Radisson traducir portugués
50 traducción paralela
Radisson.
O Radisson.
Burası Radisson, yani oldukça iyidir.
O hotel é Radisson. É por isso.
Parayla birlikte Dayton Radisson Park alanının üst katına gelmeni istiyorum. 30 dakika sonra. - Tamam, ama... 30 dakika sonra.
Quero-o a si e ao dinheiro na rampa do parque do Dayton Radisson, piso superior, daqui a minutos e acaba-se com isto de uma vez.
Bana Radisson'da bir oda tuttular.
Ah, eles puseram-me na cidade, no Radisson.
Herkes Raddison'da kalamaz değil mi?
Nem toda a gente pode ficar no Radisson, não é verdade?
Raddison'da kalıyor.
Ele está no Radisson.
Tabi sonunda Radisson diye bağırdığı ana dek.
Até ele gritar "Radisson" no fim.
Oysa siz ikiniz iki saatlik bir ders alacaksınız.
Tu referes-te a um curso de duas horas no Radisson.
Radisson'da.
No Radisson, nada menos.
Yani Radisson'a vardoğımızda..
Quando chegarmos ao Radisson, gostaria que...
Radisson, insana tuhaf bir hava veriyor,
O Radisson transmite uma certa vibração.
Orası tam "Bakın Radisson'da sadece iş konuşulur" gibi bir yer.
"Estou a tratar de negócios no Radisson."
- Radisson'a hoş geldiniz.
- Bem-vindo ao Radisson.
İşteyken de geri aramazlar, Orlando'da iki geceyi onlarla birlikte bir Radisson Oteli'nde geçirdikten sonra da aramazlar.
Não te ligam no trabalho e não te ligam depois de passares duas noites com eles no Radisson em Orlando.
Marriott veya Radisson otellerinden birinde yer var mı baksana?
Olha, você tem um Marriot ou um Radisson?
Bütün Radisson puanlarıma mal olacak, ama başka ne için kullanacağım ki?
Vai custar todos os meus pontos da Radicou, mas porque razão os estou a guardar, seja como for?
Yapabileceğim en iyi şey size Radisson'dan bir süit ayarlamak.
O máximo que posso fazer é pôr-vos numa suite no Radisson.
Gerçekten mi? Radisson'dan?
Pode pôr-me no Radisson?
- Harika, bir süit. - Brad, lütfen.
Uma suite no Radisson!
Scranton Radisson otelde bir ay kalmaktan iyiydi.
Muito melhor do que o mês desta filial, tenho certeza.
Raddison Oteli'nde.
No Radisson.
Burada hiç iş yapamazlar ki.
Nem sequer temos a "Radisson".
- Çünkü Kahire Radisson Oteli'ndesin!
- Porque estás no Cairo Radisson.
Bay Radisson Hilton.
Senhor Radisson Hilton.
Doğru ya. Burası Radisson Oteli, sen de odanı beğenmedin.
Pensas que isto é um hotel e não gostas do teu quarto?
- Burası neden Radisson değil?
Porque é que isto não é um hotel?
- Onu Radisson'a yerleştirdim.
Sim, eu deixei-o no Radisson Blu.
Radisson, 11 : 00 on Pazartesi, Çarşamba, ve cuma.
Radisson, às 11 : 00h, às segundas, quartas e sextas.
Ben Profesör Radisson ve bu da Felsefe 150, dersi.
Sou o Prof. Radisson e esta é a turma de Filosofia 150,
PROFESOR RADISSON : Bu doğru olmayabilir.
Bem, isso estaria incorreto.
PROFESOR RADISSON : Tanrı ölüdür.
Deus está morto.
Ben mi yoksa Professor Radisson mu?
Eu ou o Professor Radisson?
harika.. PROFESSOR RADISSON : hala bir yerlerde dünyanın düz olduğuna inananlar var. hala üstün bir ilahi gücün varlığına inananlar.
Para alguns, a terra é plana e ainda consideram a existência de uma divindade suprema... sendo um ser necessário, ou autoevidente, ou ambos.
Tanrıyı duruşmaya çağıracağız. Professor Radisson savcı olacak ben de savunma avukatı olacağım. ve sizler de jürisiniz.
Vamos colocar Deus em julgamento, com o Professor Radisson como delegado do Ministério Público, e eu como advogado de defesa e vocês serão o júri.
PROFESSOR RADISSON :
- Não sabe?
Şarapta pişmiş horoz nerdeyse hazır. PROFESSOR RADISSON :
- O "coq au vin" está quase pronto.
PROFESSOR RADISSON : iyi bir fransız Merlot şarabı bu yemeğin yanında iyi gider.
Nada como um bom "Merlot" para uma boa refeição.
Professor Radisson'nun gösterdiği gibi Stephen Hawking bir ateisttir.
Como o professor Radisson mencionou, o Stephen Hawking é ateu.
kampuste ben, Profesor Radisson'ım tamam mı?
Aqui, sou o Professor Radisson, certo?
diğer bir deyişle kötülükle ilgili Tanrının düşüncesi bir gün tamamen onu yoketmektir. PROFESSOR RADISSON :
Por outras palavras, a intenção de Deus quanto ao mal, é um dia destruí-lo.
Professor Radisson, açıkca ateist olan bir kişi ahlaki mutlak kurallara inanmaz ders müfredatında diyor ki final haftası bu konuda bir sınavımız olacak.
O Professor Radisson, que é claramente um ateu, não acredita em morais absolutas, mas no seu programa central diz que fará um teste durante as provas finais.
bu tartışmada Professor Radisson haklı ise eğer bütün bu çabamız, tartışmalarımız burda karar verdiğimiz her şey anlamsız demektir.
Se o Professor Radisson tem razão, então tudo isto, toda a nossa luta, o nosso debate, tudo o que decidirmos aqui, não tem sentido.
Aileyi Radisson'da bir süite alalım.
Vamos mudá-los para o Radisson e vamos arranjar-lhes uma suite.
- Radisson'da bir şampanya odası değil.
Não a sala de convívio no Radisson.
Gezmeyi severim ama Raddison'ı, Motel6'yı... ve Extended Stay'i geçtik.
Gosto de passear, mas já passamos o Radisson, um Motel6 e um Extended Stay.
Burası Radisson şehrin 5 yıldızlı otellerindendir.
O Radisson é aqui, também é um hotel de 5 estrelas.
Radisson'da.
- No "Radisson".
Radisson'da mı?
No Radisson?
PROFESSOR RADISSON : hadi Mina bu benim içim çocuk oyuncağı.
Então, Mina...
PROFESSOR RADISSON : sana söyledim bunu kabul edemem.
Eu disse que não aceitaria.