olduğunu bildirebilirdin.
Não me importei demasiado que me abandonasses. Mas ao menos podias ter dito que continuavas vivo.
- O kadar da önemli değil.
- Não tem importância. Calma.
- Ayrıca, aşk o kadar da önemli değil.
- E o amor não é assim tão importante.
Doğrusu, bu o kadar da önemli değil.
Para dizer a verdade, não é assim tão importante.
- Neyse, o kadar da önemli değil. Bir dakika. Vaktin var mı?
Se tiveres alguns minutos livres...
Vestiyerin olması o kadar da önemli değil.
Ter um armário só para sapatos mas não é importante.
Bu o kadar da önemli değil aslında.
nao interessa O que aconteceu.
O kadar da önemli değil.
- Não. Não é assim tão importante.
Sonra neler olacağı o kadar da önemli değil, ne dersiniz?
Depois disso, deixa de ser importante o que acontece a seguir, não é?
O kadar da önemli değil.
Não tem nada de mais.
Aslında o kadar da önemli değil.
Sabe? Não... não é importante.
Açıklaması çok zor, ama, şu anda bu o kadar da önemli değil.
Eu sei. É o da Seska.
O kadar da önemli değil.
Não há crise.
Sonuçlar o kadar da önemli değil.
Os resultados não são realmente importantes.
O kadar da önemli değil canım.
Não quer dizer nada.
Şimdi bu o kadar da önemli değil.
Não é muito importante agora.
Hepsi Japonca, yani ne dediğini anlamıyorum ama o kadar da önemli değil.
É tudo em Japonês, por isso não percebo nada que dizem, mas isso não importa. Gosto de ver as imagens.
- O kadar da önemli değil. - O kadar önemli değil mi?
- Não é assim tão importante.
Yapma ama o kadar da önemli değil.
Não é nada de mais.
O kadar da önemli değil. Altı üstu bir İri ve Uzun mağazası işte.
É só uma loja de altos e gordos.
Düşündüm de o kadar da önemli değil.
Estive a pensar no assunto, não é nada de mais.
Hadi Rach, 30 olmak o kadar da önemli değil.
Fazer 30 anos não é nada de mais.
- Bekle, Chandler, bu o kadar da önemli değil.
- Espera. Não é nada de mais.
O kadar da önemli değil.
Isto não é nada de mais.
Saçmalık! "Parşömende" yazan yaş o kadar da önemli değil.
Que tolice. Não importa quantos anos temos.
- Düşünüyordum ki onlar için hızlı gitmek o kadar da önemli değil.
Não sabia que lhes interessava viajar depressa.
Dışarıda olmak o kadar da önemli birşey değil.
Estar cá fora não é assim tão bom.
General Feraud'un, ölü ya da diri olması o kadar önemli değil.
O General Feraud, vivo ou morto, não merece um minuto de coscuvilhice.
Önemli tabii ama Rusya'da yapacağın işler kadar önemli değil.
É importante, mas não tanto como o que poderia fazer na Rússia.
- Ne olduysa ne kadar küçük ya da konu dışı olduğu önemli değil.
- Tudo o que aconteceu não interessa se for pequeno e irrelevante.
Hediyeler o kadar da önemli olmamalı, değil mi?
Achas que o Einstein inventou a teoria da relatividade na sala de exercicio da mulher?
O kadar da önemli değil.
Não é um caso muito importante.
Topa ne kadar sert vurman önemli değil, sonuçta o yine suyun yüzüne çıkacaktır.
Independente da força que use, a água trá-la de volta.
- İlk defa bir Dabo kızıyla çıktın ve önemli değil mi diyorsun? - O kadar da önemli bir şey değildi.
- Não foi nada de mais.
Hadi ama çocuklar, o kadar da önemli bir şey değil.
Ora, malta. Não é caso para tanto.
Dinle baba, o kadar da önemli değil ki!
- CáImate, não assassinou à Batata!
Üç kişinin bir uçak kazasında ölmesi veya göz açıp kapayıncaya kadar binlerce dünyanın yok olması hiç de önemli değil.
Não é por três pessoas morrerem num avião ou mil dos nossos mundos se somem num clarão de luz que o Homem na Lua no outro fim da galáxia sequer pestaneja.
Bu o kadar önemli değil ama karşılık verecekleri zamanı da biliyorlar.
Não é nada de especial, qualquer um na Internet sabe, mas eles sabem do nosso tempo de reacção.
Bu o kadar da önemli bir şey değil.
Não é nada demais.
O kadar da önemli değil.
Devias ter escrito...
Eric, o kadar da önemli bir şey değil.
Eric, não é nada de mais.
Hangi Vapura bineceğini O'na söyle. O'nun ne kadar seyahat etmek zorunda kalacağı önemli değil.
Não importa que tipo de barco nem a duração da viagem ;
O kadar da önemli bir şey değil.
Não tem importância.
Şimdi ya da sonra ölmem osuruk kadar önemli değil. Ama senin için önemliyse şu arabayı yıkasan iyi olur.
Estou-me borrifando se morro agora ou daqui a seis meses, mas, se quiseres viver, acho melhor lavares o carro!