Salvo traducir portugués
8,806 traducción paralela
Kurtuldun.
Estás salvo.
Bir kez daha. Kurtarılmam gerektiğini söyleyen kim?
- E eu preciso ser salvo?
Mühim olan güvende olman.
O que importa é que estás a salvo.
Hayatımı kurtardığın için teşekkür etmiş miydim?
Já me lembrei de te agradecer por me teres salvo a vida?
Oğlumu daha güvenli bir yere götürüyorum.
A levar o meu filho para um sítio a salvo.
Hayır, yani oğlumu kurtardığınız için.
Não, quero dizer, obrigado por teres salvo o meu filho.
Güvende olacağı bir yere.
Ele ficaria a salvo.
Olimpos'un tepesine. kaderden kaç. "
Ao Olimpo, a salvo das setas da sorte. "
Bu şekilde belki kardeşinin hayatını kurtarabilirsin.
Podes ter salvo a vida da tua irmã.
Ateş yandıkça, o bizi güvende tutar.
Enquanto o fogo arder, Ele mantém-nos a salvo.
Melekler ölene kadar hiçbirimiz güvende olmayacağız.
Nenhum de nós estará a salvo até que todos os anjos estejam mortos.
Anahtarı buradan çıkaramazsam Vega'yı güvende tutmamda sana ihtiyacım var.
Preciso que mantenhas Vega a salvo se eu não conseguir sair dali.
Artık o ölü, biz de güvendeyiz.
Agora que ela está morta, estamos a salvo.
Sonra ateş tekrar yanar ve güvende olurduk.
Depois o fogo acendeu-se novamente, e ficámos a salvo.
Söyledim ya, onu güvende bıraktım.
Já lhe disse, parti para mantê-la a salvo.
Burada güvende değilsin, dostum.
Não estás a salvo aqui, amigo.
Sağ salim eve dönene dek durmayacağız.
Não vamos descansar até estar em casa a salvo.
Onları güvende tutmaya yetecek kadar güçlü bir şeyi var.
Ele tem qualquer coisa formidável para mantê-los a salvo.
Gördün mü, işte Peteciğin.
Vêem, aqui está o vosso Petey. Sã e salvo.
İkimizde onun New Delphi'den güvenle çıkmasını istiyoruz.
Mas ambos queremos que saia são e salvo de New Delphi.
Yüksek yerler seni güvende tutar. Geleni görmene müsaade eder.
Os lugares mais altos mantêm-te a salvo, permitem-te ver o que chega.
Yüksek yerler seni güvende tutar ve neyin geldiğini görmekte sana yardımcı olur.
Os pontos mais elevados mantém-te a salvo, permitem-te ver o que se aproxima.
Sesini duyduğumda, güvende olduğumu bilirdim.
Quando ouvia a voz dela, sabia que estava a salvo.
Gabriel zincirde, Vega güvende.
Com o Gabriel preso, Vega está a salvo.
Ah, sistem ve arkadaşın nasıl güvende tutulabilir.
Conheço o sistema e sei como manter o seu amigo a salvo dele.
Ve Trudy'i kurtardığını düşünüyor. Japonları, Trudy'i Tarafsız Bölgeye göndermek için, ikna ettiğini sanıyor.
E que, acha ter salvo a Trudy, ao convencer os japoneses deixarem-na ir
Ve sen de güvendesin... burada benimle.
E tu estás a salvo aqui, comigo.
Eğer Condé'nin bu işle bir ilgisi varsa, onu hiç birşey koruyamaz.
Se o Condé tiver alguma coisa a ver com isto, nada o manterá a salvo.
Güvendesiniz.
Estais a salvo.
Çocuklar güvende olduğuna göre, onu sorgulamaya cağıracağım.
Agora que as crianças estão a salvo, vou convocá-lo para interrogatório.
Güvendesin.
Luís, estás a salvo. "
Yardıma ihtiyacınız olduğunu düşündüm.
Achei que precisava ser salvo.
Sarah, bu evde güvendesin, tamam mı?
- Sara, estás a salvo nesta casa. Está bem?
Güvende olduğuna sevindim, Lizzy.
Ainda bem que estás a salvo, Lizzy.
15 dakika daha dayan, sonra evdesin.
Mantém-te a salvo 15 minutos e estás safa.
Güvende misin?
Estás a salvo?
Ben de senin annenim ve seni korumak benim görevim.
E eu sou tua mãe e cabe-me a mim manter a salvo.
Oğlumu güvende tutabileceğim bir yol yok mu yani?
Então não há maneira de manter o meu filho a salvo.
Annenin hayatını kurtardın.
Tu podes ter salvo a vida da tua mãe.
Çocuk sağ salim ve güvende.
O rapaz está saudável e a salvo.
Karşılığında, bütün insanların güvenli bir şekilde yeni bir ev bulmalarına izin vereceğim.
Em contrapartida, permitirei aos humanos salvo conduto para encontrarem um novo lar.
Omec artık güvende olduğumuzu söyledi.
O Omec disse que estaríamos agora a salvo.
Onu kurtarabilirdim.
Eu podia tê-lo salvo.
Tehlike geçti o zaman? Kaçtığın şeyden güvendesin artık?
O perigo acabou por isso estás a salvo daquilo de que fugias.
Evet güvendeyim.
Sim, estou a salvo.
Güvendeyiz.
Estamos a salvo.
Hala aklın yerindeyken özür dilemek istiyorum.
Queria-me desculpar... Enquanto ainda está são e salvo.
Şu an burada güvende.
Por agora, aqui está a salvo.
Güvendeyim.
Estou a salvo.
Cevaplamaktan kurtuldun.
Salvo pelo gongo.
Artık güvendesiniz.
Estás a salvo agora.