English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ R ] / Refugio

Refugio traducir portugués

1,343 traducción paralela
O gemiler sizi geçici bir sığınağa taşıyacak. Orası daha güvenli.
Deveria ir ao refugio temporário, é mais seguro.
Bir dostumun hayatını kurtardı, karşılığında ona sığınak teklif ettik.
Ele salvou a vida de um amigo meu. Em troca, oferecemos-lhe um refugio.
Lex şimdi bir uzman. Yalanların ve hilelerin uzmanı.
O Lex inventou mentiras para seu próprio refugio.
Güvenli evdeki patlamanın kaza olduğuna inanmıyorum.
Não acredito que a explosão no refúgio foi um acidente.
Burası benim sığınağım oldu.
Este local tem sido um refúgio para mim.
Sığındığın şey neydi?
Refúgio do quê?
Güvenli evdeki patlamanın kaza olduğuna inanmıyorum.
Não acredito que a explosão no refúgio foi um acidente
Athar'ın burada Proculis'te bizlere sığınak olmayı kabul etmesini umuyoruz.
É nossa esperança que Athar nos dê refúgio aqui em Proculus.
Sığınak mı?
Refúgio?
Kadim dediğiniz kişiyim ve ayrıca insanlarınıza asla sığınak veremeyeceğim de bir gerçek ama buraya gelme sebebimde yanılıyorsunuz.
Eu sou aquilo a que chamam um dos antigos e é verdade também que nunca poderei oferecer refúgio ao vosso povo. Mas estão errados quanto à razão que me trouxe aqui.
Buralarda ne zaman devriye geziyordun? Buralar senin yerin mi?
Quando andavas a patrulhar a zona ocidental, este era o teu refúgio?
Kanal caddesi toplum barınağında çalışıyorsunuz, değil mi?
Está a trabalhar no Refúgio Comunitário da Canal Street, não é?
Barınakta.
No refúgio.
Rick'te, bazı zamanlar barınakta gönüllü olurdu.
Às vezes, o Rick é voluntário no refúgio.
Kanal caddesi toplum barınağında çalışan evsiz bir kadın.
Uma sem abrigo do Refúgio Comunitário da Canal Street.
Greg'e barınakta tehlikeli olabilecek kişileri veya garip olayları sorduğunu varsayıyorum.
Perguntaste ao Greg sobre possíveis suspeitos... - ou eventos estranhos lá no refúgio?
Ama Toplum barınağında olaylar böyle sonuçlanabilir.
Mas isso acontece muito no refúgio.
Buradaki polis raporuna göre Anne Mathis, barınakta görüldüğü son zaman yakut madalyonlu bir kolye takıyormuş.
Segundo o relatório da polícia, a Anne Mathis tinha um colar com um medalhão de rubi... a última vez que a viram no refúgio.
Sığınma evinden geri gelmeyeceksin, gelmeyeceğinden emin ol tamam mı?
Não voltarás do refúgio. Vê se trazes tudo, está bem?
- Hayvanlarımızın barınağı olmayacak.
- Os animais não terão refúgio.
Tatanka yiyeceğimizi, giysilerimizi çadırlarımızı veriyordu.
De Tatanka, obtivemos alimentação, vestuário, refúgio.
Ben 27,5 sene FBI ajanıydım.
Embora Martina venha às sessões de livre vontade, mal entra no refúgio do padre Alfredo, sofre uma violenta reação.
Burada hepimiz kardeşiz ve bu ev bizim sığınağımız.
Durante o luto, somos todas irmãs aqui e esta casa é o nosso refúgio.
Burası genelev değil, bir zâviye Didi.
Aqui é um refúgio Didi... não um bordel.
Bu mu? Bu mu senin sığındığın yer, evin?
É aqui o seu refúgio?
Vatanseverlik hainlerin sığınağıdır.
Patriotismo é um refúgio para escândalos. Tu não...
Hainlerin sığınağı politika olmaya başladı.
É a política que se tornou o refúgio prático dos escândalos...
