Ponte traducir portugués
8,312 traducción paralela
Ama olay köprünün sadece bu tarafında değil.
Não é só deste lado da ponte. Eles tentaram matá-la!
- Hanımefendi, ama köprüdeyiz.
Minha senhora, estamos no meio da ponte.
Bazıları kurşun kaynaklı. Ama bu o köprüde 1976'dan beri kullanıImadı.
Algumas são à base de chumbo, que não são utilizadas naquela ponte desde 1976.
Köprü atlayıcısının cinayete kurban gidişi nasıI oluyor?
Como é que a suicida da ponte é um homicídio?
Üzgünüm ama görünüşe göre köprüden düşüp ölmüş.
Sinto muito, mas parece que ela caiu da ponte.
Atlayıcı Vicky Hulquist, ölüme bu köprüde bir yerde atladı.
A suicida, Vicky Hulquist, caiu algures a meio da ponte.
Köprüden atladığınızda vücudunuz kat başına 15 kilometreye kadar hızlanır.
Quando caímos de uma ponte, o nosso corpo acelera para um impacto de cerca de 16 km / h.
Kesinlikle köprüde başkası vardı.
Havia mais alguém naquela ponte.
Tırnaklarındaki boya kalıntıları köprü yapımında kullanılanla eşleşti.
As lascas de tinta nas unhas combinam com a utilizada na ponte.
Evet, ölümünden önce köprüde bir başkası daha vardı.
Sim, havia mais alguém na ponte antes dela morrer.
- Köprü çıkıntısına mı çıktın?
O quê? Subiu ao beiral da ponte?
- O da köprüdeydi.
Estava na ponte.
Hayatınız başarısızdı bu yüzden siz de her şeyi bitirmek...
A sua vida estava-se a desmoronar, - então, foi àquela ponte para se matar.
Yani köprüde onu tırmaladıysa bundan kanıt olur.
Se ela o arranhou na ponte, haveria provas.
Köprüyü ve karabinayı.
A ponte, o mosquetão.
Biri onu köprüye gelmekle kandırdı.
Então, alguém a atraiu para aquela ponte.
Ama Vicky'i arayıp ona köprüde intihar edeceğini söylediğinde böyle dememiştin.
Mas, isso não foi aquilo que a Vicky disse quando lhe ligou e disse que se atiraria da ponte.
Onun adı verilmiş binalar, parklar ve de bir köprü var.
Há edifícios, parques e uma ponte, todos em homenagem a ela.
Bu güzel dünyadan... eyalet başkentinin evsizler mekânına... bir köprünün altında yaşamak üzere gittim.
Passei desde belo mundo para o meio dos sem-abrigo na capital do estado. A viver debaixo da ponte.
Balık tutmaya mı gittin? Köprünün altında mısın?
Foste pescar, estás debaixo da ponte?
Bu köprü beton ve demirden çok daha fazlası.
Esta ponte é mais do que apenas aço e betão.
Yani Melanie geçmiş ve gelecek arasındaki köprüyse...
Por isso, se a Melanie é a ponte entre passado e o presente, a sétima e oitava mão...
Kendini köprüden falan atmaya kalkarsan ailende tek kişiyi sağ bırakmayacağımı bilerek yaparsın bunu.
Se saltar da ponte, pode fazê-lo sabendo que matarei toda a sua linhagem.
Bağlantıyla aşağıya.
Debaixo da ponte de sinal.
Ona bu köprünün metrekare başına 24 kg statik yük ile iki ton taşıyabileceğini söyle.
Diga-lhe que esta ponte pode suportar um peso de duas toneladas, ou 24 kg por metro quadrado.
İlk gece arabanın düştüğü nehre kavanozları getirdik.
Pegamos... nos frascos e fomos para a ponte, onde o carro caiu na água, na primeira noite.
- Tabii. Son günlerde köprüden atlayan kim, Dash?
- Ultimamente tens saltado de alguma ponte, Dash?
O gün, okuldan eve gelirken arabasını yolun kenarına çekmiş. Colorado Köprüsünden atlamış.
Então, naquele dia, no caminho da escola para casa, ela parou o carro, na beira da estrada, e... saltou da ponte de Colorado Street.
Sokağın etrafında dönüp köprünün altına girmesini engelleyin.
Dá a volta ao quarteirão e apanha-o antes da ponte. - Paige, entra.
Yakından gelmelerini engeller onları 20 mil güneyde eyaletler arasında yürüyüş yapmaya zorlarız.
Não, se destruirmos esta ponte. Vamos forçá-los a marcharem 32 km para o sul, pela interestadual.
Köprüyü kaldırırsak onları istediğimiz yoldan gelmeye zorlarız. Stalingrad'ı hatırlayın.
Se destruirmos esta ponte... nós forçamo-los a vir como queremos.
Adamlarımla ben köprüyü kaldırmak için hemen harekete geçeceğiz.
Os meus homens e eu vamos destruir aquela ponte.
Cochise ve takımı köprüyü kaldırabilir, biz de bunu deneyebiliriz.
Se o Cochise destruir a ponte, podemos ter uma hipótese.
Bu bize başarı fırsatı veriyor. Tamam.
É o Cochise a explodir a ponte.
Kıpırdayın! Nasıl gidiyor?
Pessoal, revolveram o problema da ponte.
- Tamam, ot lazım.
Está bem, só preciso de uma ponte.
Einstein-Rosen köprüsü.
É uma ponte Einstein-Rosen!
Köprüdeki o geceden sonra kendini toparladın.
Recuperou após a noite na ponte.
Garfield Heights'taki köprünün altında bir ceset bulmuşlar.
Encontraram um corpo na ponte Garfield Heights.
Yani gerilme, ceset, köprünün altına atıldıktan sonra oldu.
O estiramento ocorreu ao levarem o corpo para a ponte.
Onunlayken rahatsız olduğunu biliyorum ama onun hepimizin arasında bir çeşit köprü kurduğunu hissediyorum.
Sei que não se sente à vontade com ele, mas sinto como se ele fosse uma espécie de ponte entre nós todos.
Köprü tedavisi?
- Uma ponte?
Trol köprüsünü geç, sonra doğuya dön.
Atravessai a ponte, e dirigis-vos para este.
- Trol köprüsünün doğusunda.
Ela encontra-se a este da ponte.
Hadi oradan. Kim söyledi?
Ponte que partiu!
Tek istediğimiz temel ihtiyaç malzemeleri ve Güneyde Tappan Zee Köprüsüne gidebileceğimiz bir araç.
Só precisamos de provisões básicas e transporte para sul até à ponte de Tappan Zee.
- Tappan Zee Köprüsü de çok uzakta.
Até à ponte de Tappan Zee é um longo caminho.
Beni köprü üstüne götür.
Leva-me até à ponte.
Arabayla köprüden uçtuğumu mu yoksa yürüyüş yaparken öldüğümü mü?
Que caí com o carro de uma ponte ou sofri um acidente a caminhar?
- Köprü üstünde kalmam söylendi.
- Devo permanecer na ponte.
Köprüye 6 kilometre kaldı.
São 6km até à ponte.