English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ S ] / Shine

Shine traducir portugués

74 traducción paralela
# Parılda, parılda, parılda #
So shine, shine, shine Então brilhe, brilhe, brilhe
# Parılda, parılda, parılda #
Shine, shine, shine Brilhe, brilhe, brilhe Shine, shine, shine Brilhe, brilhe, brilhe Shine, shine, shine Brilhe, brilhe, brilhe
# Parılda, parılda, parılda #
Shine, shine, shine Brilhe, brilhe, brilhe
Shack'in Casey Shine'yi tekerleklerin altına fırlattığını gördüm.
Vi o Shack atirar o Casey Shine para debaixo das rodas do comboio.
* Biliyorum seviyorsun beni * * Işıldarken *
And I know you love me when I shine
* Ret mi edecek doğmayı *
Refuse to shine
Şüpheli araç Fred Shine adına kayıtlı. 2016, Palm Beach Yolu.
O nome do dono do carro suspeito é Fred Shine, 2016, Palm Beach Drive.
# Benim aşkım o zaman parlamaya başlar işte
# That's when my love begins to shine
# İşte o zaman benim aşkım parlamaya başlar
# That's when my love begins to shine
# They shine like Klondike gold...
* Eles brilham like KIondike gold...
Çeviri :
I'm gonna let it shine
BitterMoon bittermoon @ turkcealtyazi.org
This little light of mine - You know - I'm gonna let it shine
Bırakacağım, parlasın.
- I'm gonna let it shine - Oh
Bırakacağım, parlasın.
I'm gonna let it shine
Ay... ışığı?
Moon... shine?
"Shine on, you crazy diamond."
Continue a brilhar, diamante maluco.
Ben Shine filmindeki piyano dehasıyım.
Eu sou o génio pianista do filme Shine.
Kimya bölümü için bilgi vermeye gelmiş, Bob Shine da bizi tanıştırdı.
Estavam a fazer um discurso para o departamento de química e o Bob Shine apresentou-nos.
"Shine" daki adam gibisin.
- Pareces o tipo do "Shine".
- Şu "shoe-shine" şeyi mi?
- Aquela coisa do xânxo?
Güneşin aptalı gibisin!
Tu és como aquele idiota do Shine!
"Shine on" u ne zaman söylesem Syd hemen oracıktaymış gibi geliyor. Şarkının baştan sona kendisini anlattığını biliyor çünkü.
Quando canto a "Shine On"... vejo sempre o Syd, porque a canção é sobre ele.
İlk başta beni tanımadı. Boş gözlerle bana bakıyordu. Roger'ın da çok yerinde bir benzetmeyle tarif ettiği gibi gözlerinin yerinde kara delikler vardı adeta. * * Shine on You Crazy Diamond I-V
Pareceu não me reconhecer logo, olhou para mim sem me ver, e tinha, como Roger disse muito acertadamente, buracos negros em vez de olhos.
"Shine on" provalarından birine gelmiştim.
Decorreu durante as gravações de "Shine On".
Stitches, Bay Shine, Bay Pibbles ve Knuckles.
Stitches, o Sr. Shine, o Sr. Pibbles e o Knuckles.
Parlaklığı seviyoruz.
We like to shine.
Kulüp Shine'da?
No clube Shine?
Yoksa Polly Shine mı?
Ou seria Polly Shine?
Selam, ben Harvey Shine.
Olá, é o Harvey Shine.
Harvey Shine.
Há um quarto para mim. Harvey Shine.
Kızım - Susan Shine?
Minha filha, Susan Shine?
Harvey Shine.
Harvey Shine.
- Harvey Shine.
Harvey Shine.
Ziyaretime gelebilirsin, Harvey Shine.
Pode visitar, Harvey Shine.
Bence Jean ile başarısız olan evliliğimizden ikimizin de öğrendiği bir şey var ve o da, bir boşanmadan en çok zarar görenler çocuklar oluyor ve Jean ile Harvey Shine'ın çocuğu da bu acı ve hayal kırıklığından payını aldı, fakat bu sana bir övgüdür, Susan- - Bu onun için yararlı oldu çünkü kendisini bir şekilde ailesinin parçalanmasından ayrı tutmayı ve böylelikle güçlü, azimli ve kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olmayı başardı.
Acho que há algo que Jean e eu aprendemos do nosso casamento fracassado, e é que são os filhos do divórcio que mais sofrem, e a filha de Jean e Harvey Shine tem sofrido a sua porção de dor e desapontamento, mas... e isto é um tributo a ti, Susan...
Maalesef ikisi de bozuk, Bay Shine.
Temo que ambos estão fora de serviço, Sr. Shine.
Peki bu iş nasıl yürüyecek, Bay Shine?
Então, como é que isto vai dar certo, Sr. Shine?
Yüzbaşı Shine burada mıydı?
O capitão Shine esteve aqui?
Memure Samantha ve Shine birinci kata lütfen. Ziyaretçileriniz var.
Agentes Amanda e Shawna ao primeiro andar, para a libertação de um prisioneiro.
Kalkın bakalım. - Oraya vardık mı ki?
Rise and shine...
* Ve parlaması için bırakmak *
And let it shine
♪ Seni parlatacağım ♪ ♪ ellerini havaya kaldır ♪ ♪ ve salla, salla, salla ♪
I'm gonna shine so bright put your hands up high in the sky and wave'em round, round, and round
♪ Seni parlatacağım ♪
I'm gonna shine so bright
Corbin Wax ve Shine.
Corbin Wax e Shine.
Maybelline Shine Sensational dudak parlatıcısı çilek tadında, şeker gibi parlatıcı ruj.
O essencial. Batom sensacional Maybelline... em "beijo cereja" e "doce esmagado."
Dave albümü o iki parça ve Shine On ile birlikte düşünüyordu, Bana göre tümü yama gibiydi. Gerçekmiş gibi hissettirmiyordu.
Dave pensava num disco que... tivesse aquelas duas canções e "Shine On", enquanto eu achava... que as duas juntas não ficavam bem.
Ve öylece yapım aşamasının bir yerinde, birden fikir geldi ve "Hayır, bu tematik olmalı," dedim Bu şekilde ifade ettim.
E assim, num certo ponto do processo, eu disse, que Shine deveria ser o tema central e foi assim que me expressei.
Shine On'un son bölümünde Rick öne çıktı, ve gerçekten kendini gösterdi.
Este é Rick, como aparece no fim de "Shine On", onde entra a valer no seu elemento.
24 Saat Sonra
This little light of mine I'm gonna let it shine...
Beni alt etmeyi aklından çıkar N'aparsak yapalım Ne derlerse desinler
don't you bring me down today no matter what we do no matter what they say when the sun is shining through then the clouds won't stay and everywhere we go, the sun won't always shine
Evet, Diğerleriyle yapmak zorunda olduğum efsanevi bir tartışmamız olmuştu.
Ele propôs iniciar e terminar o álbum com Shine On You Crazy Diamond, e retirar duas músicas novas, escritas no ano anterior.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]