Ov traducir portugués
213 traducción paralela
Hey uykucu, uyan Gözünü ov, kalk yataktan
Acordem, dorminhocos Esfreguem os olhos, levantem-se
Emmy, ayaklarını ov.
Emmy, esfrega-lhe os pés.
- Ayaklarını ov Kirby.
- Suba-lhe os pés, Kirby.
Ayaklarını ov.
Sóbe-lhos.
Kolonya getireyim de biraz ov istersen.
Queres um pouco de álcool para esfregar?
- Yüzünü ov demek istedim.
Dbrigado.
- Sen kendi titreyen ayaklarını ov.
Dá-me o outro pé. Na verdade :
Ağ, eğ, iğ, ov, u.
Ä, é, ií, ou, ü.
Ağ, eğ, iğ, ov, uy.
Ä, é, ií, ou, ü.
"'İğ'değil'İ','Ov'değil'O'
"'I'näo'lí','O'näo'Ou'
İyice ov.
Esfrega com força.
Ov! Elimi ısırdın.
Mordeste-me a mão.
Yasmeen, ayak parmaklarımı ov biraz.
Yasmeen, brinca com os meus dedos dos pés.
Ov adamım!
Aw, meu!
"Evi boya, çimleri ek, pencereleri ov,"
"Pintar a casa, plantar a relva, calafetar as janelas,"
Ov! Ooh! Neydi- -
Que foi...
Tişörtümü çıkarayım da sırtımı ov.
O que dizes de irmos para casa, dispo a camisa e tu massajas-me as costas.
Ayaklarımı da ov.
E esfrega-me os pés.
kes şunu! - daha fazla bahis kabul etmiyoruz evlat, eğer 36 numara gelirse, seni... çift sıfır evlat! ov!
Pára com isso!
ov! canımı acıtıyorsun!
Estás a magoar-me!
Simpson, dostum bacağımı tekrar hissedene kadar ov.
Simpson, esfregue-me as pernas até eu recuperar a sensibilidade.
Omuzlarımı ov, ben de senin problemlerini dinleyeyim.
Massaja-me os ombros e eu serei a tua confidente.
- Şakaklarını ov.
- Vou esfregar-Ihe as têmporas. - Não, nunca!
Göğüslerini ov yada bişeyler yap.
- Vamos, vamos Hung, faça-o
Sadece etkilenmiş parçada onu ov Ve bir şey daha, arkadaşlar
E agora... o seu vendedor não é um homem comum.
Ov..
Ooh...
Üzerine biraz buz koy ve ov.
Continua a esfregar. Ah!
- O-ov. Tüyelim buradan.
- Vamos sair daqui.
- Hadi oynayalım! - Ov!
Vamos brincar!
Haydi, sırtımı ov.
Venha, esfregue as costas.
Kulaklarını ov.
O Cory faz-me isso às vezes.
Bir dahaki sefere biberiyeyi koparınca elinde gerçekten ov?
E quando apanhares o alecrim, esfrega-o bem nas mãos, certo?
- "Ov. O acıtıyor"
- "Au, isso dói!"
- Ben "Bunu bana neden yapıyorsunuz?"'u beğendim. - " Ov.
"Por que me estão a fazer isto?"
O acıtıyor. " - Biz" Ov. O Acıtıyor " ile devam edeceğiz Skip.
Ficamos com a "Au, isso dói", Skip.
Ov.
Uau!
Daha iyi ov, köle.
Esfrega com mais força, escravo.
- Ov. - Teşekkürler çocuklar.
Obrigado, pessoal.
Evet, şimdi sırtını ov
É isso. Agora esfrega as costas.
Ov, Tanrım, altıma sıçacam!
Céus, vou borrar as calças!
Varsa, beni çok iyi öv ona.
Se sim, diz muito bem de mim.
Eğer vaktin olursa, Sheila'ya beni öv biraz.
Se tiveres hipótese, dà à Sheila uma palavrinha a meu favor.
Onu bolca öv.
Elogia-o muito.
Ov.
Parece um tigre enjaulado.
Parmaklarımı ov.
Quero uma massagem.
Meryem'i selamla, İsa'yı öv, bunun gibi şeyler.
Avé Maria, louvado seja Deus e essa conversa toda.
Ov! O beni tırmaladı.
Ela arranhou-me.
Ov beni, bebeğim.
Massaja-me, querida.
- Ellerini ov.
Louisa!
" Ov.
"Au, isso dói!"
Oo-ov bir yumru, bir yumru o Tanrım.
Um alto. Um alto! Oh, Deus!