Romalılar traducir portugués
821 traducción paralela
Romalılar, taşralılar, ne istersen var.
Romanos, concidadãos, o que me dizem?
Etmezseniz sizi Romalıların hıristiyanları... aslanlara yem ettiği gibi köylülere yem edeceğim.
E se não o fizer, atirá-lo-ei aos aldeãos, como os romanos atiravam os cristãos aos leões.
- Romalılar ve taşralılar.
- Romanos e compatriotas.
Romalıların ata biniş tarzı, eski Romalılar gibi yani. Ayakta.
É como os romanos andavam a cavalo, os romanos antigos, de pé.
Yani, eski Romalılar gibi ata binmeyi mi?
- Cavalgar como os antigos romanos?
Yunanlar, Romalılar, Mağripliler ve hatta gizemli Keltler. Bu taşları arabanı aşağı attığın uçurumun oradan çıkardık Stephen.
Gregos, romanos, mouros e até os misteriosos celtas... que subiram estas pedras até ao cimo da falésia... por onde caíu o teu carro, Stephen.
Yunanın güçlü olduğu dönemlerde biz Romalılar neredeyse barbardık.
Nos tempos áureos da Grécia, nós, Romanos, éramos apenas bárbaros.
Romalıların orada iyi yaşaması için nasıl uğraşıyoruz.
Mas pensa como tornamos possível que em Roma se divirtam.
Romalılar domuz gibi içiyor ama iyi para veriyorlar.
Estes Romanos bebem como porcos, mas pagam bem.
Senatörler, Romalılar...
Senadores, Romanos...
Romalılar, doğru kişiler biraraya gelirse bir avuç insanın neler yapabileceğini gördü.
Os romanos descobriram o que poucos podiam fazer, se fossem os poucos certos.
"Ağlayan Kadınlar" veya "Sabin Kadınları", adları her neyse Romalıların onlara yaptığını yapın.
Façam como os romanos com as "Mulheres Soluçantes"... ou as "Mulheres Sabinas" ou seja lá como lhes chamavam.
Romalılar ne yaptı peki?
Então, que fizeram os romanos?
Romalılar kadar olamazsanız, benim kardeşim değilsiniz.
Agora, se não sabem fazer o mesmo que os romanos, não são meus irmãos.
Şu Romalılar. Buranın kuzeyine yerleşenler mi?
Esses romanos foram os que colonizaram o território a Norte?
Size Romalılar döneminde yaşayan Ağlayan kadınları anlatayım
Vou falar-vos das Mulheres Soluçantes Que viveram nos tempos romanos
Yoldan geçen Romalılar Kadınları o hallerinde görürler
Uma tropa romana estava de passagem E viram-nas naqueles preparos
Romalılar dışarılarda İçip içip, kavga çıkarırlar
Enquanto os romanos andavam fora a beber e provocando lutas
- Romalılar kavgalar ederken
- Enquanto os romanos lutavam.
Romalılar onları kaçırdığı için Kendilerini tutuklu gibi hissederler
Parece que quando os romanos as apanharam, as amigas ficaram apanhadas
Hırpalayın onları Romalılar gibi
Apanhem-nas como Aqueles romanos o fizeram
Romalılar herşeyi almış.
Tiraram-nos tudo.
Elimizdeki bu güçle Romalılar için ölümü satın alırız.
É para comprar o poder e a morte para os romanos.
Asil Romalılar, Tiber'in adamları, dünyanın efendileri Roma'yı dünyanın hakimi yapan cesaret nerede?
Nobre romanos, homens do Tibre, senhores da Terra! Onde está a vossa coragem e audácia?
Romalılar beni kadırgaya götürürken susuzluktan ölüyordum.
Recordo-me quando os romanos me arrastaram para as galés a sede quase me matava.
İtalyanlar piyade eri, Romalılar hizmet eri.
O italiano na infantaria, o romano no escritório da companhia...
Romalılar askere, Milanolular tezkere!
O que é que eu deveria dizer agora? O romano doutro lado e o milanês reformado?
