Rico traducir portugués
7,556 traducción paralela
İyi yüzbaşı bu zırvaları sana yedirmekten memnun ama inan bana gerçek şu ki, çorak tarlalarınız bazı zengin generallarin servetine eklenirken sen ve kardeşlerin isimsiz mezarlarda çürümeye mahkûm olacak.
O bom capitão congratula-se em vender-vos esta treta mas tenham atenção, que a verdade é que tu e os teus irmãos vão acabar a apodrecer em campas anónimas enquanto os vossos poucos campos são anexados às posses de um General rico.
Umut olmadan zengin olmanın anlamı nedir?
Como é ser rico, mas sem esperança?
Çünkü zenginseniz, kanunların üzerindesiniz.
Porque você está acima da lei, se for rico.
Kocan çok zengin, ha?
O teu marido rico...
Çünkü onu zengin bir adam yapmıştır kesin.
Porque ela fez dele um homem rico, sem dúvida.
Olabilir. Ama ben sen zengin yaparım.
Até pode ser que sim, mas eu posso fazer de si um homem rico.
Ne kadar zenginlikten bahsediyoruz?
Rico até que ponto?
Babalığını da böyle yapacaksın.
Vais dar um rico pai.
O zamana kadar meşhur ve zengin bir Amerikalı olacağım.
Até lá, vou tornar-me um americano famoso e rico.
Zengin. Onlarca milyon doları var.
Ele é rico, possui dezenas de milhões.
Zengin ama ölü bir adam olursun.
Rico, mas morto.
Bu dünyanın gördüğü en zengin ve en güçlü kral ile karşılaşacaksın.
Vais conhecer o mais rico e poderoso rei à face da terra.
Zengin olsa bilirdim.
Eu saberia se ele fosse rico.
Zengin bir adama onu sevdiğimi söylemem ki.
Eu não diria a um tipo rico que o amava.
Bu hoşuna giden bir elbise bulup elbisenin zengin olduğunu öğrenmeye benziyor.
Isto é como comprar um vestido que tu ames e descobrir que é rico.
- Max, bekle.
- Tu és rico. - Max, espera.
Zengin olmakla ilgili söylenen yalan, en beyaz yalandır.
Mentir sobre ser rico é no máximo uma pequena mentira branca.
Birbirimizi sevdiğimizi söylemeden kimseye zengin olduğumu söylemem çünkü paranın işleri değiştirmesini istemem.
Eu nunca conto a ninguém que sou rico até depois de dizermos "eu amo-te", porque não quero que o dinheiro mude alguma coisa.
Max, sırf dışı zengin diye içinin senin gibi olmayacağı anlamına gelmez.
E, Max, só porque ele é rico por fora, não significa que não seja como tu por dentro.
Evsiz ve sevgilim değil. Zengin o!
Ele não é sem-abrigo, ele não é meu namorado, ele é rico.
Zengin mi?
Rico...?
Anlaşılan seninkinin tek psişik gücü zengin ve namlı bir pisliğe cinayetten yırtacağı öngörüsünde bulunması ve onun da buna inanması.
O único poder psíquico que o seu amigo mostrou... foi a capacidade de prever que se disser a um canalha rico... que sairá ileso de uma acusação de homicídio, ele acreditará.
Muhtemelen şimdiye ülkeyi terk etmiştir.
O tipo é rico. A esta hora já terá saído do país.
Evet, zengin bir soytarının evini kurtarmışlar ve adam onlara ödül vermiş.
Salvaram a casa de um palhaço rico e ele deu-lhes uma recompensa. Pois.
O zengin soytarı bendim.
Sou eu o "palhaço rico".
O daha genç, zengin, eğitimli.
Ele é mais novo, mais rico, mais educado.
Max, duyduğuma göre bizim Deke çok zenginmiş.
Yo, Max, ouvi dizer que o nosso garoto Deke é rico como o caraças.
Max, zengin birini hak ettiğini düşünmüyor çünkü onun...
