Olurdum traducir portugués
3,643 traducción paralela
Hortlağı arabamın arkasına atmış Defiance'a dikiz aynasından bakıyor olurdum.
Estaria a olhar para Defiance pelo retrovisor com o prisioneiro no banco de trás.
Çünkü ben de orda çalışsaydım ben de senin düşmanın olurdum.
Eu sou esta rapariga. Ela é a tua némesis.
Eve gidene kadar o uzun yolu yürüdüğümde ve eve vardığımda, donuyor olurdum.
O caminho para casa era longo e quando lá chegava estava gelada. A minha mãe não sabia o que fazer comigo.
Ne sorduğunu anlasam, yanıtlamaktan mutlu olurdum.
Responder-te-ia diretamente, se percebesse o que estás a perguntar.
Onu ben kaçırsaydım sence hâlâ burada mı olurdum?
Se eu o tivesse resgatado, achas que ainda estaria aqui?
Lütfen ama, hastanedeki psikodramalarda başrol hep ben olurdum.
Por favor, eu assumo sempre a liderança para os psicodramas da instituição.
Eğer seni zor duruma soktuysam özür dilerim. ama, Bunu sormamış olsaydım, işimi yapmamış olurdum.
Desculpe se isto foi embaraçoso, mas não estaria a fazer o meu trabalho se não perguntasse.
Bana kalsa tüm erkek Fatmaları bir araya toplar "ufak delikanlılar" diyeceğim bir yere koyardım. Böylece genel topluluktan da ayırmış olurdum.
Na minha opinião, as mais masculinas deviam ficar numa "ala para rapazinhos", afastadas do resto da população.
Eğer söylemek zorunda olsaydın, tek sakat dedektif ben olurdum.
Tinha de ser um detective do piorio se dissesses que sim.
Çoğu gece o kadar bitap düşmüş olurdum ki, onun yatağında uyuyakalırdım sonra gecenin bir yarısı uyanırdım ayağı karnımda duruyor olurdu.
Às vezes, estava tão exausta... que caía no sono na sua cama... e depois só acordava no meio da noite, com o seu pé no meu estômago, e...
- Çok havalı bir spor araba olurdum.
Era um carro desportivo muito porreiro.
Wing Chun değişiklik olarak yenilirse daha mutlu olurdum.
Eu ficaria ainda mais feliz se por hipótese Wing Chun perdesse.
Eğer annem okumuş olsaydı, Dallas kovboy amigosu olurdum.
Se fosse pela minha mãe, eu seria líder de claque dos Dallas Cowboys.
Eğer isteseydim şu an evde "başaramayan kız" ı izliyor olurdum.
Se não usasse estaria em casa a assistir a rapariga que se vestiu assim.
Ama yerinizde olsam dikkatli olurdum.
Mas eu seria cuidadosa.
Zengin insanların arabalarına göz kulak olurdum.
Tomo conta dos carros das pessoas ricas.
Bilmiyorum. Şu anda One Direction'da olmasaydım... bir fabrikada ya da itfaiyeci olarak çalışıyor olurdum.
Não sei, acho que se não estivesse nos One Direction agora, estaria a trabalhar numa fábrica ou teria ido para bombeiro.
Sevgili arkadaşım, iş yapmak zorunda olsaydım kendi işimi yapamaz olurdum.
Meu caro amigo, se tiver que trabalhar, então não estou no meu emprego.
Eğer seninle evlenebileceğim anlamına gelseydi, Eskimo bile olurdum.
Eu tornava-me esquimó se isso significasse que podia casar-me consigo. Mas...
O Mekaniği patlatmasaydın bu zavallı dostların arasında yatıyor olurdum.
Se não detonasses o'mech', estava morto, igual aos outros.
Beni durdurmasaydın telsiz patladığı sırada ben de telsizin yanında olurdum.
Se não me parasses... ia estar lá quando o rádio explodiu.
- Eğer açıklayabilseydim hala evli olurdum.
- Se soubesse os motivos das mulheres, ainda estaria casado.
Biliyor musunuz, yerinizde olsam çok dikkatli olurdum.
Tomava cuidado se fosse a si.
Hiçbir şey başaramamış olurdum.
Eu não tinha realizado nada.
O zaman ben de o kızgın melek olurdum.
