Ruh traducir portugués
7,759 traducción paralela
Ani ruh hali değişikliği, duygu patlamaları ve kararlarındaki diğer tuhaflıklar.
Mudanças de humor, súbitas manifestações de afeto e outras falhas de discernimento.
İyi bir ruh halinde şu an.
Ele está de bom humor.
Ruh halim iyi değildi.
- Não estava bem.
Çünkü verdiği ifadesinde, karısına evliliklerinin bittiğini ve kendisinin yeni ruh eşini bulduğunu anlatan bir mektup yazmıştı.
Porque, segundo o depoimento dele, ele escreveu uma carta à esposa, onde dizia que o casamento acabara, que encontrara uma nova alma gémea.
Kendini başka bir ruh haline sokarsın.
Entrar noutro estado de espírito.
İnsanlar isyan istiyordu. Ben de doğru zamanda doğru yerdeydim. Doğru bir ruh halindeydim.
As pessoas precisavam de rebelião eu estava no sítio certo à hora certa com o estado de espírito certo.
Ben itiraf ruh için iyi olduğunu sanırım.
Acho que uma confissão é boa para a alma.
Almak üzere olduğumuz şeyler için minnettarlarımızı Ana, Baba ve Kutsal Ruh adına iletmemize müsaade et.
Damos graças pelo que estamos para comer, em nome do Pai, do Filho e do Espírito Santo.
- Yüce ruh.
Espírito poderoso.
Bendeniz Jessica Jones, beden ve ruh sağlığım yerindeyken bu görüntülerin kanıt olarak kabul edilmesini istiyorum.
Eu, Jessica Jones, de mente e corpo sãos, apresento as seguintes imagens como prova.
" Reggie benim tek aşkımdı, ruh eşimdi.
" Reggie era o meu verdadeiro amor, a minha alma gémea.
Ruh bedenden ayrılınca çıkar.
Deixadas quando uma alma parte.
Kızımın karşılığında sana 32 ruh verebilirim. İlgi çekici.
Posso dar-te 32 almas em troca da minha filha.
Adı Geraldine ve sana diyorum, onun hayatının karşılığında bu gövdede 32 ruh taşıyorum.
O nome dela é Geraldine e afirmo, pela vida dela... que carrego 32 almas dentro de mim.
Bundan sonra vereceğim 31 ruh kalacak.
Depois disto só terei 31 almas a oferecer.
Birbirimizin ruh eşleri olmadığımızı biliyorum, parantez et köfteleri ama biraz uğraşırsak belki yürütebiliriz, değil mi?
Sei que não somos almas gémeas... parênteses, almôndegas... mas se nos esforçarmos, talvez a coisa corra bem, não?
Dünyadaki son kadın, o yüzden teknik olarak ruh eşim sayılır.
Quero dizer, é a última mulher à face da Terra, então tecnicamente é a única.
Ama işte o ruh eşim değil.
Mas não é a única, única.
Ama ruhuyla bir araya gelmeyi başarırsa... Fado'ya dönüştüğünü göreceksin. Antik bir kutsal ruh.
Mas se ele se unir ao espírito, vê-lo-á transformar-se em Fadó, um espírito santo antigo.
İmparatoriçe battığında 300 ruh onunla öldü.
Quando o "The Empress" afundou, 300 almas morreram com ele.
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla.
Em nome do Pai, do Filho e do Espírito Santo.
İşte ruh bu. O şerefsizlerin sizi yenmelerine izin vermeyin.
Não deixes os desgraçados desanimar-te.
"Bir ruh hali dengeleyici olarak Lityum kullanmak"
LÍTIO É UM ESTABILIZADOR EMOCIONAL
Beden, zihin ve ruh hakkında bir mesaj veriyor olabilir.
Pode estar a fazer uma declaração sobre o corpo, mente e alma?
"Acil" senin meşru ruh halin gibi görünüyor, Caiaphas.
"Urgente" parece ter-se tornado o teu estado normal, Caifás.
