Patterson traducir portugués
840 traducción paralela
Louis, hatta Patterson?
O Louis e até o Patterson?
Patterson, Yüzbaşı Anders'ı odama götür.
Patterson, acompanhe o Capitão Anders ao meu gabinete.
Buraya gelip tesadüfen James Patterson'u gördün mü?
Por acaso, veio aqui para visitar o James Patterson?
Patterson kulesinin bir buçuk km. güneydoğu çevresine yayılmışlar.
Eles estão espalhados... cerca de uma milha a sudeste... de Patterson... do edifício heights.
Sana Floyd Patterson'ı dövdüğüm zamanı anlatmış mıydım?
Já te contei quando derrubei o Floyd Patterson?
Ama Patterson büyük bir şampiyondu ve ben onu devirdim.
Mas o Patterson era um grande campeão, e eu derrubei-o.
Patterson, bu polis, onu yakalmak için bir sebep arıyor.
Têm de tomar atenção.
Gary Patterson.
Que se passa?
Henry Patterson, Posta Teftiş Servisi.
Henry Patterson, do Serviço de Inspecção Postal.
Bu paket Moore, Bank ve Patterson'a, hemen şu binanın 23. katı.
Isto vai para a "Moore, Bank and Patterson", no 23º piso daquele prédio.
Teşekkürler Bayan Patterson. Hey! Bayan Patterson!
Obrigado, Sra.Patterson. Ó Sra. Patterson!
Bayan Patterson.
A Sra. Patterson.
- Çok memnun oldum, Bayan Patterson.
- Ainda bem, Sra. Patterson.
Hey, Bayan Patterson. merhaba!
Olá, sra. Patterson. Olha, é o tipo da reunião!
- Kahve alabilir miyim lütfen, Bayan Patterson.
- Traga-me um café, sra.Patterson.
Bayan Patterson!
Sra.Patterson!
Patterson, anne.
Patterson, mãe.
Onlara soyadı Patterson.
O nome deles era Patterson.
Bay Patterson'un tayin olduğu zamanı hatırlıyor musun?
Lembras-te quando transferiram o Sr. Patterson?
" Annie Pope daha önce Anne Patterson idi...
" O nome de solteira de Annie Pope é Patterson,
American Telekinetics başkanı Donald Patterson'ın kızı. "
"filha de Donald Patterson, presidente da Telecinética Americana."
Bayan Patterson için peynirli piza.
Pizza de queijo para a Sra. Patterson.
Bayan Patterson'ın piza ısmarladığını sanmıyorum.
Acho que ela não encomendou nenhuma pizza.
- Patterson, nasıl gidiyor?
- Olá, Patterson, como está?
Patterson, nerelerdeydin?
Patterson, por onde tem andado?
20 dolara ne bulursa onunla yatmak için haftada bir gelirmiş.
Aparecia uma vez uma semana para passar a noite com quem arranjasse no Parque Patterson por 20 dólares.
Bushwick Grup Evi'nde Bayan Patterson ile konuştum.
Falei com a Sra. Patterson na Casa de Grupo de Bushwick.
- Merak etmeyin Şef Patterson.
- Está bem. Chefe Patterson.
- Bu işin en iyi yanı o salak, gelişmemiş gerizekalı Petterson'dan uzak kalırız. - O bir orospu çocuğu adamım.
Não tínhamos de aturar o Patterson.
- John, eğer Patterson onu yakalarsa öldüreceğini biliyorsun.
- O Patterson mata-o.
- Patterson'u aramam gerekiyor.
- Tenho de ligar ao Patterson.
- Para trenindeki kişi yada kişiler ben Donald Patterson.
Fala Donald Patterson.
- Pattersen bir göt olabilir ama aptal değil. Eninde sonunda trene fren yaptırmayı akıl edecektir. Ve o zaman bu şirin yolculuğumuz son bulacak.
Quando o Patterson ligar os travões automáticos, acaba-se a viagem.
- Şef Patterson hatta.
- O Chefe Patterson vai falar.
- Ben Donald Patterson. - Evet efendim.
Fala Donald Patterson.
- Hassiktir! Aman allahım, Patterson rayları boşaltmamış.
O Patterson não limpou a linha.
Bu Patterson değil mi?
É o Patterson?
- Patterson. - Gelebildiğimiz kadar hızlı geldik.
- Viemos logo que soubemos.
- Hayır Patterson, sen tutuklusun.
Não, Patterson, vou prendê-lo a si.
Bradley, Wade ve Patterson.
Bradley, Wade e Patterson.
Başladığında Albay John Patterson oradaydı... bir İrlanda beyefendisi, parlak bir mühendis.
O Coronel John Patterson estava presente. Era um cavalheiro irlandês e um engenheiro brilhante.
John Henry Patterson. Ben Robert Beaumont.
John Henry Patterson, sou Robert Beaumont.
Bana dikkatli bakın, Albay Patterson.
Olhe-me de perto, Coronel.
Çok duygulandırıcı, Albay Patterson. Bana açıldığın için duygulandım, ama doğacak pisliğiniz umurumda bile değil.
Coronel, comove-me que me tenha confiado este segredo, mas estou-me nas tintas para a sua futura ninhada.
Albay Patterson.
- Coronel Patterson!
Samuel, Albay John Patterson.
- Samuel, o Coronel John Patterson.
Patterson yine geceleri güvenli yaptı.
As nossas noites voltaram a ser seguras!
Artık insanlar görüyordu ki Patterson onlar için riske girerdi.
Ficou claro que o Patterson se arriscaria por eles.
Öyle mi?
Patterson, este bófia, procura apenas um motivo para o apanhar.
Hayır, teşekkür ederim.
- Não, obrigado. Coronel Patterson?
Albay Patterson, değil mi?
Sim?