Sorayım traducir portugués
2,397 traducción paralela
Sana bir soru sorayım.
Responde à pergunta.
Peki, sana bir soru sorayım.
Deixe que lhe pergunte uma coisa.
Bi daha sorayım
Deixa-me perguntar de novo.
Tamam bi daha sorayım
Bem, vou perguntar de novo.
Sana bir soru sorayım.
Vou-te fazer uma pergunta.
İzin ver de sorayım, yapabildiğin olağandışı herhangi bir şey var mı?
Deixa-me perguntar-te... Há alguma coisa fora do vulgar que... que sejas capaz de fazer?
Sana bir şey sorayım, onunla ne yapacaksın?
Se não te incomodas de perguntar, o que pretendes fazer com ela?
O yüzden tekrar sorayım.
Por isso, volto a perguntar.
Size şunu sorayım, ormanın kralı bunu yapabilir mi?
Deixa-me te perguntar uma coisa. O rei da selva pode fazer isto?
Size bir soru sorayım. İflası düşündünüz mü?
Deixe-me perguntar, se já pensou em insolvência?
Tüm gece uyanık kalıp detaylı bir şey planlamışım gibi görünmeden, öylesine sorayım dedim.
Estava só a perguntar se estavas casualmente ocupada sem que pareça que estive toda a noite a planear algo elaborado.
Peki, o zaman, mutfağa bir sorayım, bakalım ne diyecekler.
Bom, vou tentar. Vou avisar a cozinha, mas depois não se queixem.
- Sana sorayım.
- O que é? Deixa-me fazer-te uma pergunta.
Soruları da ben mi sorayım?
Também tenho de fazer as perguntas?
Aslında... Aklıma gelmişken sorayım, şey...
Deixa eu te perguntar...
Dutchman'ı arayıp sorayım.
Vamos tentar o Holandês.
- Sana mı sorayım?
- Consultar-te?
Sana bir soru sorayım.
Deixe-me fazer-lhe uma pergunta. Está bem.
Sana bir şey sorayım.
Deixe-me perguntar uma coisa.
Sana özel bir soru sorayım.
Deixe-me fazer-lhe uma pergunta pessoal.
Sana şunu sorayım : İlaç kullanıyor musun?
Deixe-me perguntar-lhe isto está com algum tipo de medicação?
Sana şunu sorayım.
Deixe-me perguntar-lhe isto.
Sana bir şey sorayım Jonathan.
Vou perguntar-te uma coisa, Jonathan.
Marilyn, sana bir soru sorayım.
Marilyn, deixa-me fazer-te uma pergunta.
Bir şey sorayım.
Deixa-me que te pergunte :
Bir saniye, Danny'ye sorayım.
Deixa-me falar com o Danny.
Senin nerede olduğunu sorayım dedim, canıma okudu.
Perguntei onde estava e ela arrancou a minha cabeça.
Peki bir şey sorayım.
Deixa-me perguntar-te.
- Evet peki tekrar sorayım, sen ne yapıyorsun burada?
- Isso mesmo. Sim. Porque estás mesmo aqui?
Bir de damadıma sorayım. Billy!
Mas deixe-me perguntar ao meu genro.
Sorayım mı?
É preciso perguntar?
- Sana bir şey sorayım Bernie.
- Deixa-me fazer-te uma pergunta.
Ben de sana aynısını sorayım.
Perguntar-vos-ia a mesma coisa.
Sana bir şey sorayım, Mel.
Deixa-me perguntar-te uma coisa, Mel.
- Sana bir şey sorayım, Raylan. - Sor bakalım.
- Uma pergunta, Raylan.
Sana bir şey sorayım, Marcus.
Diz-me uma coisa, Marcus.
Sana bir soru sorayım o zaman dünya üzerinde, bu adamdan daha tehlikesiz görünümlü başka insan var mıdır?
- Então, deixa-me perguntar-te... Conheces alguém, seja quem for, que seja menos ameaçador do que este homem?
O zaman şunu sorayım sana.
Deixa-me fazer-te uma pergunta.
Sana bir soru sorayım. Kardeş kardeşe.
Deixe-me fazer uma pergunta, de mano para mano.
Sakın sorayım deme.
Não te atrevas. - Não perguntes.
İzin ver sana ciddi bir soru sorayım.
Deixa-me fazer-te uma pergunta séria.
Ona sorayım.
Vou perguntar-lhe.
Geçerken uğrayıp işler ne durumda diye bir sorayım dedim.
ver como correm as coisas.
Evet, o yüzden aradım. Çok özür dileyerekten bir sorayım dedim. Anahtar hâlâ duruyor mu sende?
Bem, é por isso que estou a ligar, só te queria pedir se... e... e desculpa fazer isto, mas ainda tens a chave?
Sana bir soru sorayım :
Deixa-me fazer uma pergunta.
Sorayım dedim.
Não.
Sana bir soru sorayım.
Posso ajudar-te?
Sorayım mı?
- Devo perguntar?
Sorayım.
Vou tratar disso.
Sana bir şey sorayım.
Deixa-me fazer-te uma pergunta.
Pekâlâ, hemen sorayım.
Muito bem, uma pergunta :