Saldırı mı traducir portugués
4,193 traducción paralela
Ordusu Northumbria'ya saldırırsa anında yardımına koşarım ve senin de benim yardımıma geleceğini bilirim.
Se o exército desembarcar em Northumbria, irei em tua ajuda, e acreditarei que farás o mesmo por mim.
Ragnar Lothbrok kıyılarımıza saldırırken tek başına olmayacak.
Ragnar Lothbrok não está mais sozinho no ataque à nossa costa.
- DDOS saldırısı mı?
A bloquear um website?
Köprü olayları için dünyalıların intikam saldırısını mı bekliyordun?
Estavas à espera que os Terrenos retaliassem pela ponte?
Çocuk çantamı kaptı ve ben de tutmaya çalışırken birden çekti ve düştüm. - Saldırıyı gören başkası var mıydı?
O rapaz agarrou a minha carteira, eu tentei segurar mas ele deu um puxão muito forte, e eu caí.
Özel time saldırı yapılıp hain damgası yiyene dek baş tercümanımızdı.
Era o nosso principal intérprete, até que um ataque à força especial, o expôs como traidor.
Saldırıdan sonra Jareau ve Cruz onlara ait gözetleme görüntüleri ve kendi insanlarımızın detaylı istihbaratı arasında savunmasız kaldı.
Após o ataque, a Jareau e o Cruz descobriram entre os pertences dele, imagens de vigilância e informações detalhadas dos nossos agentes.
Savunmasız bir çocuğa saldırın bakalım.
A espancar um rapaz indefeso?
Ama Presidente, asiler karşı saldırımızı kırdılar.
Mas, Presidente, os rebeldes, eles esmagaram o nosso contra-ataque.
Bu teşkilatımıza ve çalışanlarımıza yapılmış doğrudan bir saldırıdır.
Este é um ataque directo à nossa agência.
Ama benzer bir sözlü saldırıya maruz kalmadan izninle gidiyorum. Kızımın doğum günü partisi var.
Mas antes que seja sujeita a uma agressão verbal semelhante, com licença, é o aniversário da minha filha.
Evet, burada ilk aklımıza gelen sanırım buralarda bazı köpek saldırıları olmuş.
Pelo que vimos inicialmente, parece ter sido um ataque canino.
- Kurt adamların saldırısına uğradım.
Fui atacado por alguns lobisomens.
Haydutlar tarafından saldırıya uğradığımıza mı?
Que fomos atacados por malfeitores?
Eğer, annenle'fış fış kayıkçı'oynamamak bir seçenekse, ben olsam buna saldırırdım ufaklık.
- Se dormir abraçado com a tua mãe é uma opção, eu aceitava logo, minha pequena.
Amiralin bu saldırısında sorumlu değilim ama bunu kabul etmek zorunda kaldım yoksa buradaki kimse bana inanmazdı.
Não sou o responsável pela emboscada ao Comodoro, mas sou forçado a aceitar que nem todos acreditarão em mim.
Saldırı altında mıyız yoksa?
Estamos sob ataque?
Ben saldırıya uğradım.
Eu fui... atacada.
sana karşı ihtiyacımız olan yazılı kanıttı kendi mührünü tanırsın evet, ama bu kelimeler bana yabancı bunda senin emirlerin var bir köylüyü Bash'a saldırı için tutmak
A prova que precisávamos contra vós eram palavras escritas. - Deveis reconhecer o vosso selo. - Sim, mas não reconheço estas cartas.
Korkarım saldırıya düşündüğümüzden daha açığız.
Temo estarmos mais vulneráveis do que pensávamos.
Her ne kadar, nasıl olduğunu bilmesek de, korkarım Yoda, Sith'in saldırısı altında.
Temo que Yoda esteja sob o ataque dos Sith, embora como o fizeram, não nos seja conhecido.
Birkaç yüz kilometre çapında sıra dışı olaylara bakarak başlayalım ev soygunu, hırsızlık, saldırı falan gibi.
Vamos começar a procurar actividades invulgares num raio de algumas centenas de quilómetros. Arrombamentos, roubos, assaltos.
Manyetik alanımız, bizi biyosferimiz için çok zararlı olan kozmik ışınların saldırısından korur.
E isso é bom. O nosso campo magnético protege-nos do ataque de raios cósmicos, que provocariam muitos danos na nossa biosfera.
Hafta sonu için planımız olduğunu biliyorum ama Sam Landon az önce dairesinde saldırıya uğradı ve biz bunun ardında Tony Barnes olduğunu düşünüyoruz.
Sei que temos planos para este fim-de-semana, mas o Sam Landon foi agredido no seu apartamento, e achamos que foi o Tony Barnes.
Satranç tanımında bir dizi pusu, kurban verme, esir alma ve saldırı üzerine kuruludur.
O xadrez é, por definição, uma sequência de capturas, emboscadas, sacrifícios e ataques.
Ev güvenlik sistemlerine 15 yaşında saldırıya uğradığım için girdim.
