Stalingrad traducir portugués
168 traducción paralela
Ya da Von Forest'in Stalingrad'da düştüğü tuzaktan geri çekilmek isteyişinde ne kadar aptalca bir şekilde reddettiğini?
Ou como foi corajoso em Stalingrado, quando Von Paulus queria retirar-se da armadilha?
Stalingrad'daki direniş bizim yakıt ve cephanemizi...
A resistência em Estalingrado esgotou o nosso combustível e munições em quantidades inesperadas.
Stalingrad hala dayanıyor.
Stalingrado continua resistindo.
Almanlar, Stalingrad'da kaybetti Kızıl Ordu Dinyeper'de.
Os alemães perderam Estalingrado,... e o exército vermelho está em Dnieper.
Smolensk sana bir şey ifade ediyor mu, ya da Stalingrad?
Smolensk ou Stalingrado dizem algo a você?
Stalingrad metrosunun oralarda, çünkü evim oradaydı.
Na estação de metro de Estalinegrado porque morava para aquelas bandas.
Stalingrad'da öldürüldü.
O meu único filho.
Bu Stalingrad.
Isto é Estalinegrado.
Stalingrad'da pek eğlenemezdiniz herhalde.
Não se divertiriam muito em Estalinegrado, pois não?
Stalingrad'da pek eğlenemezdiniz herhalde dedim.
Eu disse que não se divertiriam muito em Estalinegrado.
Stalingrad'da eğlence yok.
Estalinegrado não seria divertido, não.
Almanlar Stalingrad'da ele geçirilmişti.
Os alemães tinham ficado retidos em Stalingrado.
Almanlar açısından Falaise, Stalingrad'dan sonraki en büyük yenilgiydi.
Para os alemães, Falaise fora um desastre maior que Estalinegrado.
Diğerlerinde, "Stalingrad'ı hatırla." "Ukrayna'yı hatırla."
Outros diziam : "Lembra-te de Estalinegrado" ;
Beklerken haberciler Stalingrad'da Alman ordularının teslim olduğu haberlerini getirdiler.
Enquanto aguardavam, informantes trouxeram notícias da rendição dos exércitos alemães em Estalinegrado.
Planı, Sovyet ordularını Don kıyısında kuşatmak ve yok etmek Stalingrad'a doğru doğuya sürmek ve Kafkasları ülkenin geri kalanından ayırmaktı.
O plano era cercar e destruir os exércitos soviéticos na curva do Don, seguir para Este em direcção a Estalinegrado e isolar o Cáucaso do resto do país.
23'ünde, akşama doğru bir panzer kolu tam da Stalingrad'ın kuzeyi Volga'ya ulaştı.
Ao fim da tarde do dia 23, uma coluna de tanques alcançou o Volga, a Norte de Estalinegrado.
Stalingrad, Volga'ya bakan yüksek yarlar üzerine kurulmuştu ve batı kıyısı boyunca 25 km uzanıyordu.
Estalinegrado fora construída em falésias sobre o Volga e estendia-se ao longo de 25 km da sua margem ocidental.
"Yoldaşlarım ve Stalingrad halkı her birimiz güzel şehrimizi evlerimizi ve ailelerimizi savunmak görevini kendimize bir amaç edinmeliyiz."
"Camaradas e cidadãos de Estalinegrado, " todos devemos dedicar-nos à defesa da nossa amada cidade, " dos nossos lares e das nossas famílias.
Altıncı Ordu Stalingrad'ı kendi başına ele geçirecek kadar güçlü bir şekilde Volga'ya ulaşamamıştı.
O 6º Exército não alcançara o Volga capaz de tomar Estalinegrado sozinho.
"Taburumuz Stalingrad'ın dış bölgelerinde savaşıyor."
" O nosso batalhão luta nos subúrbios de Estalinegrado.
"Stalingrad'daki tüm binalar böyle müdafaa ediliyorsa o zaman hiçbir askerimiz bir daha Almanya'ya geri dönemez."
"Se todos os edifícios de Estalinegrado são defendidos assim, nenhum dos nossos soldados regressará à Alemanha."
Stalingrad'da Altıncı Ordu'nun komutanı da oldukça düşünceliydi.
Em Estalinegrado, o Comandante do 6º Exército também tinha dúvidas.
"Tüm Doğu Cephesi'ndeki en tehlikeli mevziler Stalingrad'daki Kuzey Cephesi ve Dördüncü Panzer Ordusu'nun doğu kanadıdır."
"As posições mais perigosas na frente oriental " são Estalinegrado, a Norte, " e o flanco do 4º Exército Panzer, a Este.
Stalingrad'da haftada 20,000 adam kaybediliyordu.