Sim, tornava-me um anjo zangado, também.
Hakkımda söylenenleri duyduktan sonra hayatına sokmak isteyeceğin son insan ben olurdum diye düşündüm.
Tinha um pressentimento que depois de tudo o que ouviste de mim, seria a última pessoa que quererias ver a entrar por aquela porta.
Belki şu kabinde A.J.'e yardım eden ben olurdum.
Talvez fosse eu na sanita, a ajudar o AJ.
Sen bize liderlik etseydin bundan daha emin olurdum.
Confiaria mais na sorte se fosses tu a conduzir-nos.
Senin bölmenin sınırını asla geçmedim. O onur bana bahşedilmeliydi en azından bunun aramızda kalmasını isteyecek kadar centilmen olurdum.
E, se alguma vez essa honra recair sobre mim, no mínimo seria cavalheiro o suficiente para o manter entre nós.
Seninle olabilseydim olurdum. Biliyorsun, değil mi?
Sabes que se eu pudesse estar contigo, que estava.
Kuleler yıkıldığında tekrar askere yazılsaydım şimdi kim olurdum?
Se me tivesse realistado quando as torres caíram... quem era eu agora?
Normalde seni öylece takip ederdim olaylarda arka plandan yardımcı olurdum ama çok fazla paran ve kaynağın var.
Normalmente eu simplesmente sigo-o por aí... a ajudar sem aparecer, mas... Você tem muito dinheiro e muitos recursos.
O zaman herhâlde birkaç çerçeve düşürmüş olurdum.
Oh, não! Estão a cair fotografias.
Bakın, Jack'i öldürmüş olsam işlerim de ölmüş olur kaybetmiş olurdum.
Ouça, se eu tivesse morto o Jack, estaria a matar o negócio, e, então, estaria a perder.
Kocam biraz senin gibi olsaydı belki de şu an hâlâ evli olurdum.
Se o meu marido fosse como o Phil, talvez ainda estivesse casada.
Eminim mutlu olurdum.
Tenho a certeza de que teria sido feliz.
Evet, olurdu ben de olurdum.
Sim, ficaria. Tal como eu estou.
Gerekeni yapmış olurdum.
Eu fazia o que fosse preciso.
Bir rehine durumunda çok kötü olurdum, rehine alan olsam bile.
Seria péssimo, numa situação de reféns, até como sequestrador.
İkimiz de biliyoruz ki eğer param olsaydı gelmiş geçmiş en büyük cerahatli bok yığını olurdum!
Acho que sabemos, se eu tivesse dinheiro, eu seria a maior pilha de lixo do mundo!
Yani onun gibi ahlâksız mı olurdum acaba?
Teria sido... corrupto como ele?
Şanslı olurdum, düzgün bir adam beni sikmek istiyor sonuçta.
Seria uma sortuda, um homem decente a querer foder comigo!
Soğukkanlı bir kraliçe olurdum.
Ia ser uma rainha de pedra.
Eğer benim için yapsaydı, İngiltere'nin en mutlu kızı olurdum.
Se fosse por mim, eu era a rapariga mais feliz da Inglaterra.
Fausta "Sırada ben varım" demeseydi ben de mutlu olurdum.
Eu podia ter passado sem a Fausta dizer "eu sou a seguir."
- Daha çok ölü ya da hapiste olurdum.
Provavelmente estaria morto ou na prisão.
- Öyle olsaydı birkaç yüz küsur yaşında olurdum.
- Não? - Se tivesse sido, agora eu teria uns 200 anos.
Seni aptal. Saati tam doğru zamanda kontrol etmeseydim şimdi ölmüş olurdum.
Se não tivesse visto as horas naquele preciso momento estaria morto!
Olsaydı bulmuş olurdum.
Se houvesse já tinha encontrado.
- Gidersem bütün eğlenceyi ve macerayı kaçırmış olurdum ama. - Niye gitmiyorsunuz?
Porque não vais?
- Tabii. Benzine ortak olurdum ama hiç param yok. Bu yüzden Nick kuponlarıyla ödeyebilirim.
Adoraria pagar o combustível, mas não tenho dinheiro, por isso pensei pagar em dinheiro do Nick, pode ser trocado por sorrisos em qualquer artigo do meu escritório.