Sonuncusu traducir portugués
1,343 traducción paralela
Kesin olan şu ki : ... çabuk yaşayıp erken yaşta ölen ilk müzisyen değildim. Ve kesinlikle de sonuncusu olmayacağım.
Fica ciente que não fui o primeiro a viver depressa e morrer jovem e, certamente, não serei o último.
Tükenmeselerdi onları ele geçirir ve sonuncusu gibi öldürürdük.
Se houver, apanhamo-los e acabamos com eles como fizemos com este.
- Sonuncusu öyle uzun sürdü ki...
- A última durou tanto tempo...
Bu sonuncusu.
Esta é a última.
Her seferinde, bunun sonuncusu olduğunu düşünüyordum.
Julguei sempre que fosse a última vez.
Evet, onun sonuncusu.
Sim, o seu ultimo.
Ve sonuncusu gerçek bir baş belası çıktı.
A última revelou-se uma verdadeira cabra.
Tamam. Sonuncusu.
Certo, último.
- sonuncusu hakkında ne biliyorsun?
- O que é que sabes do último?
Aslında, küfürden hoşlanmam, ama bu sonuncusu beni çok güldürdü.
Não sou muito de blasfémias, mas esta última fez-me rir.
Sonuncusu, hasta olduğu dönemde kayboldu.
Eles duraram enquanto ela lutava contra o escorbuto.
- Sonuncusu
- Diet Coca-cola. A última. Eu ofereço.
Böylece yalnızca sonuncusu olacağım.
Just so I'll be the last
Kızlarınız mı kaçtı? Sonuncusu anandı.
Sim, a última que prendi foi a tua mãe.
Ve sonuncusu da, yazdığım en önemli yazıydı.
E a última delas, foi a maior história que eu já tinha escrito.
O zaman sonuncusu ne hakkındaydı?
Então e sobre o último?
Bu, sonuncusu.
É a última.
- Evet, efendim. Sonuncusu orada.
- Sim, sr. o último está ali.
En sonuncusu ne?
Quais as novidades?
"Bak, evlat, ilkinin tadı hep berbattır ve sonuncusu da hep midemi bulandırır."
"Olha amigo, o primeiro sabe sempre mal E o ultimo dá-me nojo e vomito sempre."
Bu görev, ayrıca beceri testinin sonuncusu olacaktır.
Este será tambem um teste final ás tuas capacidades.
Sonuncusu 1977 yılına ait.
A última de 1977.
Kamera görüntülerinin sonuncusu bu mu?
Esta é a última prova de vigilância?
Katilin parmak izi bantın üzerinde olabilir. Pekâlâ bu sonuncusu mu?
O assassino deve ter deixado impressões na fita.
Sonuncusu ama kolay olmayanı Phoebe.
E por fim a Phoebe.
Dürüst siyasetçilerin sonuncusu olduğumu söylemeyi severim ama bana karşı dürüst olacak birilerini bulamıyorum bu yüzden de hep senin gibilerin arayışı içindeyim.
Gosto de dizer que sou o último político honesto, mas não encontro pessoas que sejam honestas comigo... e é por isso que estou sempre interessado... em pessoas como você.
Sonuncusu yüzyıl kadar önce öldü.
A última morreu há mais de um século.
Bu sonuncusu. Söz veriyorum.
É a última vez, prometo.
Mutajenik virüsün sonuncusu bu.
É a última amostra do vírus mutagénico.
Sonuncusu kötü geçmişti ve bir daha gebe kalabileceğimi sanmıyordum.
O último correu mal e julguei que estava estéril.
Peki. Sonuncusu.
Muito bem, é a última.
Sonuncusu...
A última foto...
Sonuncusu Doris de öldü.
E a Doris, a última, morreu.
Madencilerin sonuncusu, efendim.
- e o último dos mineiros.
Amerikalı'ların bize gerçek diye yutturmaya çalıştıkları hiç de hoş olmayan olaylar listesinin sadece en sonuncusu.
Meu caro Coronel, se concordamos em algo, e que o seu submarino perdido e o menos importante numa longa lista de acontecimentos bastante improváveis que os americanos nos tentam impingir como sendo a verdade.
Peki, fiziksel değerlendirmelerin sonuncusu bu.
Este é o último dos exames físicos.
Son 13 ayda Frenso'da yaptığı kiralık araba harcamaları dışında. En sonuncusu üç hafta önceymiş.
Tirando as despesas com carros alugados em Fresno nos últimos 13 meses, sendo a mais recente há três semanas.
Bir şeyin sonuncusu olduğunuzda kızlar sizi ilginç buluyor.
As raparigas adoram-nos quando somos os últimos de qualquer coisa.
Sonuncusu da şeytana yenik düşüp delirdi.
O último enlouqueceu lutando contra o mal.
- Sonuncusu mu?
- As últimas coisas?
Bu sonuncusu.
É o último.
- Bu sonuncusu mu?
- São os últimos?
Sonuncusu ama en önemlisi Quentin Glass.
E por último, mas igualmente perigoso... Quentin Glass.
Çünkü yaşadığımız her an sonuncusu olabilir.
Porque qualquer momento pode ser o nosso último.
Sonuncusu.
- Último.
Bu sonuncusu. Kampa dönmeliyiz.
Temos que regressar ao acampamento.
"Balcairn'lerin Sonuncusu".
"As Últimas do Balcairn".
Bu sonuncusu olmalı.
Esta deve ser a última.
Tütsülenmiş hindi, sonuncusu.
- Peru defumado.
Her yer Richard Gere'in fotoğraflarıyla süslenmişti. Golfün sonuncusu olacağına söz vermişti.
Ele prometeu que o do golfe seria o último.
Bu sonuncusu olacak.
Esta vai ser a última.