A Max não pensa que merece alguém rico porque ela tem...
Max, zengin olmanın ne demek olduğunu anla diye o parayı harcamanı istedim.
Max, eu queria que tu gastasses o dinheiro para que tu saibas o que é ser rico.
"Deke McZengin McHayattaÇalışmasınaGerekYok" mu?
"Deke Mc-rico Mc-nunca-teve-de-trabalhar-para-nada"?
Affedersin, "Fakireştyan gibi davranan Richy Rich" yazmayı unutmuşum böylece sen olduğunu hemen anlarlar.
Oh, desculpa, eu devia ter adicionado, "Ricaço rico pretendeu-que-era-pobre-instein". Para que eles saibam que és tu.
Çizgi filmlerde gördüğün zenginlerden olmadığımı göstermek için her şeyi yaptım ama hâlâ şaka gibi davranıyorsun bana.
Eu já tentei de tudo para te mostrar que não sou um tipo rico de banda desenhada, e ainda assim pensas que eu sou uma piada.
Hani sana çöp kutusunda yaşayan, hayatta çalışması gerekmeyen tembel McRichy Rich demiştim ya.
Tu sabes como te chamei de Mc-ricaço Rico que nunca teve que trabalhar para nada e vive num caixote de lixo de marfim?
Bana iyi davranacak zengin bir soylu bul. Bende sana iyi davranayım.
Arranjai-me um nobre rico que me trate bem, e eu também vos tratarei bem.
Senin gibi zengin biri nasıl bu kadar cömert bir şekilde zamanını ayırabiliyor?
Como é que um homem tão rico pode dar tanto do seu tempo?
Sanırım yeterince zengin olunca...
Bem, suponho que quando se fica rico o suficiente.
Yaptığım zengin bir adamın pezevenkliği.
Estava a fazer de chulo para um homem rico.
Zengin bir sapığın uşağı olmayı seçti.
Tornou-se o moço de recados de um pervertido rico.
Eğer tazı başarılı olsaydı, Barry Granger'ın araştırmasının da öngördüğü gibi çok zengin bir adam olacaktınız.
Se "O cão" provar ser um sucesso como a pesquisa do Barry Granger sugeriu que seria, vai se tornar um homem muito rico.
Ne kadar kazanırsam kazanayım kendimi 13 Mart 2007 günü olduğumdan daha zengin hissedemem.
Não interessa quanto eu ganhe na vida, nunca me vou sentir mais rico do que em 30 de Março de 2007.
Az evvel patlattığım zengin ahmak Trustafarian kelepçelenene kadar tamamen kararlı davranmaya çalıştı.
Como o rico estúpido que apanhei. A tentar manter-se confiante... Até ver as algemas.
Bir internet zengini. Aslında iyi adamdır.
É um tipo rico da Internet, realmente um bom rapaz.
Zengin bir adam bir gün gazeteyi açmış.
Um dia um rico abre o jornal...
Zengin bir adam bir gün gazeteyi açmış. Dünyanın sefaletle dolu olduğunu görmüş.
Um dia um rico abre o jornal e repara no sofrimento que há no mundo.
O, varlıklı bir iş adamı tarafından evlat edinilen, kötü muamele görmüş bir yetimdi. ... asla ait olamayacağı ayrıcalıklı bir dünyada yetişti o da kendi ailesini yarattı.
Foi uma órfã agredida e adotada por um homem rico, foi criada num mundo privilegiado ao qual nunca pertenceu.
Bu kadar mal varlığına sahip olmanı sağlayan temel şey nedir?
Ficou rico com o que fez?
Oldukça zengin.
Muito rico.
- Zengin olmak ne güzel!
É bom ser rico.
Cüzdanı mı şişkin?
É rico?
Zengin!
Ele é rico!
Bakın, sadece zengin bir adam olduğunu düşünmüştüm.
Eu achava que ele era só mais um tipo rico.