English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ S ] / Soracağım

Soracağım traducir portugués

4,285 traducción paralela
Ona soracağım.
Vou detê-la.
- Bir şey soracağım.
Uma pergunta :
Sana bir kez daha soracağım babalık, dikkatli dinle.
Vou perguntar-lhe mais uma vez, velho, e ouça atentamente.
Sadece bir kez soracağım.
Apenas lhe perguntarei mais uma vez.
Tink'e Pan'ın kampına ne kadar yaklaştığımızı soracağım.
Vou perguntar à Sino quão perto estamos do acampamento do Pan.
Sana bunu bir kez daha soracağım, Fishlegs orada uçarak ne yapıyordun ve yanında kim vardı?
Vou perguntar-te mais uma vez, Fishlegs... O que estavas a fazer lá fora a voar? E quem estava contigo?
Şu andan itibaren soruları ben soracağım.
Sou eu que vou fazer as perguntas a partir de agora.
Şimdi, dikatlice dinle, tekrar soracağım, Adam, nerede?
Levando isso em consideração, vou-lhe perguntar outra vez. Onde é que está o Adam?
Kişisel bir soru soracağım, müsaadenle.
Uma pergunta pessoal, se me é permitido.
Şoför, sana bir şey soracağım.
Condutor, deixa-me perguntar-te uma coisa.
Pekâlâ, bir kez daha soracağım.
Muito bem, vou perguntar novamente.
Pekâlâ direkt soracağım.
Tenho de perguntar.
Tekrar soracağım.
Vou perguntar-te mais uma vez.
Neyse işte onu yapacağım ve sana bir takım sorular soracağım.
Portanto vou fazer isso, e perguntar-lhe uma série de perguntas.
Tekrar soracağım.
Vou perguntar-lhe novamente.
Elemana on çörek için fiyat soracağım ve bana 250 $ fiyatı çekecek.
Vou pedir 10 cronuts ao gajo, e ele vai cobrar-me 250.
Onlara soracağım.
Eu interrogo-os.
Soracağım soru şu! Olay Yeri İnceleme Ekibi kapı kolunda parmak izi aramış mıdır?
A Polícia Cientifica recolheu material da maçaneta para encontrar impressões digitais?
Hayır. cidden, ne soracağımı düşünüyorsun?
A sério. - O que achas que vou perguntar?
Soracağım.
- Vou fazê-lo.
Bir şey soracağım.
Deixa-me fazer-te uma pergunta.
Sana geleceğim ve büyük bir alçakgönüllülükle sana kocam olma şerefini kabul eder misin diye soracağım.
Vai ser o meu patrocinador. E eu estarei aqui. Eu estarei aqui.
Bir şey daha soracağım ;
Só mais uma coisa.
Bu yüzden sana bir kez daha soracağım.
Portanto, vou perguntar novamente.
Size birkaç soru soracağım... Dedektif Bell ile yaptığınız konuşmalara dayanarak evet-hayır soruları.
Vou fazer algumas perguntas para confirmar, são perguntas de "sim" ou "não", baseadas na sua conversa com o Detetive Bell, certo?
Şimdi sana bir kez daha soracağım.
Então, vou-te perguntar uma vez.
Soracağım sorular şunlar.
O que me leva até às próximas perguntas.
Ayrıca, "En kötü tacir hangisidir?" diye soracağım.
E também vou perguntar : Qual é o pior negociante?
İlerleyen dakikalarda, en çok hangi sebze bükülmeye dayanıklı diye soracağım. Yani kırılmadan önce en fazla hangisi bükülebilir?
Mais tarde, vou perguntar qual o vegetal com maior capacidade de torção, isto é, qual consegue ser mais torcido antes de partir?
Sana bir şey soracağım.
Deixa-me te perguntar uma coisa.
Şimdi sana son bir kez soracağım.
Vou perguntar-te uma última vez :
Bir şey soracağım.
- Quero fazer uma pergunta.
Peki, size bir şey soracağım.
Tenho uma pergunta para vocês.
Sana... Sana bir şey soracağım.
Deixa-me... deixa-me perguntar-te algo.
Bir şey soracağım...
Deixa-me perguntar-te uma coisa...
Bir şey soracağım, 126 diye bir şey duydun mu?
Uma pergunta, alguma vez ouviste falar de um 126?
Esas cevaplamanız gereken, şu soracağım soru.
Têm de preocupar-se é com esta pergunta que vou fazer-vos :
Sana hızlıca bir soru soracağım ;
Sim, uma pergunta rápida.
Bundan gerçekten gurur duyarım ve bir sonraki toplantıda ortaklarımın onayını soracağım.
Teria muito orgulho disso e de ti. Vou pedir a aprovação dos sócios na próxima reunião.
Başka kime soracağımızı bilemedik.
Nós não sabíamos a quem mais pedir.
" Bir şey soracağım.
" Deixa-me fazer só uma pergunta.
Hey, hemen bir şey soracağım, senin katıldığın zengin işi siyah takım etkinliklerini mi kaçırdım?
A sério, hás de mostrar-me o teu caixote do lixo.
Birkez daha soracağım.
Vou perguntar-te mais uma vez.
Sana bir soru soracağım ama cevaplamak zorunda değilsin.
Muito bem, quero fazer-te uma pergunta, e respondes se quiseres.
Severus, sana bir şey soracağım.
Severus, tenho uma pergunta para si...
Polis olan benim o yüzden bütün soruları ben soracağım.
O polícia aqui sou eu. Portanto, farei eu o resto das perguntas.
Bunu soracağınızı düşünmüştüm ve vakti gelince cevaplayacağım.
Já esperava essa pergunta e com o tempo responderei.
Birbirimize üç soru soracağız ve dürüstçe cevaplayacağımıza yemin edeceğiz.
Cada uma faz três perguntas e a outra tem de jurar responder sinceramente.
Evet, soracağım.
- Sim, farei isso.
Bir şey soracağım.
Tenho uma pergunta.
Ayrıca "Gerçekten akıllı bir otobüs şöförüyle tanıştınız mı?" diye de soracağız.
Também vamos perguntar se já conheceram um motorista verdadeiramente inteligente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]