Miyop değil, diğer Romalılar gibi bir tembelsin.
Es um preguiçoso! Pior que míope... Como todos os romanos...
Romalıların çoğu onu anneleri gibi severler.
Quase todos os romanos a amam como se fosse sua mãe.
Soylu Romalılar... hayvanlar gibi bir birleriyle dövüşüyorlar!
Nobres romanos... que lutais entre vós como animais!
Belki Romalıları da ortadan kaybedebilir.
Talvez ele seja capaz de fazer desaparecer os romanos.
Tabii, soylu olduğunuzu düşünmek Romalıların gururunu okşuyor.
Claro, agrada à vaidade de Roma pensar que és nobre.
Romalılar piknik yapıyorlar.
Os romanos estão fazendo um piquenique.
Belki de Romalıların bu pikniğine katılsak iyi olur.
Talvez devêssemos juntar-nos a esse piquenique romano.
Al sana Romalıların gururu!
Isso para ti é orgulho de romano!
Romalılar bile!
Até os romanos!
Romalılar var, Mısırlılar, Vahşi Batı.
Há a romana, a egípcia, a do oeste selvagem.
Romalılar aslanları salmadan önce Hıristiyanlara...
Foi o mesmo olhar que os romanos lançaram aos cristãos...
Romalılar çalışmıyormuş, kaytarıyormuş, sanki bir tek kendi çalışıyor!
Nem na Índia se encontraria um casal assim! "Roma é húmida e contra o trabalho".
İzin verin de Romalılar, en büyük zaferinin kutlamalarında yüce Sezar'ı ona yaraşır bir şekilde karşılasınlar.
Deixe os romanos darem as boas-vindas ao grande César, por fim no maior dos seus triunfos.
Sezar'ın gemileri büyük denizde Mısır'a yelken açtığında tıpkı Romalılar gibi Mısırlılar da birbirleriyle savaşıyorlardı çünkü genç kral Ptolemy tahtı kız kardeşi Kleopatra ile paylaşmak istemiyordu. Onu İskenderiye kentinden atmıştı ve onu yok etmek için uğraşıyordu.
Ao mesmo tempo que as galés de César zarparam o grande mar até ao Egipto acontecia que, tal como os romanos os egípcios também faziam guerra, entre si pois o rei Ptolomeu não queria continuar a partilhar o trono com a sua irmã Cleópatra mas levou-a da cidade de Alexandria e procurou destruí-la.
Romalıların kafaları çok çarpık çalışıyor, yüce Majesteleri.
Os romanos têm mentes degeneradas, Majestade.
Romalılar düşmanlarını böyle korkuturlar... -... fil ayaklarını yere vurarak.
É assim que os romanos assustam o inimigo batendo com patas de elefante.
Romalılar banyolarım hizmetçilerim ve ahlakım hakkında fantastik hikayeler anlatıyorlar.
Os romanos contam histórias fabulosas do meu banho e das criadas e da minha moral.
- Romalılar, Mısır donanmasını...
- De que falas? - Os romanos pegaram fogo à frota egípcia.
Romalılar sadece yangın başlatırlar.
Estou a ver. Os romanos só ateiam o fogo, é isso?
Bütün Romalıların önünde.
Diante de todos os romanos.
Romalılar tarafından bu bina sülfür kuyusu üzerine inşa edilmiş... ve onlar tarafından mineral banyosu olarak kullanıImış.
Uma das primeiras estações de cura, talvez.
- Kesinlikle. - Cesur Romalılar... bugün birkaç dakika bile... kemikleri kavrulmadıkça bu maceraya atılamazlar.
- Nem o romano mais forte... tomaria banho nele hoje, sem se queimar até aos ossos em apenas alguns minutos.
Şurada duran Romalıyı gördün mü? Ayakkabılarını getirdiğin.
Aquele improvável romano está a trazer os teus sapatos.
Romalılar pınara "mutlu sular" dermiş.
Os latinos chamavam-lhe água feliz.