Entrei na segurança doméstica porque fui agredida aos 15 anos.
Kasden duruşmasından sonra birçok saldırıda bulunup sunucularımızı kapattılar.
Após o julgamento do Kasden, lançaram muitos ataques, que desligaram os nossos servidores.
Saldırıyı hangi şahsın yapmış olabileceği hakkında fikrimiz var mı?
Temos pistas de quem pode ter feito a invasão?
Saldırıya uğrayıp uçan maymunlara dönüşme tehlikesi dışında mı?
Queres dizer, além de sermos atacados e transformados em macacos voadores?
Ona mı saldırıyoruz?
Vamos atacar aquilo?
Beş aydır buradayım. Birliğimdeki son adamım. Sevkiyat atlılarına pusu kuruyor, ikmal hatlarına saldırıyorum.
Estou aqui há cinco meses... o último homem da minha unidade... a emboscar os mensageiros deles, a atingir as linhas de abastecimento, tudo isto enquanto procuro uma maneira de voltar ao meu regimento.
- Saldırıyı mı?
- Da emboscada. - Exacto.
inSyndicate saldırısıyla ilgili bir şeyi kontrol etmen lazım.
Preciso que verifique uma coisa. Tem a ver com... - A emboscada.
Sırf zenginliklerini elde edip, üzerinde hakkımız olmayan şeylere sahip olmak için bir köye saldırıp, liderlerini devirmeyeceğim, Nikos.
Eu não vou atacar uma aldeia e derrubar os seus líderes... simplesmente para atingir as suas riquezas, e reivindicar algumas coisas que não temos o direito de ter.
Her neyse, Marlis, farkında mısın bilmiyorum ama burada, küçük kasabamız Bon Temps'da geçtiğimiz hafta boyunca saldırı altındaydık.
De qualquer modo, Marlis, não sei se sabes ou não, mas a nossa pequena cidade de Bon Temps, temos estado sob ataque nesta última semana.
Bir arkadaşım St Bede'de çalışıyor, saldırıdan kurtulan iki kişiden bahsediyor.
É o meu amigo do St. Bede. Dois dos sobreviventes tiveram só ferimentos superficiais.
Griffin Hotel'in restoran listesine mevcut. Kayıtlara göre saldırıdan bir gece önce,... kayıtlı misafir listesinde var. Bombacı oteli kullandı mı öğrenebileceğiz.
O hotel Griffin está colado ao restaurante, eles deram-me uma lista dos hospedes do hotel na noite anterior ao ataque para determinarmos se o terrorista usou o hotel como parte do plano.
Ama bir şekilde Aurelius ile bağını bulacağım. Benim hedef noktamda daha çok Lawrence Iver var. Artık Aurelius'un saldırı ile alakası olduğunu düşünmüyoruz.
Já não achamos que o Aurelius tem alguma coisa a ver com o ataque.
Aman Tanrım, çocuğa saldırıyor!
Meu Deus, ele está a atacá-lo!
Pek fazla arkadaşının olmadığına bakacak olursak, en yakın arkadaşınım ve seni etkileyecek herhangi bir saldırıya karşı seni korumaya çalışıyorum.
Como um dos teus amigos mais chegados, que não é um grupo grande, estou do lado de te ver a evitar mais atos de extrema autossabotagem.
Mary Katrina'ya saldırırsa, başka şansımız olmaz.
Se a Mary vier atrás da Katrina, não teremos escolha.
Bu sırada succubusu takip edeceğim ve saldırıya hazır olacağım.
Enquanto isso, vou localizar o Succubus e ficar preparado para atacar.
Tanrım, bu müzik Jericho duvarlarına mı saldırıyor?
Deus, isto é música ou estão a atacar as muralhas de Jericó?
Vampir saldırısı mı?
Ataques de vampiros?
Çünkü bu saldırılar benim de başıma geldi. Hem de sayamayacağım kadar.
Porque fui atacado tantas vezes que perdi a conta.
Biri sana saldırıyor. Diğer de senin hayatını mı kurtarıyor? Hiçbir anlamı yok.
Um ataca-vos, o outro salva-vos a vida?
Tam da seni arayacağım sırada Ninja saldırısına uğradım.
Certo, eu estava prestes a fazer a chamada e foi nessa hora que os ninjas atacaram.
Saldırıya uğradığımız silahların aynısı.
São iguais às armas com as quais fomos atacados.
Suçları arasında, saldırı, taksirle adam öldürme ve kokain dağıtımı var.
Os antecedentes incluem agressão, tentativa de homicídio e conspiração para distribuir cocaína.
Mark'ın bu saldırıyı planlarken aklına giren, onu cesaretlerin birinden bu şeyleri yapmak için yardım aldığını düşünüyoruz.
Acho que o Mark teve ajuda para planear o ataque de alguém, que entrou na cabeça dele e o encorajou a fazer as coisas que ele fez.
- Coulson, saldırı altındayım. İnsansız uçaklar tarafından.
- Coulson, estou sob ataque.