Rager traducir portugués
106 traducción paralela
Teğmen Rager, bir çeyrek itiş gücü ileri.
Alferes Rager, avance um quarto de impulso.
Teğmen Rager, rotamızı 259 mark 318'e değiştirin, yarım itiş gücü.
Alferes Rager, marque curso 259, marco 318, meio impulso.
Teğmen Rager, bizi bu konum üzerinde bir senkron yörüngesine al.
Coloque a nave em órbita sobre essa posição.
Yüzbaşı Edward Hagler ve Teğmen Sariel Rager.
- Sim, senhor. Senhor La Forge, Senhor Data.
Üzerinizde bir güdüm aygıtı olursa onu altuzayda takip edebiliriz.
Se o devolverem. O alferes Rager ainda não voltou.
Onu geri gönderirlerse tabii. Teğmen Rager daha geri dönmedi. Gitmek istesem de istemesem de beni alacaklar.
Poderíamos esperar até que você voltasse, Número Um, mas se a ruptura espacial ameaça a nave, teríamos que transmitir um pulso de grávitons.
Teğmen Rager ve ben kaçtığımız için şanslıyız.
Devemos avisar às naves da Frota para evitar esse engano.
Demek öyle.
Rager, hein? Ok.
Canlı bir parti, öyle değil mi?
Rager, hein?
- Sağ ol, Rager.
- Obrigada, Roger.
- Cümbüş demek istedin herhalde.
- Acho que se diz rager.
Ha cümcük ha cümbüş.
- Não. É rave, rager ou raver.
Max Rager'in hakimiyeti altındayken kamerada aptal şeyler ve / veya tehlikeli şeyler yaparken iyi görünmek zorundasınızdır.
Se estiver sob a alçada da Max Rager está contratualmente obrigado a aceitar fazer coisas inúteis e perigosas diante da câmara.
Max Rager organizasyonunda en çok onunla takılmayı seviyordum.
Era a pessoa com quem preferia andar nos eventos da Max Rager. Ela era...
Max Rager sonsuz bilgeliğiyle atlayıştaki tüm görüntüleri sildi.
A Max Rager, na sua infinita sabedoria, destruiu todas as imagens do salto.
Tam isminiz, işiniz ve Max Rager'la olan alakanız gibi.
Pode começar pelo seu nome completo, o que faz, e a sua afiliação à Max Rager.
Max Rager bana sponsor oluyor.
X Games. A Max Rager patrocina-me.
Eliza Marquette, Marka Pazarlama. - Max Rager'da reklamcılık müdürü.
Eliza Marquette, marketing da marca, directora publicitária na Max Rager.
- Max Rager yöneticilerinin atletleriyle hava dalışı yapmak sık rastlanır mıydı?
É típico dos executivos da Max Rager fazer pára-quedismo com os seus atletas?
Onun yerine Max Rager'la varlığından bile haberdar olmadığım bir davayı tartıştım durdum.
Ao invés disso, estive ao telefone com os advogados da Max Rager, a responder a perguntas sobre um caso que nem sabia que existia.
Max Rager'in orası tarikat gibidir resmen.
A Max Rager parece uma seita.
Birkaç hafta önce yanlışlıkla Max Rager'in e-mailine göz attım.
Há umas semanas, recebi por acaso um e-mail da Max Rager.
Max Rager'in her bin kişiden birini delirttiğini gösteren gizli bir rapordu. Bir adam öldü hatta.
Um relatório secreto sobre a Max Rager estar a enlouquecer uma em cada mil pessoas.
Max Rager'in her şeyin üstünü kapatacağını söyledi ve bu e-maili bir gazeteciye göstermem gerektiğini.
Ela passou-se, a dizer que a Max Rager ia encobrir tudo, e que eu tinha de enviar o e-mail para algum jornalista.
- Utopyum adında bir ilaçla muhtemelen listelenmemiş olan enerji içeceği Max Rager arasındaki biyokimyasal bağlantıyı test eden bir teori var aklımda.
