English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ O ] / Odamda

Odamda traducir portugués

2,239 traducción paralela
Odamda ne yapıyorsun sen?
O que fazes no meu quarto?
Neden odamda durup bana hakaret etmene izin veriyorum?
Por que te deixo insultares-me no meu quarto?
Odamda vücut çalıştığım için olsa gerek...
Se calhar porque estava a fazer exercício no meu quarto.
Odamda görüşebilir miyiz, lütfen?
Podes ir ao meu escritório, por favor?
Benim odamda mı görüştünüz?
- Encontraram-se no meu quarto?
Benim odamda başkası mı yaşayacak?
Outra pessoa vai morar no meu quarto?
Ofisim oturma odamda bu yüzden hiçbir zaman kaçamayacağım.
O meu consultório é na sala de estar. Nunca me afasto deles.
- Eee? - Anahtarı odamda gizli.
- A chave está escondida no meu quarto.
"Bu gece, benim odamda."
"NO MEU QUARTO À MEIA NOITE."
Her zaman gibi odamda. Rihanna.
- No meu quarto, como sempre.
Hep benim odamda uyurdu.
Ele dormia sempre no meu quarto.
Yalnızca odamda çalışıyordum. Ve sonra biraz uykum geldi.
Estava a estudar no quarto e fiquei com sono.
Ben erken geldim. Yemek yemeye gittim. Döndüğümde Grady odamda ölü bir halde yatıyordu.
Cheguei mais cedo, saí para comer... e quando voltei, o Grady estava morto no meu quarto.
Bunu odamda bulsa babam bana ne yapardı biliyor musun?
Sabes o que o meu pai me teria feito se encontrasse isto no meu quarto?
Benim odamda yok, Carlos'unkinde var.
Eu não tenho. O Carlos é que tem.
Ancak Brearley'in birinci sınıf öğrencilerinin geleneksel yatıya kalma etkinliğini benim otel odamda düzenlemelerinin iyi bir hamle olduğunu kabul etmeliyim.
Contudo, tenho de admitir, que ter a turma de caloiras de Brearley a passar a noite no meu quarto de hotel, foi um toque de classe.
Ayrıca yeni odamda sen yoksun.
E o meu quarto novo... não o tem a si.
- Tabi, odamda bir şişse olacaktı.
Claro, tenho uma garrafa no meu quarto.
Şemsiye hala odamda duruyor.
Ainda tenho aquele guarda-chuva no meu quarto.
Oturma odamda olmasından çok daha iyi.
É preferível a tê-la na sala viva.
- Odamda kaldı.
- Estão no meu quarto.
Benim odamda.
No meu gabinete.
Odamda, ne yapıyorsun?
O que estás a fazer no meu quarto?
Hey, odamda başka hayvan başları için bolca yer var.
Tenho muito espaço na minha parede para mais uma cabeça.
Odamda uzanıp TV izlemeliyim.
Acho que vou ficar no quarto a ver TV de má qualidade.
Eskiden odamda asılıyordu.
Esse costumava estar pendurado no meu quarto.
Odamda görüşelim.
Vemo-nos no meu escritório.
- Benim yatak odamda mı? - Şişşt!
- Estamos no caminho certo!
Buna belki de yatak odamda devam etmeliyiz tercihen kıyafetlerimiz olmadan.
Talvez devêssemos continuar isto no meu quarto... - De preferência, sem roupa. - De preferência, sem roupa.
Hediyeler çalışma odamda.
Os teus presentes estão no escritório.
Odamda bir adam var. Yatağımda anne!
Está um homem no meu quarto, na minha cama, mãe!
Kaç kere eve gelip haberleri açtığımda onu gördüğümü anlatamam. Oturma odamda yeni bir ilacı veya başka birini anlatırken.
Nem te sei dizer quantas vezes cheguei a casa, pus a televisão nas notícias, e lá estava ele... na minha sala... a promover um ou outro novo medicamento.
Benim odamda ne yapıyorsun?
O que estás a fazer no meu quarto?
Pekâlâ, birisi bana, tüm İngilizce Edebiyat sınıfımın, "Geleceğinizi haber verseydiniz, baştan düzenleyebileceğim" oturma odamda ne işi olduğunu söyleyebilir mi?
Está bem, então alguém me quer explicar por que uma turma inteira de Literatura Inglesa está na minha deviam-ter-avisado-que - vinham-para-arrumar-a sala de estar?
Kendi yatak odamda mı?
- No meu próprio quarto?
Richard dün odamda çantasını bırakmış.
O Richard deixou a mala no meu quarto, ontem.
Bu benim şalım. Benim odamda bulduğum.
Que eu encontrei no meu quarto.
- Yukarıda, odamda.
- No meu quarto.
Muayene odamda ne işi var bunun?
Que raios está ele a fazer na minha sala de exames?
- Bu Gama evindeki odamda porno yıldızı var?
Não há maneira de ter ali uma porn star nesta casa Gamma no meu quarto.
Odamda olacağım.
Está bem. Estou no meu quarto.
Uzaktan erişim tabletim olmadan çok zor olacak, onu da odamda unuttum.
Estou a ser lento porque não tenho o meu quadro digital, o qual deixei no meu quarto.
Neden odamda çıplak bir kadın var?
Por que está uma senhora nua no meu quarto?
Sam, sana hatırlatıyorum, misafir odamda kalıyorsun, tamam mı?
Sam, deixa-me lembrar-te que dormes no meu quarto de hóspedes.
Odamda oturmuş dikiş dikiyordum. Prens Hamlet çıkageldi birden, gömleği çözük, başı bağrı açık, bağsız, düşük çorapları çamur içinde, benzi uçmuş, dizleri birbirine vurasıya titrek.
Senhor, estava cosendo em meu quarto, quando o príncipe Hamlet, com o gibão todo aberto, sem chapéu na cabeça, as meias sujas, sem ligas e caídas no tornozelo, branco como uma camisa, os joelhos se entrechocando,
- Bütün haplar odamda.
Os comprimidos estão todos no meu quarto.
Odamda bir tane var da.
Juro que sussurrou o meu nome a noite toda.
10 dakika içinde odamda strateji toplantısı var.
Reunião estratégica no meu quarto em 10 minutos.
Çok üzgünüm, anahtarım odamda kaldı.
Peço desculpa mas deixei a chave no meu quarto.
Avukatları odamda görmek istiyorum, şimdi!
Quero ver os advogados no meu escritório, agora!
Bir keresinde Lauren Bacall'ın yatak odamda olduğunu sanmıştım ama aslında çok ateşim varmış.
Uma vez pensei que a Lauren Bacall estava no meu quarto, e tinha apenas febre alta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]