İnan, Peter ve Kutsal Ruh'un gücü sana gelecek.
Acredita, Pedro, e o poder do Espírito Santo virá ter contigo.
- Kudüs'e gidin ve bekleyin. Kutsal Ruh'un gücü size gelecek.
Voltem para Jerusalém e esperem, e o poder do Espírito Santo vai chegar até vós.
Peter. Şehre geri dönmeli ve Kutsal Ruh'u beklemeliyiz.
Pedro, temos de voltar para a cidade e esperar pelo Espírito Santo.
Tek plan onun bize söyledikleri. Kudüs'e dönüp, Kutsal Ruh'u beklemek. - Ne kadar süre?
Só o que Ele nos deu, voltar a Jerusalém e esperar pelo Espírito Santo.
Bizler onun tanıklarıyız ve Kutsal Ruh bizimle ve bizi güçlü kılıyor.
Nós somos suas testemunhas, e o Espírito Santo está connosco e torna-nos fortes.
- Bize katılın ve siz de Kutsal Ruh'u alın.
Juntem-se a nós, e também vocês receberão o Espírito Santo.
Büyük bir ruh hasadı.
Uma grande colheita de almas.
Seninkine benzer bir ruh.
Uma alma gémea, como tu.
DNA, doğru sözler, kalbi durdurmak ve bir bakmışsın ölüm sonrası ruh durumundasın.
ADN, as palavras certas, uma paragem cardíaca... e entras no Estado de Bardo.
Bazen kendini iblis, kötü niyetli bir ruh ve bir zombi gibi gösteriyor ama şimdi...
Geralmente manifesta-se como um Demónio, um espírito malévolo, um Zumbi, mas agora...
Asabiyetini ya da ruh hâlini demiyorum bak. Direk onu özlemiyorum. Varlığını.
E não falo do mau feitio ou das mudanças de humor, mas dele, da presença dele.
Açıkçası paranın ruh halime iyi geldiğini düşünüyorum.
Acontece que o dinheiro, frequentemente, muda o meu humor.
Ruh dengi olmamız şimdi yapacağım teklifi yapmama sebep oluyordur belki.
Talvez sejam as nossas almas gémeas que me levem a fazer a proposta que vou fazer.
Onlarda ruh yok.
Esses rapazes não têm alma.
Hayat, sürekli kötü bir ruh haliyle yaşamak için çok kısa.
A vida é curta para andar de mau humor.
- Kötü ruh halinde değilim ben.
- Não estou mal-humorado. - Tens a certeza?
Şu an beni öldürürseniz bunu anlarım ama eğer bana bir şans verirseniz yanınızda o ruh hastalarının yanında olduğumdan daha fazla mutlu olurum.
Eu compreenderia se me matasse agora, mas... se me der a oportunidade, senhor, sentir-me-ia muito mais feliz aqui consigo e com a sua tripulação do que com aquele criminoso lunático.
- Eti bozuldu, ruh yaşıyor.
A carne quebra, o espírito vive.
- Hayatını ihtiyacımız yok, Sadece ruh ve kızınız olacak bırakacağım.
Não precisamos da sua vida... só da sua alma, e deixaremos a sua filha em paz.
Hipno doğum dersleri ve değişken ruh halleri arasında 16 saatlik vardiya yapıyor.
Entre aulas de parto e mudanças de humor, os turnos de 16 horas parecem férias.
Kutsal Ruh'un Elçileri denen bir yer işletiyor.
- Sim. Gere uma coisa chamada "Servos de Paraclete".
- Ruh hali nasıldı?
- Como te pareceu?
Adı Carol. Kesinlikle ruh eşim değil.
Definitivamente, ela não é a única.
En yakın ruh kilometrelerce ötededir.
Não vemos ninguém à quilómetros.
- Kutsal Ruh'u.
Do Espírito Santo.
Adım Thomas Romero. Kutsal Ruh'un bir elçisiyim.
Chamo-me Thomas Romero.