Okaliptüs traducir portugués
38 traducción paralela
Okaliptüs ağaçlarının orada, bir arabada beş kişi var.
Um carro com cinco homens lá em baixo ao pé dos eucaliptos.
Bana bir parça, kudurmuş bir köpek tarafından ısırılan Doğu Texas'daki amcamı anımsattı. Öleceğini biliyordu. Kendisini bir okaliptüs ağacına bağlamıştı.
Como fez o meu tio no Texas, sabia que ia morrer... e se amarrou a uma árvore até que a doença acabou com ele.
- Onu, o okaliptüs ağacının altına gömdüler.
- Ninguém queria nem tocar na árvore.
Okaliptüs kokusu gibi.
Como o odor dos eucaliptos.
Avustralya'ya özgü değillerdi, yavrularını keselerinde taşımıyor ve o nefis okaliptüs yapraklarından yemiyorlardı.
Nenhum era natural da Austrália, carregara os seus bebés em bolsas, ou comera aquelas deliciosas folhas de eucalipto.
Kısa zaman içinde pek çok çeşit ağaç yetiştireceğim. Okaliptüs...
Passado uns tempos, vou plantar tipos diferentes de árvores... eucaliptos... oliveiras...
Çam esanslı Tonificant, ardıç esanslı "Decontractant Musculaire", lavanta esanslı Revigorant, ve okaliptüs esanslı Calmant.
Tonificant, com essência de pinho ; Décontractant Musculaire, com essência de alecrim ; Revigorant, com essência de lavanda ;
Önce bir kaç okaliptüs mumu almak gerek çünkü daireme yosunsu bir hava katıyor.
Primeiro vou comprar velas de eucalipto porque fazem a minha casa cheirar a fresco.
Tepeler var, ve eee, okaliptüs ağaçları.
Há colinas e eucaliptos.
Okaliptüs mü?
O que é? Eucalipto?
Okaliptüs. Aydınlanma için.
É de eucalipto, para dar inspiração.
Okaliptüs.
Eucalipto.
Okaliptüs suyuna ne dersin?
Agua mineral com eucalipto?
Okaliptüs tohumu ve bambu....
Sim, podes trazer uns potes e bambu e...
Bir okaliptüs ağacı görüyorsun.
Vocês vêem um eucalipto.
Şimdi, herkes okaliptüs ağacının gölgesine otursun, çabuk.
Agora, venham. Rápido. Sentem-se na sombra do eucalipto.
Okaliptüs ağacı.
- É um eucalipto.
Sıcak bir öğleden sonra, Galilee tepelerinde aç bir kalabalık okaliptüs ağacının gölgesinde toplanıyor birdenbire...
Numa tarde quente, nas colinas da Galileia uma multidão faminta reuniu-se sob a sombra de um eucalipto. Quando de repente...
Volkanik kil maskesi, aroma terapisi, okaliptüs maskesi.
Máscara de lama vulcânica, aromaterapia, cobertura de eucalipto.
- Okaliptüs.
- Eucalipto.
Okaliptüs nane aromamız var, siyah frenküzümü vanilya karışımı ya da çam kokusu.
Nós temos... Eucalipto Mentolado, Baunilha de Casca Preta, ou Evergreen.
Salatalık okaliptüs.
Cucumber eucaIyptus.
Okaliptüs ağaçlarının dibinde hiçbir şey yetişemiyor çünkü yaprakları ağacın dibinde diğer bitkiler için zehirli bir zemin oluşturuyor.
Na base destes eucaliptos não cresce nada, nada cresce porque as folhas formam uma camada tóxica para a maioria das outras plantas.
Soya fasulyesi, hurma yağı, okaliptüs ağaçları...
Soja, óleo de palma, eucaliptos...
Çünkü çocuklar ele verdi. Ayrıca okaliptüs kokuyorlardı.
Porque os miúdos disseram-no e cheiravam a eucalipto.
Ama her yerde okaliptüs ağacı var burada.
Há eucaliptos por todo o lado.
İçinde lavanta, okaliptüs ve kraliçenin iksiri, hem bütün müşteriler bu karışımın, çamaşırların güzel ve ferah kokmasını sağladığını söylüyorlar.
Colocavas lavanda, eucalipto e lírio... e todos os clientes diziam que as roupas cheiravam bem.
İlk davalarımdan birinde, küçük çocuğun annesi evdeki kokuyu bastırmak için okaliptüs bulunduruyordu.
Num dos meus primeiros casos, a mãe de um pequeno rapaz guardava eucalipto em casa, para encobrir o cheiro
Ben de aylarca evde okaliptüs bulundurdum.
Eu guardava eucalipto no meu apartamento, durante meses.
Amy için sanırım adaçayı, paçuli ve okaliptüs esanslı bir şeyler düşünüyordum.
Sabes, para a Amy, acho que devíamos ter qualquer coisa na linha de sálvia, patchouli, talvez eucalipto?
İncir ve okaliptüs.
Figos e eucalipto.
Bu okaliptüs tedavisinin bir faydası olmuyor.
Este tratamento de eucalipto não está a fazer efeito. Por favor.
Keşke şu barbekü restoranlarında okaliptüs falan olsaydı.
Gostava que tivessem eucaliptos naquelas churrasqueiras.
Kedi videoları, tavuk ve waffle, okaliptüs kokusu artık umurumda değil.
Videos de gatinhos, frango e waffles, cheiro a eucalipto... Nada mais me importa.
Keşke biraz nane ya da okaliptüs olsaydı. Bir plaster yapabilirdim.
Oxalá houvesse hortelã ou eucalipto para fazer uma cataplasma.
Okaliptüs ve papatya değil mi?
Eucalipto e camomila?
Okaliptüs kağıt hamuru yapımında kullanılıyor.
O eucalipto é utilizado para fazer pasta de papel.
Hepiniz mentol ve okaliptüs yağı kokuyorsunuz.
Estão a cheirar a mentol e a óleo de eucalipto.