Regular traducir portugués
852 traducción paralela
Kalp atışları çok düzgün şu anda.
O coração agora está a bater de modo mais regular.
Olagan gündemi açiyorum.
Vamos continuar com a ordem regular.
Yakında eski yemeklerimize, eski düzenimize dönmüş olacağız efendim.
Em breve, voltaremos às refeições regulares, à rotina e à vida regular.
Döndükten sonra bir dizi makale yazdım. Zamanla düzenli bir köse haline geldi.
Depois que eu voltei... eu escrevi uma série de artigos que... finalmente se transformaram numa coluna regular.
Düzenli ordu.
O Exército regular.
Hırslı bir adamın düzenli bir orduda yeri yoktur.
O exército regular não é o lugar certo para um homem ambicioso.
Düzenli ordu ile bu iş yapılabilir ama Quantrill'inki gibi askeri gerillalarla değil.
Com o exército regular, sim mas não com um uniforme como o do Quantrill.
- Düzenli ordu, polis.
- O exército regular, a policia.
Nizami asker. Nizamlı ordunun askeri!
Um simples soldado do Exército regular!
- Öndeki safralardan kurtul.
Regular o lastro fronteiro.
"Savaş sonrası Donanmada kalması tavsiye edilebilir."
É recomendado para transferência para a marinha regular. "
Nabız, düzenli sayılır.
Pulso mais ou menos regular.
İnişte standart A sınıfı güvenlik sağlanacak.
Segurança regular de classe-A deverá ser mantida durante a aterragem.
Eskiden bazen telaşlanırdım çünkü hep öyle dakik ki geç kalacağını hiç ummuyorsun.
Eu antes preocupava-me, às vezes, mas isso é só porque ele é tão regular que nunca esperamos que se atrase.
Basıncı dengelemeniz gerek yoksa bütün kileri su basar.
Tem de se regular a pressão ou inunda-se a cave toda.
Tarifeli bir sefer bu saatte burada olmazdı.
A diligência regular só chegará em uma hora.
Bu tarifeli bir sefer değil. O bir saat sonra gelir.
Esta não é a diligência regular, ela ainda não chegou.
Kitabına uygun olarak yapalım şu işi..
Tudo regular. Façamos um trabalho científico.
Neden acaba bütün şehri dolaşıp fotoğraflar çektiriyor,..
Para quê tirar retratos regular - mente nos quatro cantos da cidade se são para os deitar fora?
Gayet iyi.
Regular,
Güzel ve sağlam bir çıkış.
Uma subida boa e regular.
- Sistemler hazır
Hidráulica, funcional. Certo. Regular bombas de combustível.
Normal deniz detaylarına girin.
Seguir rota regular.
Demiryollarında düzenli bir devriye birliği var.
Há uma patrulha regular nestas linhas.
Bu regülatör eskisi kadar iyi değil.
Este regulador não está tão regular como devia.
Senin kafanda beyin yok.
Não deves regular bem da pinha!
Daha da güçleniyor, efendim.
Regular. Está a aumentar, senhor.
Düzenli atış halinde olan enerji yayınının bir düzeni var.
Há registos repetidos. Há um padrão de energia regular e pulsante.
Lisan kutumu ayarlasam, iyi olacak.
Vou regular a minha caixa de línguas.
Deniz Operasyon'u gerçekten iyi fikirlerinden biriydi.
A sua Operação Mérou foi uma ideia excelente para regular a circulação submarina.
Bu doğal olmalı. Volkanik faaliyet, buhar, birkaç nedeni olabilir. - Bu olağan.
Podia ser natural... actividade vulcânica, vapor, qualquer causa... mas é muito regular.
Ama enerji normal.
Mas a energia. Regular.
Uçağın biri inerken ikinci bir uçak alçak irtifada uçarak ilk uçağın iniş ve kalkışının çıkardığı gürültüyü perdeliyordu.
Um dos dois aviões deveria aterrar, enquanto o outro voaria em círculos a baixa altitude, para camuflar a aterragem com o som regular do seu motor.
Bir muntazam bölük, bir yedek bölüğü, 600 gönüllü..
Uma companhia regular, uma companhia de reserva.
Muntazam birlik, acil görev için uygun mu?
A companhia regular. Está pronta para o dever?
Ama muntazam birlik yok.
Não há nenhuma companhia regular.
Derin, düzenli nefes al.
Respire fundo, de forma regular.
- Kafanı muayene ettirmelisin.
- Não deve regular bem da cabeça.
- Şöyle böyle.
- Regular.
Yapma, o düzenli ordu askeri.
Vá lá, pelos santinhos. Ela é do exército regular.
Bu iki grubu ve cihazlarını bir araya getirmekle uğraşıyoruz, sonra tamamdır.
Estamos a regular o equipamento.
Bu bilgisayar kulübüne düzenli olarak katılır mısın?
Me diga você é freqüentadora regular do Serviço Nacional de Encontros por computador?
Benim bir sürü evim var.
Não um sítio regular. Tenho muitos.
Jiroskopu 4406'ya ayarla.
Regular o gyro para 4406.
Kalbin atışı muntazam değilse, onu ayarlar.
Regula um coração que não é capaz de manter um ritmo regular sozinho.
Herşey kontrolüm altında. Katil mahkum edilecek... Wermeer ve Dostları Rehberleriyle gittiler...
Assim, tudo é regular, o homicida foi condenado, os homens de Wermeer ficam sem líder e o ouro é nosso, tudo legalmente.
Bu arada, fark ettiniz mi bilmem... müdavimlerimizden biridir. Burayı sever.
A propósito, não sei se percebeu que ele é nosso hóspede regular.
Olağan bir Frankie hayranıydım ben
Eu era uma fã regular de Frank,
Her saat başı çalacak şekilde ayarladım. Günümü böyle düzenliyorum.
Ponho-o a tocar de hora a hora para regular melhor o meu tempo.
Siz düzenli bir orduya kumanda ediyorsunuz.
O senhor comanda um exército regular.
Devamlı müşteri!
Por favor, ele é um cliente regular.