English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ S ] / Sersem

Sersem traducir portugués

2,268 traducción paralela
- Sersem rüzgar!
- Vento de merda!
Şu sersem rüzgar insanları çılgına çevirdi.
O maldito vento de leste que dá cabo do juízo às pessoas.
O sersem beyazların beni dava etmeni bekleyeceğini mi sanıyorsun?
Pensas que aqueles "brancos" vão esperar, que decorra o teu processo contra mim?
Acele et, arkadaşını al. - Sersem.
- Rápido, vai buscar a tua amiga.
Sersem.
Cabeça oca!
Hey, sersem.
Ó imbecil.
İyi misin, sersem?
Está bem, cretino?
Bu sersem olmasa, hiç karşılaşmayacaktık.
Se não fosse por esse babaca, nunca teríamos nos conhecido.
Aşağıya, seni yarım akıllı sersem!
Espere lá embaixo, imbecil!
Sersem herif yarın dünyanın öbür ucunda kıçının derdinde olacak.
Amanhã, o parvo vai estar do outro lado do mundo, a tentar manter-se vivo.
Doğrusu, bence bizim makineler çok iyi değildi... soran olunca bunu söylerdim. O sersem için yalan söyleyecek değilim ya.
Mas o produto era mauzote, e eu dizia-o se mo perguntavam, não ia mentir para o filho da...
Zamanının çoğundan, morfinden dolayı sersem haldeymiş, günde 2, 3 defa kendine vuruyormuş.
Estava grande parte do tempo sob o efeito de morfina. Ele estava a, uh, injectar-se duas ou três vezes por dia.
Al şunları sersem.
Tire isso daí, seu idiota.
Biraz sersem gibiyim.
Estou, preocupada.
Bunlar çok alçak, çok sersem adamlar ve bu orospu çocukları çok ileri gidebiliyorlar tereddütsüz.
Maus como a merda, burros que nem portas... e passam-se completamente... OS TREMORS por dá cá aquela palha.
Seni sersem!
Idiota!
Atışı yaptı sersem.
Ele acertou o buraco.
- Sersem.
- Tonturas.
Sersem herif!
Seu grande idiota.
Seni sersem! Kostümünü çıkar, makyajını temizle hemen!
Root, seu grande idiota, sai desse armário e maquilha-te.
Oyun oynama, sersem
- Qual bebé? Não te faças de parvo!
Sağır sersem, git de anahtarları getir. Git!
Seu surdo, vai buscar as chaves do Eldo...
- O bir erkek. Liseli bir sersem değil.
Ele é um homem, não um miúdo qualquer do liceu.
Ne sersem.
Que parvalhão.
Sersem kız
É tola a moça
- Şu anda koca bir sersem gibi hissediyorsun değil mi?
Sentes-te um bocado parvo, não?
Hiç bir zaman sersem bir komşu değildin.
Você nunca foi um vizinho mau.
Seni zavallı sersem.
Seu pobre coitado!
- Sersem!
- Parvo!
Koridorun ortasında elini tutmuş duruyorum, sersem.
Estamos no meio de um corredor de mãos dadas, idiota.
- Seni o sersem mi yolladı?
- Aquele sacana mandou-te cá?
Kavanaugh gibi bir sersem bile Antwon'la aynı yatağa girmez.
Nem um porco como ele ia para a cama com o Antwon Mitchell.
Biraz sersem gibiyim.
Estou um bocado irritadiça. - Não tenho dormido.
Bonus olarak da seni dövmeyeceğim, sersem.
- Um dólar? - E como bónus, não te dou porrada.
Çok zekice. Sersem!
" para de mim próprio eternamente me salvar...
- Defol git, sersem herif.
- Vai-te lixar, drogado.
Biraz sersem gibiyim.
Um pouco grogue.
Abisinin onu sersem bir polisten çaldığını söylemişti.
Disse que o irmão a tinha roubado a um polícia badameco.
O zaman yönümüzü değiştiririz, sersem.
Então, mudamos de direcção.
Conrad artık gelmiyor, iş yürümüyor. Tek düşündüğün vaaz veren, domuzdan korkan bir sersem.
O Conrad nunca está em casa, o negócio vai mal e a tia só pensa num pregador gordo com fobia a porcos.
- Sersem gibi çekip gitti.
- Foi embora, como um lunático.
Artık bize daha büyük bir delik ya da daha sıska bir sersem lazım.
Temos de arranjar um buraco maior, ou um estúpido mais magro!
Oh, hey, Brian. Ateşli ve sersem kız arkadaşından ganimetleri topladıktan sonra geri mi döndün?
De regresso de uns rebolões selvagens... com a tua namorada idiota?
Aynı fikirde olduğumu söylüyordum sersem.
Estava a concordar contigo, idiota.
Sanırım anladım kazık atabildiğin sersem bir yol planlayıcısıyım ve hiç kimse umrunda değil.
Deves achar que sou um roadie parvo que podes enganar e ninguém se importa.
Senin dairendeydi, sersem.
Ela esteve no seu apartamento, anormal.
İnsanlar : "Öyleyse, onlar çok sersem ve çok aptallar" şeklinde düşünebilir.
As pessoas pensam : Bem, eles são burros, são estúpidos. Não é verdade.
Sersem borsacının tekiyle kaçtı.
Isso acabou. Fugiu com um corretor falhado.
- Sersem, işte bu.
- Tonturas, é isso.
Benimle oyun oynama sersem
- Não te armes em parvo comigo.
Hareket etme sersem.
Calminha, meu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]