Sinemada traducir portugués
503 traducción paralela
Herhalde seni o eksik etekle de sinemada gömüşümdür.
Viu isto num filme. Também te vi com uma ruiva num filme, não foi?
U.S.C.'de eczacılık okurken geceleri sinemada yer gösterici olarak çalışırmış.
Estudava medicina e a noite era lanterninha em um cinema.
- Kaç sinemada oynayacak?
- Vai dar em quantos cinemas?
Birisi talimat aldığında böyle demesi gerekmiyordu? - Sinemada görmüştüm.
Não é o que se diz quando se recebe instruções?
Ama seni bir daha asla görmek istemiyorum sinemada da, sinema dışında da.
Mas nunca mais te quero ver nem no cinema nem noutro lado.
peki ya kızın öldürüldüğü sırada sinemada olduğunu kanıtlarsa?
E, uh, e se ele conseguisse provar estava a ver aquele filme quando a rapariga foi morta?
Gerçeği söylemek gerekirse, Mr.Mullen... Şimdiye kadar cinayet sırasında sinemada olmayan katil görmedim.
Para lhe dizer a verdade, Sr. Mullen... raramente conheci um assassino que não estivesse num cinema na altura do crime.
Sinemada görmüştük.
Vimos um no cinema.
Hey, geçen ay sinemada tavladığımız kızı aramaya ne dersin?
Que tal ligarmos para a garota que encontrámos no cinema RKO Chester há um mês?
Geçenlerde sinemada tanışmıştık.
A ultima vez que nos vimos foi no RKO Chester.
West Farms Square'deki sinemada.
O RKO Chester, na Praça West Farms.
- Arabalı sinemada aptal.
- No cinema, tontinha.
Hayır, ama filmi hatırlıyorum. Şu anda sinemada gösterimde olan film. Bu sabah gelirken baktım.
Não, mas lembro-me do filme e é o que passa naquele cinema, fui lá verificar hoje de manhã.
Sinemada insanları izledin hep. " Sinemalarda yaşardık.
Costumas ver como fazem nos filmes. " Vivíamos no cinema.
O saatte sinemada olduğunu iddia etti,... ama gördüğü filmlerin ve oynayanların isimlerini hatırlayamadı.
Ele disse que tinha ido ao cinema, contudo, não se lembrava do nome dos filmes que viu, nem dos actores.
- Ayrıca sinemada onu hiç kimse görmedi.
- E ninguém o viu no cinema.
Davacı için en önemli noktalardan biri çocuğun cinayet anında sinemada olduğunu söylemesi ama filmin adını ve oynayanları hatırlamamasıydı.
Um ponto importante para a acusação foi o facto de, após o rapaz alegar que estava no cinema quando ocorreu o crime, ele não se lembrar do nome dos filmes ou de quem eram os actores.
Dave, sinemada!
Dave, está no teatro!
- Ve sinemada elinizi tutarım.
- E podíamos dar as mãos no cinema.
Bir zamanlar sinemada oynayan macera serilerini hatırlıyor musunuz?
Recorda-se das séries de aventuras que passavam nos cinemas?
Sinemada yer göstericiler.
Arrumadores de cinema.
Kalbimi Sinemada Bıraktım ve Stanley Belt.
"Perdi o Coração num Filme do Drive-in", Stanley Belt!
Kalbimi Sinemada Bıraktım
"Perdi o Coração num Filme do Drive-in".
Sinemada
Durante o filme
Bunu ödül savaşlarında restoranlarda, sinemada hep etrafımda hissedebiliyorum.
Sinto-o no ar quando saio em público... num restaurante, no cinema ou numa luta de boxe.
- Sinemada.
- Ao cinema.
Bu film yarın 1 00 sinemada vizyona giriyor.
Este filme estreia amanhã em cem salas.
Ben Bn. Sinemada Güzel Bir Akşam Sonra Dans ve Onun Evinde Kahve ve Biraz...
Eu sou a Mrs. Uma-Boa-Noite-no-Cinema Depois-um-Baile e-de-Volta-para-Casa-dele para-um-Café-e-um-Pouco-de...
BUCK ROGERS İKİNCİ BÖLÜM Bu Sinemada Gelecek Hafta
CAPÍTULO DOIS DE BUCK ROGERS neste cinema Para a Semana
Kendi zamanının, belki de tüm zamanların en üretken yönetmenlerinden birisi olan Sör Edward Ross, Ulusal Sinemada filmlerinin gösterimi için beş sene sonra tekrar ülkemize geldi.
Um dos mais prolíficos realizadores da sua época ou, na verdade, de qualquer época... É Sir Edward Ross, de volta ao nosso país pela primeira vez em 5 anos... para abrir a temporada dos seus filmes no National Film Theatre.
- Sinemada.
- No cinema.
Hatırlıyorum büyük şehirlerden birinde bulunan bir sinemada Amerikan askerleri için bir gösterim yapılacaktı.
Lembro-me que num dos cinemas, acho que foi... Não interessa, era numa das grandes cidades, onde ia haver uma actuação para os soldados americanos.
Yakında bu sinemada.
Em breve, neste cinema.
Sinemada tek başıma
Fui abandonado No drive-in
- Sinemada, komutanım.
- No cinema.
- Sinemada hep yapılıyor. - Saat 8 : 00 olarak belirlenen yasak devam ediyor.
- O recolher obrigatório será às 20h, e deve ser mantido.
Sinemada bir türlü dikiş tutturamayan bir sahne sanatçısı.
Um daqueles actores de palco que não tem êxito nos filmes americanos.
- Bir keresinde sinemada görmüştüm.
- É. Vi em um filme uma vez.
- Sinemada çalışıyor.
- Ela trabalha no cinema.
Eğer sinemada bir adamın yanına otururlarsa, Onun araştırılmasını istiyorum.
Se se sentarem ao lado de um tipo no cinema, quero-o investigado.
Bilirsin, sinemada yeni bir filmi tanıtmak için. Toplumun ilgisini ölçüyorlar.
Tu sabes, eles mostram um novíssimo filme no cinema só para ver a reação do público.
Herkes sinemada.
Foram todos ao cinema.
Çoğu arabalı sinemada olmuş, polis burada teslim standını kimin yok ettiğini bulmaya çalışıyor.
Muitas delas no drive-in, onde a Polícia está a tentar apurar quem destruiu o bar.
- Arabalı sinemada ne yapacaksın?
- Como vais fazer num drive-in?
Döndüğün zaman arabalı sinemada ödeşiriz.
Quando voltares, podemos acerta contas no Drive-in...
- Oh, evet, tabii. Sinemada büyük bir olay vardı.
- Aconteceu algo importante no cinema.
Bu enfes sessiz sinemada benim mükemmel işbirlikçim.
A minha colaboradora perfeita nesta deliciosa charada.
Sinemada da, gerçek hayatta olduğu gibi yerleşik olan birşey. Şiir.
Algo indispensável no cinema e na vida real...
Sinemada film öncesinde gösterilir.
Vemo-las todos os dias no cinema.
Şiirde Mayakovski, sinemada Sergei Eiseinstein ve sosyalist bir sanatın tanımını ortaya koymak için savaşanlar kış sarayının alınmasından iki ay sonra emperyalist dili kabul eden Troçki ve diğerleri tarafından sırtlarından hançerlenmiştir.
"Maiakovsky na poesia, " Serge Eisenstein no cinema " e aqueles que lutavam
Birkaç ay önce tutukladığım dandik sinemada çalışan kızı hatırlıyor musun?
Lembras-te da rapariga que prendi há uns meses?