Ojai traducir portugués
354 traducción paralela
Burası bir domuz kümesi değil. Sanki Ohio dağlarına kampa giden bir aile gibi, şimdi gönüllü olanlar mutfağımızda yardıma gelsinler, yani herkes.
Não é só da quinta Hog... mas da Ojai Mountain e das Pranksters... e dos voluntários que gastaram seu tempo na cozinha.
- Ojai'deki bir arkadaşımın adresi.
- Uma morada de um amigo em Ohio.
Ojai'ye taşınıyoruz.
Vamos mudar-nos para Ojai.
Ojai'nin dışındaki harika bir şarapçı.
É uma vinha fantástica um bocadinho depois de Ojai.
Sonra Ojai'de kendi başına bir tatil yerini işletti.
Depois disso ela administou um resort Em Ojal sozinha.
Beni önemsemiyor. Ojai'yi önemsemiyor.
Não quer saber de mim nem da Ojai.
Ojai Kırlarında bize yarın gece için... -... harika bir paket ayırttım.
Reservei um bom pacote para nós em Ojai Springs para amanhã à noite.
Biliyor musun anne, aslında Sarah için Ojai'de kaplıca randevusu aldım.
Bem, mãe, na verdade, reservei um spa para a Sarah em Ojai.
Ojai Kırları Kaplıcaları'nda.
O Spa Ojai Springs.
Ojai'deyiz. Sadece on dakika uzakta.
Estamos em Ojai, ele está apenas a 10 minutos de distância.
Üzgünüm, bayanlar.
Ojai Springs Restaurante Fechado para Festa
- Tanrı aşkına, burası Ojai. - Başını öne eğ.
- Isto é Ojai, por amor de Deus.
Kız kardeşlerinle birlikte Ojai Kırları'ndayım.
Estou em Ojai Springs com as tuas irmãs.
Ojai Gıda'nın reklamını yapıyormuş gibi oluruz ve bunun yanında, Kitty bundan çok daha gelenekselcidir.
Pareceria que estávamos a publicitar a Ojai Foods. Além disso, a Kitty é muito tradicional.
Ojai Gıda.
Ojai Foods.
Şey, Graham, ün bir kenara,... Ojai bu aralar dışarıdan bir danışman tutmayı düşünmüyor.
Fora a reputação do Graham, a Ojai não quer contratar consultores exteriores agora.
Sadece "Çin" kelimesi benim için lojistik kabusu çağrıştırıyor. Ve Ojai'nin uluslararası ruhsatların, gümrük vergilerinin üstesinden gelebilecek insan kaynakları yok.
Bem, a palavra "China", para mim, lembra-me um pesadelo logístico e a Ojai não tem os recursos humanos para ultrapassar o licenciamento internacional, tarifas...
Tam olarak ve sonra Ojai'de yabancı satışları idare etmek için özel bir birim kurarız.
Exacto. Depois, criamos uma divisão especial na Ojai para gerir as vendas internacionais.
Yediğimiz her şey Ojai'de ürettiğimiz şeyleri sunuyor. Çok iyi.
Tudo o que estamos a comer tem produtos cultivados na Ojai.
Ve Ojai'ye girdiğimde, anlaşmayı yapacağıma ikna olmamıştım.
Quando fui à Ojai, não estava convencido de que ia fechar o negócio.
Eğer söylediklerimi dinlersen sağlam bir karar olduğunu göreceğini,... Ojai ve ailen için iyi bir şey olduğunu göreceğini düşündüm, o kadar.
Só achei que, se ouvisses o que tinha para dizer, verias que era uma decisão segura, algo bom para a Ojai e para a tua família.
Ama Ojai böyle bir risk açığını kaldıramaz ve ben de yetiştirme potansiyeli ne olursa olsun babamın kurduğu bir şirketi tehlikeye atamam.
Mas a Ojai não se pode dar ao luxo desse tipo de exposição ao risco e eu não posso arriscar a empresa que o meu pai criou. Não importa o potencial de crescimento.
Peki ya sana Ojai'yi pazar erişim programına sokabilecek bir adamım olduğunu söylersem? Hükümet yardımı mı?
E se te dissesse que tenho o tipo que pode meter a Ojai no programa de acesso de mercado?
Ojai'dan buraya 15 yaşında Jeffrey'e hamileyken taşındım.
Eu mudei-me para cá do Ohio quando tinha 15 anos, grávida do Jeffrey.
Ojai'yi kaybetmeme rağmen yinede başardım.
