English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ O ] / Olmustum

Olmustum traducir portugués

1,713 traducción paralela
Bir keresinde Noel Baba olmustum.
Fiz de Pai Natal num ano.
Üçüncüsü ona kosulsuz ve geri dönülemez bir sekilde asik olmustum.
E em terceiro, eu estava incondicional e irrevogavelmente apaixonada por ele.
Hayır çünkü, adamın beyaz kıçının yansımasından kör olmuştum.
Não, porque fiquei cego com o reflexo do branco atrás.
Ardından Rocky 2 çıktı artık Frank Stallone'un kim olduğunu sorgular olmuştum.
Quando saiu o Rocky III já não sabia quem era o Frank Stallone.
Ben olmuştum.
- Podemos, eu amei.
Hatırladığım gibi, Mentos almaktan bi hal olmuştum ki şu bufalo rüzgarı nefesini tutamıyordu.
Eu lembro-me que comia muita pastilhas, mas não escondia o hálito dele.
Kendi kendimin Beyaz Atlı Prens'i olmuştum. Ama krallığımda yapılması gereken çok iş vardı.
Tornei-me a minha própria princesa encantada, mas havia muito trabalho a fazer no meu reino.
İşin doğrusu, ona aşık olmuştum.
A verdade é que estava apaixonada por ele.
Sizinle çok namussuz olmuştum.
Tenho sido desonesto consigo.
Dünyaya yeni bir can getirmeye mahkum olmuştum. Ama önce, kendi hayatıma son vermenin ve bu çocuğun acı çekmesini engellemenin bir yolunu bulmaya çalışacağım.
Estou condenada a dar à luz uma nova vida, mas, primeiro, vou tentar acabar com a minha própria vida e poupar esta criança ao sofrimento.
Daha önce de olmuştum, kendi kendime.
Já tive antes, sozinha mesmo.
İdrak fahişesi olmuştum.
Tornei-me um prostituto cognitivo.
Sıra dışı tiplerin ilgi odağı olmuştum.
Tornei-me rapidamente no centro das atenções dos marginais do liceu.
Tek bir iş için gönüllü olmuştum.
Recrutamento para um só trabalho.
Edward listesinden dokuzuncu maddeyi silmeye karar verince çok memnun olmuştum :
Fiquei muito contente quando Edward resolveu eliminar o item número nove da lista :
Daha iyi olmuştum.
Já me senti melhor.
Bana iyi davranmayan insanlarla beraber olmuştum. Beni umursuyor gibi görünüyorlardı.
Quero dizer, já estive com rapazes que não me tratavam bem, que não pareciam preocupar-se comigo.
İkinci kez milli olmuştum, ve herşeyi yapabilirim sanmıştım.
Acabava de ser bi-campeão e acreditava que ainda podia fazer algo.
Bunu yapabileceğimize, başarabileceğimize ikna olmuştum.
Estou convencido de que, podemos fazê-lo e com êxito.
Beş yaşındayken, kızamık olmuştum.
Quando eu tinha 5 anos, tive escarlatina.
İstemeyerek, midillilerinin ölümüne neden olmuştum.
Acidentalmente, Eu perdi o pónei deles
- Çok mutlu olmuştum.
- Estava tão feliz.
Aşı olmuştum.
Levei a injecção.
Çocukken anjin olmuştum. İki ay okula gidemedim. Televizyon sadece bir kanalı çekiyordu.
Eu tive mononucleose quando era pequeno, perdi dois meses de aulas e só tinha um canal de TV na minha roulotte.
birden... ben onun patronu olmuştum.
E de repente... eu era o patrão dele.
Ama birdenbire bambaşka bir adam olmuştum.
Mas de repente, eu era uma pessoa diferente.
Gelin olmuştum.
Eu era a noiva.
Ve sonra bir genç olarak felç olmuştum.
E então como um adolescente, fiquei paralisado.
Televizyona bağımlı olmuştum.
Era viciado em televisão.
Ben ona aşık olmuştum. Orayı bırakmadan önce..
Eu... tinha... uma queda por ela... antes de eu sair.
- Evet, daha kötü olmuştum.
Sim, já estive pior.
Sana o söylemeli, ama evet. Onun kefili olmuştum.
Ele que o diga, mas sim, eu era o padrinho dele.
Daha yakınlarda ilk bina çizimimi satmıştım, ve çalıştığım firma tarihindeki en genç proje yöneticisi olmuştum.
Tinha vendido o meu primeiro projecto de edifício e tornei-me o mais novo gestor de projectos da história da minha empresa.
Birdenbire her firma tarafından istenen adam olmuştum.
De repente, estava a ser recrutado.
Ve ben... ben yok olmuştum.
E eu... eu tinha desaparecido.
" Öyle miydi? Sarhoş olmuştum sonra da...
Apresentei?
- Daha kötüde olmuştum.
- Já sofri mais.
Daha iyi olmuştum.
- Já estive melhor.
Sana kefil olmuştum ama şimdi hata yaptığımdan şüphelenmeye başladım.
Eu arrisquei o meu nome, por ti e começo-me a perguntar senão terei cometido um erro.
Ziggy, beni tehlike olarak algılamadığı için onunla arkadaş olmuştum.
Nesse momento Ziggy não era, uma ameaça nacional. Fizemo-nos amigos.
Camden Yabancı Yemekler lokantasının dağıtım elemanı olmuştum.
Então era o novo moço de entregas do restaurante de comida estrangeira de Camden.
Billie'nin ait olduğu yeri bulmasına memnun olmuştum.
Fiquei feliz que a Billie tenha encontrado o seu lugar.
Okuldan mezun olmuş ve yeni editör olmuştum. Arkadaşlarımı özlüyordum.
Era uma editora júnior, saída da faculdade, com saudades dos meus amigos.
Yaptığım tüm hataları geçmişte bırakabilecek kıza, işte o anda aşık olmuştum.
Fui nesse momento que me apaixonei por ela. A rapariga que conseguia ver para além dos erros que tinha cometido.
Şok olmuştum, dedim ki :...
E eu disse horrorizada :
Partinin kraliçesi ben olmuştum.
Era a rainha da festa.
Önce aşkıyla, sonra da akrep zehriyle kör olmuştum.
Estava cego pelo amor e, mais tarde, por veneno de escorpião.
Sonra, patronla karşılaştım... İlk kez bir tabut hazırlama törenine şahit olmuştum.
Aí, nosso chefe apareceu... e foi quando eu presenciei o trabalho dele pela primeira vez.
Onu tanımıştım ve aşık olmuştum!
Só soube demasiado tarde, já estava presa!
Yok olmuştum.
Estou desolado.
Kör olmuştum. Ve daha da kötüsü onu hâlâ seviyordum.
Estou cego, eo que é pior, Eu ainda o amo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]