Renal traducir portugués
464 traducción paralela
Kibar takımından on ayarlık böbrek taşı olan mı?
Alguém importante, com um cálculo renal de 10 quilates?
Stella, ekonomide böbrek rahatsızlığının borsayla alakası yoktur.
Stella, em economia, um problema renal não tem relação com a bolsa.
Adrenal yok. 74.
Contagem supra-renal. 74.
1138'in beyin dalgaları : Adrenal yok. 74.
Confirmação das ondas cerebrais de 1138 : supra-renal. 74.
Sayısız tahribat ; dalakta, karaciğerde, akciğerde, gögüste sol uyluk kemiğinde... Böbrekler de çalışmıyor.
Traumas múltiplos, bílis, fígado, fémur esquerdo partido, paragem renal...
Böbrek yetmezliği olabilir.
Pode ter insuficiência renal.
Belki bir böbrek nakline ihtiyacım olabilir. Hay anasını!
- Devo precisar de um transplante renal.
Çünkü adrenalin bezini çalıştırıyorum dostum.
É porque estou a estimular a tua glândula supra-renal.
Adamlardan biri öyle çok güldü ki böbrek taşını düşürdü. Evet, öyle oldu, seni haylaz.
Um velhote riu tanto que expeliu uma pedra renal... sim, sua malandreca.
Tiroid, böbreküstü bezi, hipofiz gibi bazı salgı bezlerinden gelen... ve büyümeyi düzenleyen salgıları... düzenleyen sisteme endokrin diyoruz.
Sim... ele carrega as secreções de certas glândulas como... tiróide, supra-renal e pituitária que regulam o crescimento.
Bay Luck, aşırı böbrek yetmezliğiniz var.
Tem insuficiência renal em último grau.
Adrenalin salgı bezleri, çok fazla adrenalin salgılamış, nedeni ise bir hastalık değil sonrasında da iflas etmişler.
A glândula renal mostrava sinais extensos de hemorragia, não por doença, mas sim pelo uso.
Böbrek dopamini ve 40 mg. Lasix ver.
Dopamina de acção renal e 40 mg de Lasix.
Böbrek yetmezliğinden olabilir.
Talvez de uma insuficiência renal.
Aplastik, bisistik bir renal neoplazmanız var.
Tem um neoplasma renal bicístico aplásico.
Göğüs ağrısı, kadın. Deri veremi, böbrek yetmezliği.
Uma senhora com dor no peito, lúpus e insuficiência renal.
Deri veremi ve böbrek yetmezliği var, göğüs ağrısı çekiyor.
- Nada. Ela tem lúpus, insuficiência renal, e queixou-se de dores no peito...
Mulder'ın idrar tahlili, böbreklerinin "ağır tuz" olarak adlandırdığım bu maddeyi süzmekte yetersiz kaldığını doğruluyor.
O ionograma urinário do Mulder continua a indicar incapacidade renal para excretar a substância a que chamo "sal pesado".
Böbreklerinde sorun var!
Ele tem um problema com o córtex supra-renal! Por favor!
Nefroloji acilen gelsin.
Chama já a Equipa Renal.
Yoksa beyin hasarı ve böbrek yetmezliği olur.
Se não, sofre uma lesão cerebral e falha renal.
- Kalp ve böbrek yetersizliği.
- Insuficiência cardíaca e renal.
- Böbrek sorunu kötüleşir.
- Agrava o problema renal.
Ve eğer yanlış yere diyürez yaparsam, renal bozukluğu olacak, değil mi?
E se fizer diurese e estiver errado, entra em colapso renal, não é?
Böbrek taşına benziyor.
Tudo indica um cálculo renal.
Hastalıkları COPD, renal rahatsızlık, kalpte kan toplanması... - Söyle. ... prostat kanseri, şeker hastalığı...
- Ele tem doença pulmonar obstrutiva crónica, insuficiência renal, cardíaca, cancro na próstata, diabetes...
Renal bir vaka olduğunu söylediler.
Dizem que é um caso renal.
Adrenal bezede ur var.
Uma massa na glândula supra-renal.
- Adrenal bezenizde bir tümör var. Kan basıncınızı yükselten bir hormon salgılıyor.
- Tem um tumor na glândula supra-renal que produz uma hormona, e que provoca alta de tensão.
Ve renal veni bağla... ... ve arteri ve üreteri, ve çapraz birleştir.
Sutura a veia renal secção transversal da artéria e uretra.
Sol renal damarlardan kaçın.
Evita os vasos renais. Isso.
- Böbrek yetersizliği geçmişi var.
- História de insuficiência renal.
Bn. Rubadoux'nun pulmoner hastalığı, böbrek yetmezliği, kalp sorunu vardı.
Mrs. Rubadoux tinha doença pulmonar, insuficiência renal e cardíaca.
İhmal ederseniz... ... böbrek rahatsızlığı, körlük ve vasküler hastalıklara sebep olabilir.
Mas se a descurar, corre risco de insuficiência renal, cegueira...
Böbrek yetmezliği, şoka giriyor.
Falência do rim, choque renal.
"Adrenalin bezlerinin, gizemli sırları."
"Descobrindo os mistérios escondidos da glândula supra-renal".
Bu seferlik, adrenalin bezleri konusunda bir hikaye yapmaya gönüllüyüm.
No interesse do tempo, estou disposto a anteceder minha história da glândula supra-renal.
Kardiyo vasküler sistemi ve iç organlarının kötüye gidişi durdu, ama nöro dalgaları zayıflıyor.
Os sistemas cardiovascular e renal estão estabilizando, mas os padrões neurais dela estão enfraquecendo.
Böbrek arterleri sağlam.
Artéria renal intacta.
Aortogram tekyanlı renal arter stenozunu kanıtlıyor.
O aortograma confirma a estenose unilateral da artéria renal.
Renal ven renini analiz edildiğinde ortaya çıkan sonuçlar neydi?
Quais foram os resultados dos ensaios da renina da veia renal?
Böbrek yetmezliği.
Insuficiência renal.
Şaka yaptığını sanıyordum o yüzden biraz alabilirim, yoksa biraz saf adrenokrom ya da çiğnemek için biraz taze adrenalin bezi alabilirim dedim.
Pensei que ele estivesse a gozar, por isso disse-lhe que preferia "adrenochrome" puro ou uma glândula supra-renal fresquinha para roer.
Böbrek tümörü, mesane ya da prostat kanseri veya renal tüberküloz...
Tumor renal, carcinoma da bexiga, cancro da próstata, renal...
Ağrısız hematürisi, böbrek damarı trombozu, polikistik böbrek hastalığı... ... glomerüllerin iltihabı, böbrek ya da üreter taşı...
Bom, com a hematúria, pode ter uma trombose de uma veia renal, rim poliquístico e renal ou ureteral...
Böbrek uzmanını çağıralım mı?
Pedimos uma consulta renal?
Böbrekte bir kitle var.
Há uma massa infra-renal.
Sol böbrek damarı bu kadar kolay onarılmazdı.
Um aneurisma numa veia renal anterior é complicado.
Eylül'ün 12'sinde ölmüştür. Ve ölümünün nedeni, böbrek yetmezliğine ve diğer komplikasyonlara neden olan bir beyin hasarıdır.
Um, que o defunto, Bantu Stephen Biko, negro, de 30 anos, morreu a 12 de Setembro, sendo a causa da morte lesão cerebral que levou à insuficiência renal.
Renal'i ara.
Chama os da Renal.
Jefferson Keane'in kız kardeşinde böbrek yetmezliği varmış.
A irmã do Jefferson Keane está com insuficiência renal.