Estou a testar uma teoria onde a origem reside numa reacção bioquímica catalizada pela combinação de um lote estragado da droga Utopium e um ingrediente, provavelmente não listado, na bebida energética Max Rager.
Beta, % 90 Max Rager % 10 Utopyum.
Beta, 90 % Max Rager, 10 % Utopium.
- Eliza Marquette, Max Rager'da reklamcılık müdürü.
Eliza Marquette, directora de publicidade da Max Rager.
- Gizli bir rapor Max Rager'in ciddi yan etkileri olduğunu yazıyordu. Eliza bunu halledeceğini söylemişti.
O relatório secreto diz que a Max Rager tem graves efeitos secundários.
- Max Rager çalışanı ne ayak?
O que se passa aqui com o tipo da Max Rager?
Max Rager tiryakisi sayılırdım da.
Sou uma espécie de viciado em Max Rager.
- Ya o Max Rager'in baş harfleriyse?
E se não for "Senhor"? E se significar Max Rager?
Max Rager içkilerinin insanların kafayı yemesini sağladığını biliyordu.
A Max Rager sabia que a bebida podia causar violentos ataques psicóticos. " SR.
Max Rager kısmında bir şey bulmayı başardım ama.
Mas tenho uma coisa sobre a Max Rager.
- Rebecca kafayı yiyen kızın annesine Max Rager içip içmediğini sormuş.
Como o Jason. A Rebecca perguntou à mãe se ela tinha bebido Max Rager.
Demek Max Rager Jackson ve Max Rager Richmond, Max Rager delisine döndüler.
MR. Jackson e MR. Richmond ficaram ambos MR. Berserk.
- Bir Max Rager W.G'yi anlamadım.
O único que não estou a perceber é MRLW.
Max Rager'in sponsor olduğu bir tekne partisi.
A festa do barco foi patrocinada pela Max Rager.
Enerji içeceği Max Rager'in onu içen birkaç müşteride delirmeye sebep olduğunu düşünüyordu.
Ela tinha provas que a bebida energética Max Rager estava a causar psicoses temporárias num pequeno número de consumidores.
- Max Rager'i mahvedeceğim.
Vai pôr a Max Rager de joelhos.
Max Rager tehlikeli, kanıtları öyle ortada bırakmamalı.
A Max Rager é um grupo perigoso, é melhor não deixar pistas por aí.
- Belki biri "Max Rager'in Çalışanı Olmaktan İğreniyorum." tişörtü falan giyer.
Talvez uma delas esteja a fazer exercício com uma t-shirt "Sou uma empregada descontente da Max Rager".
- Rebecca Max Rager'in dahil olduğu üç şiddet suçu buldu.
A Rebecca encontrou 3 casos separados de violência induzida por Max Rager.
- Yani Sebestian, Max Rager'in kiralık katili, öldü mü yani?
Então, o Sebastian, o segurança da Max Rager, está morto?
Ben de tam kendisine ikinizin paylaştığı sorun konusunda Max Rager'in ışık tutabileceğini söylüyordum.
Estava a dizer-lhe que esperávamos que a Max Rager pudesse revelar algumas pistas sobre a patologia que ambos partilham.
- Buzdolabında birkaç Max Rager olacaktı Liv.
Deve haver algumas Max Rager no frigorífico, Liv.
- Belky Rager bölümü numara 206.
- Apartamentos Belky Rager, número 206.
- Belky Rager bölümü numara 206.
Apartamentos Belky Rager, número 206.
- Max Rager tarikat gibidir.
A Max Rager é como um culto.
Emin misin? Ben gemideyken, warp alanı...
Tenente Edward Hagler e alferes Sariel Rager.
- Bay Tracey, bana Max Rager hava dalışı grubunu anlatın.
Sr. Tracey, fale-me sobre este grupo de pára-quedismo, o Max Rager.
Bu ortaya çıkarsa Max Rager mahvolur.
Sei que se isto se tornar público, poderá afundar a Max Rager.