Purcell traducir portugués
377 traducción paralela
- Ya, Morgan, Purcell...
- O Morgan, o Purcell...
Ufak bir ihtimal ama mümkün.
Diria que não é provável, Mr. Purcell, mas certamente possível.
Hakim Purcell'in kızı Bn. Purcell.
Já conhece Miss Purcell, filha do juiz Purcell.
Purcell.
Purcell.
Bn. Purcell nerede?
Onde está Miss Purcell?
Bilginiz doğrudur, ama herşeyi LA ofisimizden duyuruyoruz.
A sua informação está correcta, Sr. Purcell, mas retiramos o centro de operações do nosso escritório de LA.
- Purcell adında biri.
- Um tipo chamado Purcell.
- Bu bay Purcell'dir.
- Deve ser o Sr. Purcell.
Glen Purcell, KSL-TV.
Glen Purcell, da KSL-TV.
Müzikler J.S. Bach, Pergolesi, Purcell
Trechos musicais de Bach, Pergolése, Purcell
Aslında, Purcell, seni gömmek üzereyiz.
Na verdade, Purcell, acho que estamos quase a enterrar-te.
- Ben Warner Purcell'i düşünüyorum.
- Eu vejo o Warner Purcell.
Warner Purcell ile Helen Sinclair'i istiyorum, ondan sonra o gangster kapatmasına katlanabilirim!
Tendo o Warner Purcell e a Helen Sinclair aguento a pistoleira!
Warner Purcell tüm cana yakınlığı ve espri anlayışı ile ilk gelen oyuncuydu.
O Warner foi o primeiro a chegar, cheio de bonomia e boa disposição.
- Warner Purcell.
É o Warner Purcell...
Teğmen Masters'ımızla tanıştın mı bilmiyorum, Warner Purcell.
E o nosso Tenente Masters, Warner Purcell?
- Warner Purcell.
- Warner Purcell.
Warner Purcell iyi huylu tavrını koruyor ve onunla çalışmak çok keyifli.
O Warner Purcell continua disciplinado e um prazer, como colega.
Bugün Ellen provayı izlemeye geldi. Oyuncularla tanışacağı için çok heyecanlıydı, özellikle de Warner Purcell'le.
Hoje a Ellen veio assistir ao ensaio, excitadíssima por conhecer o elenco, especialmente o Warner.
Warner Purcell ve Olive sanki birbirlerine kaçamak bakışlarla bakıyorlar.
O Warner e a Olive parecem estar sempre a trocar olhares.
İşte buradasınız Bay Purcell, köpek bisküvilerimizi çalıp, yiyorsun.
Sr. Purcell, anda a roubar e a comer os biscoitos do meu cão.
Ben hayvanların yiyeceğini çalmam.
E Warner Purcell não rouba a bichos!
- Peki ya siz, Doktor Purcell?
- Então e você, Doutor Purcell?
Onu buradan çıkarın!
Saia daqui! És o próximo, Purcell.
Bakın, burada sadece Dr. Purcell'in cinayetinden bahsetmiyoruz.
Olhe nós estamos a falar mais do que o assassinato do Dr. Purcell's aqui.
Wayne Purcell bu gece.
Esta noite é o Wayne Purcell.
Purcell bunu hak etti! Bunu hak etti!
Purcell merecia ser executado.
Geçen gece Purcell'in idamında sizi kapının dışında görmüştüm.
Vi-o fora do portão quando Purcell foi executado.
Teşekkürler.
Obrigado, Sra. Purcell.
- Evet bayan Purcell.
- Sim, Sra. Purcell.
Bayan Purcell Clohessy, Quigley, Molloy'lar, ve tanıdığım herkes.
Sra. Purcell, Clohessy, Quigley, Molloy...
Teşekkür ederim bayan Purcell.
Obrigado, Sra. Purcell.
Ally'yi düşünmen çok güzel ama Bayan Purcell böyle ödev veriyor. Bayan Purcell evet.
A preocupação com a Ally é comovente, mas é o que a Miss Purcell manda.
Öylelerini iyi bilirim.
Pois, a Miss Purcell.
Bayan Purcell'e fikirlerini söylemek için çok iyi bir fırsat.
É a oportunidade perfeita para expores essas tuas grandes ideias à Miss Purcell.
İğrenç Purcell.
Miss Pur-fel.
Bayan Purcell için hazırladığım saatli bir bomba.
Uma pequena prenda para a Miss Purcell.
Tom Purcell.
Tom Purcell.
- Purcell.
- Purcell.
Daha sonra da süslemeler için Purcell'in dükkânına gideriz.
E depois vamos comprar os enfeites para a árvore à loja Purcell.
Hayır, ama bir polis baskınına göre, Luka, Sean Purcell adında biriyle birlikte tutuklanmış.
Não, mas, numa rusga, o Luka foi detido com um tipo chamado Sean Purcell.
Üç hafta önce, Purcell, Jesse ile aynı birimde görev yapan Dale Elliott adlı bir polisi öldürmüş.
Há três semanas, o Purcell matou um polícia, o Dale Elliott, que pertencia à brigada de acidentes da Jesse.
- New York Polis Departmanı'yla Purcell hakkında konuştun mu?
- Falaste com o NYPD acerca do Purcell?
Jesse'nin arkadaşın Purcell hakında seninle konuşmak istediğini biliyoruz.
Sabemos que a Jesse o tentou contactar sobre o seu amigo Purcell.
- Ve ona Purcell'ın nerede olduğunu bilmediğimi söyledim.
- E disse-lhe que não sei onde ele está.
- Purcell tehlikede.
- Ele corre perigo de vida.
Sıradaki sensin, Purcell.
É o próximo, Purcell. - virilha para gullet.
Sıradaki sensin, Purcell.
Saia daqui!
- Evet, bayan Purcell.
É, sim.
Bayan Purcell.
Miss Purcell.
Bayan Purcell bizi ne hâle getirdiğinin farkında mı acaba?
Será que a Miss Purcell sabe o que nos está a fazer?