Tu sabes, mesmo depois de perder a "Ojai Foods", eu consegui.
Ojai foods, değil mi?
- Ojai Foods, certo?
Biliyorum bu iş arama süreci için optimum bir zaman, ama bu Ojai'de kazandığımın yarısı.
Não, eu sei que não é a melhor altura para se andar a procurar um trabalho, mas, quero dizer, isto é metade do que estava a ganhar na Ojai.
Son olarak, Bayan Whedon'un miras kalan Ojai hisselerinin müşterek mallardan çıkarılmasını istiyoruz.
Obrigado. Por fim, solicitamos que a herança da Sra. Whedon da Ojai seja retirada das acções designadas como bens comuns.
Ojai Gıda genel müdürlük pozisyonunu isteğiniz -
O seu cargo de Directora-Geral na Ojai Foods...
Ojai yeni başarılı olmaya başlamıştı ve Sarah'ın ne kadar ele avuca sığmaz olduğunu tahmin edebilirsin.
A Ojai estava a começar a ter sucesso. E nem imaginas como a pequena Sarah era cansativa.
Ojai için ne iyiyse ona hevesliyim.
Faço questão de tudo o que seja bom para a Ojai.
Biliyor musun, kendi başıma giderdim ama sadece Ojai'nin başkanının orada olacağının garantisini verirsem toplantıyı kabul etti.
Eu até ia sozinho, mas ele só aceitava a reunião se lhe garantisse que a presidente da Ojai estaria presente.
Ojai, California'nın raflarımızda ürünlerinin olmasını isteriz en kısa zamanda.
- Gostaríamos de ter os produtos da Ojai Califórnia nas prateleiras o quanto antes.
Seçim gününe kadar Ojai Gıda ve senden o kadar çok etkilenecekler ki, önemli olmayacak.
No dia das eleições, eles vão estar tão impressionados com a Ojai Foods e contigo, que nem importa.
Ve ben de bu işte Ojai için bir şeyler olabilir diye düşündüm.
Achei que talvez houvesse ali uma oportunidade para a Ojai.
Yeni iş imkanlarını keşfetmeye yardım için, değil mi?
Para ajudar a explorar novas oportunidades de negócio? E se elas se relacionarem com a Ojai ou com o seu futuro, agradeço um convite. Sim.
Şimdi Ojai Çin'de anakaranın başından sonuna 1800 dükkana mal sağlayacak.
A Ojai iria fornecer 1800 lojas na China.
Ojai Gıda için ne kadar banka kredisini garantiledi? 20 milyon dolar mı?
Ele já conseguiu um empréstimo de 20 milhões.
Ojai sponsor olsun.
- Deixa a Ojai patrocinar isso.
Ve Ojai ile ilgili içgüdülerin hep doğru olmuştur.
Os teus instintos sobre a Ojai estiveram sempre certos. É tudo.
Ojai'yi kaybetmek annem için yeterince zor olacak.
Perder a Ojai vai ser duro para a mãe.
Ojai'nin iyi gittiğini söylemiştin.
Disseste que a Ojai ia bem.
Maalesef "Ojai'yi batırdım" değildir, Sarah.
"Infelizmente" não é "Arruinei a Ojai".
Ojai'nin tüm borcunu üstlenmesini mi?
Que resolva a dívida da Ojai?
Ama gerçek şu ki, Ojai Gıda olmadan Walker Arazisi olmaz.
Mas a verdade é que não haveria Walker Landing sem a Ojai Foods.
Nora, senin ve Ojai'nin kötü halini anlıyorum.
Nora, compreendo as tuas dificuldades e as da Ojai.
Ama babam burada durup Ojai'nin batışını izleseydi ne hissederdi? Ailen iyi olacak.
Mas como se sentiria o meu pai se eu não fizesse nada e assistisse à destruição da Ojai?
Girersek, Ojai'yi kurtarırsak ve Walker Landing'e bir şey olursa bankaya bile gidemeyiz.
Se salvarmos a Ojai, e algo acontecer à Walker Landing, nem sequer podemos ir a um Banco.
Eğer Ojai batarsa belki de bu iyi bir şeydir.
Se a Ojai falir, talvez seja uma coisa boa. Talvez seja altura de te desligares.
Evet ve eğer içinde Ojai veya gelecekteki Ojai ile ilgili bir şey varsa,... davete minnettar kalırdım. Sarah, yapma. Dinle bu çocuklar yabaniler.
Sarah, estes tipos são uns selvagens.
Ojai onun şirketiydi, senin değil.
A Ojai era dele, não tua!