Yükselenler ve alçalanlar için bir sığınak.
É um refúgio para aqueles que sobem e caem.
Özgürleştirilmiş Amerikan kölelerinin evi olarak kuruldu. Bir diktatör ve diğerlerinden beri köleleştirilmiş bir halde.
Originalmente um refúgio para escravos americanos livres, tem sido escravizada por um ditador atrás de outro.
Monikalı üssüne gidemeyiz.
Não podemos ir para um refúgio Monicano.
Ev işi kaçaklarının sığınağı Emma'nın çiftliğine hoş geldiniz!
Bem-vinda ao Rancho da Emma, refúgio para donas de casa!
Güzel bir sığınak yapmışsın kendine.
Que belo refúgio construis-te.
Sabun köpüğüm Son sığınağım
bolhas de sabão meu último refúgio
Son sığınağım
Meu último refúgio.
- Acil kaçış yolu olmalı. Bakın.
- Deve ser um refúgio.
Çay içtiğim salondan bankadan talim alanına uzanan ve bizim kaçarken kullanmış olduğumuz yolu izlerim.
A partir do salão de chá, eu vejo a estrada do banco para o refúgio, onde escapámos.
Duygusal açıdan sakat ve vatansever aptallar için bir sığınak.
"Um refúgio para aleijões emocionais e idiotas patrióticos."
Burası benim işten uzaklaşma mekanım gibi bir yer bunun farkındasınız dimi?
Isto é o meu refúgio.
"Bir şey başarma hırsı, başarısızlığın son limanıdır."
"A ambição é o último refúgio do fracasso."
Son aşamadan önce, bu koridoru saklanma yerimiz olarak karantinada tutacağız.
Manteremos o andar sob quarentena, como o nosso último refúgio até à fase final.
Tacize uğradı bu yüzden kendinden yaşça büyük ve harika saçları olan biriyle romantik fantezilere sığındı.
Ela foi molestada, e procura refúgio em fantasias com homens mais velhos com cabelo lindo.
Belki sosyal sorumluluğumuz bu çocuklara çocuk olabilecekleri denemeler yapabilecekleri güvenli bir yer sunmaktır.
Talvez tenhamos a "responsabilidade social" de proporcionar um refúgio seguro para os putos serem putos. - Experimentarem!
Yani, çalıştığı yerde insanlar çok bunaltıyor onu, muhtemelen uzaklaşmak istedi.
Quando está a trabalhar, anda muita gente atrás dele. - Deve precisar de um refúgio.
Sığınağın?
O teu refúgio?
Şunu dinle.Altı yıl önce Presidio'daki evsizler barınağında yaşayan Joseph Lee adlı bir adam Sonny Chow'un ölümünden bir gün önce ortadan kaybolmuş
Há seis anos, um homem chamado Joseph Lee desapareceu de um refúgio para sem abrigos em Presidio um dia antes do Sonny Chow cito "morrer".
Ne düşündüğünü, nereye gideceğini biliyorum.
Sei como pensa. Sei onde procuraria refúgio.
- Güvenli evde kablolu seyrediyor.
Está a ver televisão por cabo num refúgio pago por nós.
Neden bu mağarada güvendeymişiz gibi gelmiyor?
Porque sinto que não estamos na caverna pelo refúgio?
Dakara Savaşı'nı kaybettikten hemen sonra oraya sığındı.
Foi aí que procurou refúgio imediatamente a seguir à derrota dele na batalha por Dakara.
Tok'ra'nın söylediğine göre, yenilgiyle karşılaşan bazı Düzen Efendileri aktif bir şekilde sığınacak yer arıyorlar.
Soubemos tambem pelos Tok'ra que, perante uma derrota iminente, alguns dos Senhores do Sistema estao a procurar áreas de refúgio.
Maden ben gelene kadar boşalmıştı zaten, ama gezegen kendime gelene kadar güvenli bir yerdi.
A mina estava praticamente seca quando cá cheguei, mas este planeta foi um refúgio para mim, até me recompor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]