Perdiam-se 20 mil homens por semana em Estalinegrado.
"Stalingrad artık bir şehir değil."
" Estalinegrado já não é uma cidade.
"Stalingrad geceleri onlar için dehşet bir şeydi."
" As noites de Estalinegrado são terríveis para eles.
" Askerler Stalingrad'a Almanların'toplu mezarı'diyorlar.
Os soldados chamam a Estalinegrado a vala comum da Wehrmacht. "
Stalingrad'ın çok gerisinde uzun Rus tank konvoyları ve askerler o güz geldiler. Ama çok az bir kısmı Stalingrad'a gitti. O da şehri yıkılmaktan korumaya yetecek kadar.
De muito para além de Estalinegrado, chegaram longas colunas de tanques e soldados russos nesse Outono, mas poucos foram para Estalinegrado, os suficientes para evitar a queda.
Stalingrad'ın direneceği mümkün göründüğünde generalleri filme alındı.
Quando parecia viável que Estalinegrado se aguentasse, os seus generais foram filmados.
Stalingrad cephesinin komutanı General Yeremenko madalyaları dağıtacak zaman buldu.
O General Yeremenko, Comandante da Frente de Estalinegrado, encontrou tempo para distribuir medalhas.
Hatta bir Stalingrad yemini bile vardı :
Havia até um Juramento de Estalinegrado :
"Stalingrad'ın kül olmuş evleri, enkazı, her taşı kutsaldır."
"As suas casas queimadas, as ruínas, as próprias pedras, são sagradas."
10 Kasım'da Von Paulus Stalingrad'dan çekilmesi için Hitler'den izin istedi.
A 10 de Novembro, von Paulus pediu a Hitler permissão para abandonar Estalinegrado.
Stalingrad alanını daraltıp ve sonra güneydoğuya, Rostov'a doğru saldırabileceklerdi. Böylece Kafkasya'daki tüm Almanlar tuzağa düşeceklerdi.
Reduziriam a bolsa de Estalinegrado e poderiam então atacar a sudeste, em direcção a Rostov, encurralando todos os alemães no Cáucaso.
Bunun yerine, orduları batıya kaydı ve ne kadar uzağa gittilerse Stalingrad'da kuşatılmış Almanlar ile muhtemel kurtarıcıları aralarındaki mesafe de o kadar genişledi.
Em vez disso, seguiram para Oeste, e quanto mais se afastavam mais crescia a distância entre os alemães sitiados em Estalinegrado e os seus pretensos salvadores.
Ama asla gelmediler. Stalingrad'daki savaşı rahatlamaya çalışan Almanlar Doğu Cephesi'nde yeni bir tehditle karşı karşıya kaldılar.
Os alemães que iam socorrer Estalinegrado recuaram ao encontro de uma nova ameaça a toda a frente Sul.
Stalingrad'daki Ruslar tüm Rus orduları içinde en iyi toparlananlar oldu.
Os russos da cidade tinham o melhor índice de recuperação do exército.
Hitler'in Stalingrad takıntısı devam ediyordu.
Hitler estava obcecado com Estalinegrado.
Stalingrad'da savaş aynı kanlı haliyle devam etti.
Em Estalinegrado, a luta prosseguiu da mesma forma sangrenta.
Almanya'da Noel arifesinde radyo Stalingrad'daki birliklerden canlı yayında şu mesajı verdi :
Na véspera de Natal, na Alemanha, a rádio difundiu "em directo" esta mensagem das tropas em Estalinegrado.
Yine Stalingrad'dan sesleniyorum.
Responda, Estalinegrado.
Burası Stalingrad.
Fala Estalinegrado.
Stalingrad'dan yapılan yayınlar bir hafta önce kesilmişti.
As emissões da cidade tinham parado há uma semana.
Noel günü Radyo Moskova Stalingrad'dan Almanlara yayın yaptı :
No Natal, a Rádio Moscovo emitiu para os alemães em Estalinegrado :
"Stalingrad bir toplu mezar."
Estalinegrado é uma vala comum. "
"Altıncı Ordu Stalingrad'da son adam kalana dek tarihi görevini yerine getirecek."
"O 6º Exército cumprirá o seu dever histórico até ao último homem."
Stalingrad halkı evlerinden arta kalanları aramak için geri döndü.
Os habitantes de Estalinegrado voltaram, para procurar o que restava das suas casas.
"Cilalı botlarla Stalingrad'ı fethetmeye gelen Almanlar komik insanlar."
"Os alemães são engraçados. " Vieram conquistar Estalinegrado com botas de couro reluzentes.
- Stalingrad'dan.
- Vêm de Kalatch?
9. Bölüm : Stalingrad
ESTALINEGRADO