Sayuri traducir portugués
96 traducción paralela
KOKUSHO Sayuri MITSUISHI Ken
KOKUSHO Sayuri MITSUISHI Ken
Sayuri!
Sayuri!
Ama bu resim Sayuri'nin sıradaki olduğunu söylüyor!
Mas esta imagem quer dizer que a Sayuri vai ser a próxima!
Sayuri?
Sayuri?
Sayuri'nin öldürüldüğü konser salonu.
Isto é a sala de concertos onde a Sayuri foi morta.
Biri sınıf arkadaşımız, Sawatari Sayuri, diğeriyse Tsugaru Boğazı'nın karşısındaki dev kuleydi.
Uma era a nossa colega, Sawatari Sayuri... A outra era a torre gigante do outro lado do canal Tsugaru.
Yine de gece vakti o trenin kokusunu, arkadaşımın güvenini ve Sayuri'nin varlığını bu dünyadaki tek şeylerimmiş gibi düşünmeden edemiyordum.
No entanto, não conseguia evitar sentir que o cheiro da noite no comboio, a confiança dos meus amigos e a presença de Sayuri eram as únicas coisas neste mundo.
Üç yıl önce, Sayuri bize bir hoşça kal bile demeden ayrıldığında bu bizde şok etkisi yaratmıştı.
Há 3 anos, quando a Sayuri nos deixou sem dizer adeus foi um choque para nós.
Sayuri'yi rüyamda gördüğüm zaman yine bu günlerden biriydi.
Foi num desses dias que sonhei com a Sayuri.
Rüyalarımda soğuk bir yerde tek başına kalmış Sayuri'yi bulmaya çalışıyordum.
O sonho era sobre mim a tentar encontrar a Sayuri, que estava sozinha num lugar frio.
Uyandığımda geriye sadece kalbimi titreten Sayuri'nin varlığı kalıyordu.
Só a presença da Sayuri, que fazia tremer o meu coração, ficava no meu corpo quando acordava.
Çünkü Sayuri ile ilgili rüyalarım etrafımdaki dünyadan daha gerçek görünüyordu.
Os sonhos que eu tinha com a Sayuri pareciam mais reais do que a realidade que me cercava.
Sayuri Hiroki-kun, Takuya-kun,...
Sayuri... Hiroki-kun, Takuya-kun...
Sawatari Sayuri'yi sürekli uykuda tutmalıyız.
Temos de manter a Sawatari Sayuri a sonhar.
Öyle olsa bile, Sayuri'nın sıcaklığını tüm bedenimde hissediyordum.
Mesmo assim, o calor que a Sayuri deixou na minha pele ainda fluí pelo meu corpo.
Bu Sayuri'yi kurtarmakla dünyayı kurtarmak arasında bir seçim.
É uma escolha entre salvar a Sayuri ou salvar o mundo.
Ama o zamanlar Sayuri'nin bu parlak dünyanın merkezi olduğunu sanıyordum.
Mas na altura eu achava que a Sayuri era o centro deste mundo brilhante.
Sayuri-chan gerçekten uyanacak mı?
Será que a Sayuri-san vai mesmo acordar?
Sayuri'yi hayata bağlayan verdiğimiz söz.
A promessa que fizemos à Sayuri é a passagem para a realidade
Sayuri bana bir şeyleri kaybediyormuşum gibi hissediyorum demişti.
A Sayuri dizia que ela sentia que está a perder alguém.
Hey, Sayuri.
Ei, Sayuri.
Lütfen Tanrım, Sayuri'yi bu uykusundan uyandır.
Por favor, meu Deus deixa que a Sayuri acorde do sono.
Sayuri!
Sayuri...
Sayuri,...
Sayuri.
Bugünden itibaren adın Sayuri.
De hoje em diante, serás conhecida como... "Sayuri" ( Lírio ).
O çaydanlıkta bir damla çay olsa, Sayuri onu dökmeyi başarırdı.
Se houvesse uma gota de chá naquele bule a Sayuri tê-la-ia feito cair.
- Sayuri.
- O nome dela é Sayuri.
Bu, benim yeni kız kardeşim, Sayuri.
Esta é a minha irmã mais nova, Sayuri.
Katıldığın ilk sumo güreşi mi, Sayuri?
Sayuri, é a primeira vez que assistes a um combate de Sumo?
Sayuri, hayatının çok önemli bir döneminde olan özel bir kız.
A Sayuri é uma rapariga especial, numa altura muito especial da sua vida.
Ne kadar mutlu bir an, Sayuri.
Que momento de júbilo, Sayuri.
"Sayuri ile aynı okiya'da yaşıyorum."
Eu vivo na mesma Okiya que a Sayuri.
- Hala kazanabiliriz, Sayuri.
- Ainda podemos ganhar, Sayuri. - Como?
- Başkan hep kibar davrandı.
- O Administrador tem sido bondoso... - Sayuri.
Sayuri nasıl oluyor da başrolde oynuyor? Senin hatan.
Como é que a Sayuri vai ter o papel principal?
Sayuri, doktoru hatırlıyor musun?
Sayuri, lembras-te do Doutor.
Sayuri ne kadar tutkulu bir gösteri sergiledi, değil mi Başkan?
Administrador! A Sayuri ofereceu-nos uma actuação apaixonante, não acha?
Sayuri malikanenizdeki çiçeklerin içinde büyüleyici görünmez miydi, Baron?
Barão... A Sayuri não ficaria surpreendente entre as flores da sua propriedade?
Baron'umu çok iyi tanıyorum, Sayuri.
Confia em mim, conheço bem o meu Barão, Sayuri.
Hayattan mutluluk beklememeliyiz, Sayuri.
Não devemos esperar a felicidade, Sayuri.
Sayuri.
Sayuri...
Bu paranın bir kuruşunu bile Sayuri almayacak.
É claro que nenhum desse dinheiro irá para a Sayuri.
Evlatlık kızım Sayuri'ye kalacak bu mülkün.
... que a Sayuri herdará, como minha filha adoptiva.
- Sus, Sayuri.
- Silêncio, Sayuri!
Ama ya Sayuri?
Mas a Sayuri...
Sayuri bir efsane olma yolunda. Öyle değil mi?
A Sayuri está destinada a tornar-se uma lenda.
Sayuri.
Sayuri.
- Sayuri.
Sayuri!
Ama Sayuri'nin tiyatroda olması gerekiyor.
Mas precisam da Sayuri no teatro.
Sayuri.
Sayuri!
Sayuri tarihe geçti.
A Sayuri vai ficar na história.